'Kürt Sorununa Çözüm Bütün Bölge İçin Önemli'

Türk Hükümeti ve PKK arasındaki görüşmeler hız kazandı. Uzmanlar, Irak ve Suriye’deki Kürt azınlıkların sayısı göz önünde bulundurulursa barış görüşmelerinden bu ülkelerin de ekonomik ve siyasi açıdan yarar sağlayacağı görüşünde. Ancak Amerika’nın Sesi İstanbul muhabiri Dorian Jones’un bildirdiğine göre, Kürtler’in özerklik ya da bağımsızlık çabaları, Irak ve Suriye’nin toprak bütünlüğünü tehdit edebilir.

Ekonomi ve Dış Politika Araştırma Merkezi EDAM Başkanı Sinan Ülgen’e göre PKK’nın geçen ay ateşkes ilan etmesi, 30 yıldır süren çatışmaların barışla sonlandırılması için en önemli fırsat olarak değerlendiriliyor. Ülgen, Kürt sorununa çözüm bulunmasının sadece Türkiye değil, tüm bölge üzerinde önemli etkileri olacağı görüşünde. Ülgen şöyle konuşuyor: “Kürt toplumuyla sorunlarını çözmüş bir Türkiye, ister Kuzey Irak’takiler olsun ister Suriye’dekiler, doğal olarak bölgede diğer Kürtlerle ittifak kurmaya daha yatkın bir Türkiye olacaktır. Türkiye’nin bölgede daha etkin bir rol oynayan, daha çok özgüven sahibi bir ülke haline geldiğini söylemek mümkün.”

Türkiye gibi komşuları Irak ve Suriye de büyük bir Kürt nüfusa sahip. Türkiye, şimdiden yarı özerk Irak’taki Kürt Bölgesel Hükümeti’yle güçlü ekonomik bağlara sahip. Bu bağların petrol ve doğalgaz boru hatları anlaşmasıyla daha da güçlenmesi bekleniyor. Bu boru hatları sadece enerjiye aç Türkiye’ye petrol ve doğalgaz taşımakla kalmayacak, aynı zamanda Kuzey Irak petrol ve doğalgazını dünya piyasalarına sunacak.

Merkezi İstanbul’daki Global Source Partners araştırma firmasından uzman Attila Yeşilada, PKK’yla barışın boru hattı anlaşması için kilit önem taşıdığını, böyle bir ittifakın Türkiye’yi çok büyük bir ekonomik ve diplomatik külfetten kurtaracağını söylüyor: “Şu anda enerji ihtiyacımızı gidermek için istikrarsızlığın, hatta şiddetin kol gezdiği Rusya ve İran’a bağımlıyız. Her iki ülke de doğalgaz ikmalini bir müzakere aracı olarak kullanma eğiliminde. Ama eğer doğalgazı Irak’tan elde edersek enerji kaynaklarımızı çeşitlendirmiş oluruz. Ancak mevcut barış süreci meyve vermeye başlamadığı sürece PKK büyük bir sorun olmaya devam edecek. Boru hatları PKK saldırılarının kolay hedefi haline gelebilir.”

Ancak Bağdat, sadece ulusal hükümetin bu ve benzer enerji anlaşmalarına imza atabileceğini bildiriyor. Öte yandan Amerika, anlaşmayla ilgili kaygıları olduğunu dile getirdi. Washington, anlaşmanın Iraklı Kürtler’in ayrılıkçı taleplerini körükleyerek Irak’ın bütünlüğünü tehdit edeceğini savunuyor.

Bahçeşehir Üniversitesi’nden siyaset bilimi uzmanı Cengiz Aktar, Türkiye ve Iraklı Kürtler arasındaki ilişkilerin derinleşmesinin tehdit unsuru oluşturabileceğini söylüyor. Uzman, Iraklı Kürtler’in ekonomik refahının Türkiye’yle olan bağlara dayanmasının Türkiye’nin işine yarayacağı görüşünde. Aktar şöyle konuşuyor: “Umarım Türkiye ve Irak, ilişkileri akılcı bir şekilde geliştirerek Irak’ın kuzeyinde oluşan barış ve istikrar havasını ülkenin güneyine de taşıyabilir. Yoksa savaş sözkonusu olur.”

PKK liderlerinden Zübeyir Aydar da geçen ay bir söyleşide barış sürecinin tüm bölgede Türklerle Kürtler arasındaki işbirliğinin kapılarını açabileceğini, hatta bunun Türkiye’nin Irak ve Suriye’yle olan sınırlarının yeniden çizilmesine bile imkan tanıyabileceğini belirtti.

Ülgen, karışıklıkların giderek arttığı bölgede Türk-Kürt ortaklığının önemli olabileceğini savunuyor: “Irak ve Suriye gibi ülkelerin geleceğinin belirsiz olduğunu ve bugün gördüğümüz istikrarsızlık ve karmaşanın bu ulus-devletlerin parçalanmasına yol açabileceğini düşünürsek Türk-Kürt işbirliğinin bölgeyi etkileyecek önemde olduğunu söyleyebiliriz.”

Türkiye’nin PKK’yla yürüttüğü ve her iki tarafın da temkinli bir iyimserlik sergilediği barış süreci, henüz başlangıç aşamasında. Ancak gözlemciler barış anlaşmasının gerçekleşmesinin sadece Türkiye değil, aynı zamanda tüm bölge için önemli sonuçlar doğuracağını düşünüyor.