Bağdat merkezi hükümeti ile Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) arasındaki gerginlik sürüyor. Yer yer çatışmaların da yaşandığı gerginliğin sona erdirilmesi için ABD başta olmak üzere çeşitli ülkeler taraflara sağduyu ve diyalog çağrıları yapıyor.
Bağdat-Erbil gerginliğinin yanı sıra, IKBY içindeki siyasi çevreler de birbirlerine yönelik çok sert suçlamalar yöneltiyor. Özellikle, 25 Eylül’de yapılan bağımsızlık referandumunun zamanlamasının doğru olmadığı ve ertelenmesi gerektiğini savunan iç muhalefet, IKBY Başkanı Mesud Barzani dahil mevcut yönetimin istifa etmesini ve bir geçiş hükümeti kurulmasını istiyor.
Diğer taraftan Mesud Barzani ve partisi Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) yanlıları “birlik” vurgusunun olduğu çağrılar yapıyor. Yine bu kesim, kısa süre önce vefat eden Irak eski Cumhurbaşkanı ve KYB Genel Sekreteri Celal Talabani’nin oğlu Bafel Talabani’nin Haşdi Şabi komutanı Hadi Amiri ile anlaştığını öne sürüyor. Kerkük’te bulunan KYB’ye bağlı Peşmerge güçlerinin çekilme emri aldıkları, KDP Peşmergeleri’nin de “sayıları az olduğu ve savunmada boşluk oluştuğu” için çekilmek zorunda kaldığı iddia ediliyor.
Suçlamaların hedefindeki Bafel Talabani ise, bazı yabancı televizyon kanallarındaki yayınlara katılarak iddiaları yalanladı. Bağdat’ın tepki göstermesinin beklendiğini ve mevcut şartlarda bağımsızlık referandumu yapmanın hata olduğunu söyleyen Bafel Talabani, “Ben Haşdi Şabi ile anlaştıysam onlar kiminle anlaştı (ve çekildi)” şeklinde cevap verdi.
Yapıldığı öne sürülen anlaşmadan Mesud Barzani ve IKBY yönetiminin haberdar olduğunu iddia edenler de var. Ancak anlaşma yapılıp-yapılmadığı, yapıldıysa kimler arasında yapıldığı ve içeriğinin ne olduğu hala belirsiz.
Spekülatif yorumlara sebep olan bir diğer konu ise süreçte İranlı General Kasım Süleymani’nin rolü ve İran’ın nüfuz genişletme girişimleri.
Son gelişmeleri Amerika’nın Sesi’ne değerlendiren El Rai Gazetesi dış politika yazarı gazeteci Elijah Magnier’e göre, “İranlı general Kasım Süleymani düzenli olarak yaptığı gibi Irak’ı ziyaret etti. Bu arada bütün Kürt liderler, Irak Cumhurbaşkanı Fuad Masum’un, ‘Bağdat, güç kullanması gerekse bile tartışmalı bölgeleri geri almak için saldıracak’ şeklindeki uyarısından sonra atılacak adımları tartışmak üzere toplandı. Kürtler, Ebadi’nin bu kadar ileri gitmeyeceği, orduyu devreye sokup Kerkük’e girmeyeceği konusunda fikir birliğine vardılar.”
Bu dönemde Kasım Süleymani’nin Mesud Barzani’ye “daha fazla ileri gitmemesi ve referandumu iptal etmesi tavsiyesinde bulunduğunu” savunan Magnier, Süleymani ile Celal Talabani’nin oğlunun da görüştüğünü söyledi.
Mesud Barzani’nin “bu tavsiyeyi reddettiğini” belirten Magnier, “Bunun üzerine Süleymani, Bağdat’a döndü. Ebadi’ye Barzani’nin teklifini reddettiğini ve yapabileceği daha fazla şeyin olmadığını söyledi ve Ebadi orduyu gönderme kararı aldı” dedi.
“Peşmerge güçlerinin Kerkük’ten çekilmesi ile başlayan sürecin İran’ın operasyonu olduğu” yönündeki iddiaların doğru olmadığını savunan Magnier, “Bağımsızlık referandumuna kadar Ebadi’nin Kasım Süleymani ile ilişkilerinin iyi olmadığını” söyledi.
Magnier’e göre, “Ebadi, İran’ın (referandum sürecinde) kendisinin yanında durduğunu anladı ve uzun bir aradan sonra Süleymani’yi kabul etti. (Kerkük) Operasyonunu yürüten Süleymani değildi. Süreç, Ebadi’nin emirleri doğrultusunda gerçekleşti” diye konuştu.
Irak ordusunun Kerkük’e yönlendirilmesinin İran’da bazı çevrelerde de beklenmediğini belirten Magnier, “Ebadi’nin bu hamlesi ile herkesi şaşırttığını, 2018 yılının bahar ayında yapılacak seçimler öncesinde rakiplerine karşı önemli bir avantaj kazandığını ve büyük ihtimalle seçimde kazanacağını” söyledi.
Irak ordusu ne kadar ilerleyecek?
Irak ordusu ile Peşmerge güçlerinin statüsü tartışmalı bölgeler arasında öne çıkan petrol bölgesi Kerkük sınırlarında karşılıklı askeri yığınak yaptığı haberleri geliyor.
Irak ordusunun ve milis gücü Haşdi Şabi’nin nereye kadar ilerleyeceği tartışılan ve spekülatif değerlendirmeler yapılan başlıklar arasında.
Geçtiğimiz günlerde ABD Dışişleri Bakanlığı taraflara diyalog çağrısı yaptığı açıklamasında “tartışmalı bölgelerin hala Irak Anayasası’na göre tartışmalı bölge statüsünde oldukları” vurgusu yapıldı.
Irak ordusunun tartışmalı bölge sınırlarına kadar ilerleyip duracağı ve Irak Anayasası’nda tanımlanmış olan IKBY sınırlarını geçmeyeceği yapılan değerlendirmeler arasında.
Magnier de, Peşmerge’nin çekilmesine yol açan anlaşma detaylarının hala belirsizliğini korusa da genel çerçevenin “Irak Anayasası çerçevesinde olduğunu, buna göre IŞİD saldırılarının başladığı 2014 yılından beri görülen anayasaya aykırı uygulamaların ortadan kaldırılacağını, yasalar çerçevesinde tanımlanan merkezi hükümet-bölgesel yönetim ilişkilerine dönüleceğini” söyledi.
“ABD, Irak’ta İran’a alan açtı”
El Ebadi’nin bu hamlesinin ardından IKBY’de ABD’nin sürece dahil olmasının istendiği basında yer alan haberlerde sıkça dile getirildi. “İran’ın Irak içinde nüfuz alanını genişlettiği” iddia edilirken ABD, “sessiz kalmakla” suçlandı.
Magnier’e göre ABD, Irak’ın bölünmesini istemiyor ancak referandum sonrası süreçte ‘Erbil mi? Bağdat mı?’ ikileminde kaldı.
Nitekim, ABD-İran arasında “gitme vaktiniz geldi” yönündeki ilk açıklama Rex Tillerson’dan geldi. Tillerson, “İran destekli milislerin ve İranlı danışmanlarının eve dönme vakti geldi” dedi.
Diğer taraftan ABD, referandum öncesi süreçte “zamanlamanın yanlış olduğu ve referandumun ertelenmesi gerektiğini” savunmuş ve bu çerçevede mekik diplomasisi yürütmüştü.Bölgede, ABD’nin “İran’ın Irak ve Suriye’deki etki alanının genişlemesinden rahatsız olsa da sürece en azından Erbil’in istediği şekilde dahil olmayacağı ve bir süre daha sessizliğini koruyacağı” değerlendirmeleri yapılıyor.