Kürt sorununun çözümü için Diyarbakır Cezaevi’yle yüzleşme çağrısı

Cezaevi, İngiliz Times gazetesince, 2008 yılında “Dünyanın en kötü şöhretli 10 cezaevi” arasına gösterildi

12 Eylül askeri darbesinden sonra Diyarbakır Cezaevi’nde kalan mahkumlar bir kez daha cezaevinin hafıza müzesine dönüştürülmesi çağrısı yaptı. Dönemin mahkumları Kürt sorununun çözümü için Diyarbakır Cezaevi’yle yüzleşme önerisinde de bulundu.

Your browser doesn’t support HTML5

Kürt sorununun çözümü için Diyarbakır Cezaevi’yle yüzleşme çağrısı


İngiliz Times gazetesinin, 2008 yılında “Dünyanın en kötü şöhretli 10 cezaevi” arasına gösterdiği Diyarbakır E Tipi Cezaevi’nde 12 Eylül döneminde yatanlar, bugün yine cezaevinin önünde toplandı. Eski mahkumların toplanma nedeni, askeri darbe sonrasında cezaevinde yaşanan işkencelere karşı 5 Eylül 1983 günü yüzlerce tutuklunun başlattığı ölüm orucunun yıldönümü olmasıydı.

Eylemde hayatını kaybedenleri anan arkadaşları, geçen yıl boşaltılan cezaevinin müzeye dönüştürülmesi çağrısı yaptı.

Diyarbakır Cezaevi önünde toplanan dönemin mahkumları, cezaevinin hafıza müzesi yapılması çağrısını yineledi.

Diyarbakır 5 No’lu Cezaevi Hafıza Müzesi Girişim Grubu adına yapılan açıklamada, cezaevinde yaşananların unutulmaması gerektiği vurgulandı.

Girişim adına konuşan Rahime Kesici, 12 Eylül döneminde 34 kişinin işkence sonucu öldüğünü belirterek, işkencelerin hem mahkumlar hem yakınları üzerinde travma yarattığını söyledi.

Kesici, cezaevinin işkencelerin yoğun olarak yaşandığı 1980-1984 yılları arasındaki şekliyle korunması gerektiğini belirterek, “Bu işkence ve vahşet döneminin tanıkları olarak cezaevinin aslında tümüyle korunarak bir hafıza müzesi yapılmasıyla ilgili tüm aşamalarda yer almak ve tanıklıklarımızı ilgili kurumlar ve uygulayıcılarla paylaşmak istiyoruz. Cezaevi bir bütün olarak hafıza müzesine dönüştürülme dönüştürülmelidir.

Diyarbakır Cezaevi önünde toplanan dönemin mahkumları, önce kaybettikleri arkadaşlarını andı.

Cezaevinin orijinal yapısı içinde başka bir müze düşünülmemelidir. Sadece cunta dönemi işkenceleriyle yüzleşmeye gelecek kuşaklara miras olarak bırakma müzesi olarak yapılmalıdır” dedi.

Kesici, müze için materyal toplanması sürecinde Kültür ve Turizm Bakanlığı ile birlikte çalışmak istediklerini de söyledi. Cezaevi içinde yer alması planlanan diğer müze etnografya müzesi olarak açıklanmıştı.

İlgili Haberler Diyarbakır’da STK’lardan ‘cezaevi insan hakları müzesi olsun’ çağrısı

“Cezaevi orada yaşanan gerçekliklere uygun bir hafıza müzesine dönüşmeli”

Açıklamanın ardından VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan dönemin mahkumları, cezaevinin hafıza müzesi yapılmasını istedi. Paşa Akdoğan, cezaevinin yapısının bozulmamasını istedi. Dönemin mahkumlarından Nuri Sınır ise yaşananların unutulmaması gerektiğine vurgu yaparak, “Talebimiz 80-84 arası Kürt halkına karşı burada işlenen o vahşetin gelecek kuşaklara aktarılması için bu cezaevinin 80-84 arasındaki fiziki yapısıyla korunması ve hafıza müzesi olarak o günkü yaşanan vahşetlerin hepsinin bu cezaevinin içinde yer almasıdır” dedi.

12 Eylül döneminde bir süre cezaevinde kalan Kürdistan Sosyalist Partisi (PSK) Genel Başkanı Bayram Bozyel ise Kürt sorununun çözümü için cezaeviyle yüzleşilmesi gerektiğini belirtti.

42 yıl hizmet veren cezaevi geçen yıl kapatıldı.

Bozyel, bugün Türkiye'de yaşanan çatışmaların tohumlarını bu cezaevinde atıldığını savunarak, “Türkiye aydınlık bir gelecek kurmak istiyorsa geçmişiyle yüzleşmek istiyorsa halkların eşitliği üzerine bir sitem inşa etmek istiyorsa mutlaka cezaeviyle yüzleşmeli. Cezaevi olduğu gibi yani orada yaşanan gerçekliklere uygun bir hafıza müzesine dönüşmeli ve oradan bakarak toplum işkenceye, baskıya, insanlık dışı faşizan uygulamalara karşı bir duyarlılık oluşturmalı. İktidar bu duyarlılık üzerinden yeni bir demokrasi, yeni bir Kürt çözüm planı geliştirmelidir” diye konuştu.

1979 yılında açılan ve o dönem adı 5 No’lu Askeri Cezaevi olan Diyarbakır Cezaevi, geçen yıl boşaltılarak Kültür ve Turizm Bakanlığı’na devredilmişti.