Suriye’de Esat rejiminin yıkılmasının ardından Kürtler’in nasıl bir yol izleyeceği Diyarbakır’da düzenlenen "Yaşanan son gelişmeler ışığında Kürtler ne yapmalıdırlar?" konulu çalıştayda tartışıldı.
Çalıştayın sonuç bildirgesinde PKK’ya silah bırakma, Suriye Kürtleri’ne ise Şam’daki yeni yönetime karşı birlik içinde olma çağrısı yapıldı.
Kürdistan Yurtseverler Partisi (PWK), Kürdistan Sosyalist Partisi (PSK) ile Hak ve Özgürlükler Partisi (HAK-PAR) tarafından haftasonu Diyarbakır’da düzenlenen "Yaşanan son gelişmeler ışığında Kürtler ne yapmalıdırlar?" konulu çalıştaya Kürt partilerinden 200’e yakın temsilcisi katıldı.
DEM Parti ve HÜDA-PAR’ın davet edilmediği çalıştayda Suriye’deki gelişmelerden sonra Kürtler’in durumu ile birlikte Türkiye’deki Kürt sorununa dair gelişmeler masaya yatırıldı. Çalıştayın ardından sonuç bildirgesi basın toplantısıyla açıklandı.
Toplantıda konuşan PWK Genel Başkanı Mustafa Özçelik, sözlerine, “Kürt meselesinin diyalog ile ve barışçıl çözümünde tarafız” diyerek başladı. Özçelik, Suriye’de Baas rejiminin son bulmasıyla Kürtler için fırsatları ve riskleri birlikte içinde barındıran yeni bir sayfanın açıldığını söyledi.
Özçelik, Suriye Kürtleri’ne birlik çağrısı yaparak, şunları dile getirdi:
“Rojava Kürdistanı’nda ortaya çıkan tarihi fırsatın değerlendirilmesi için tüm Kürt partilerinin biraraya gelerek, Duhok Mutabakatı’nı günümüz koşullarına göre güncellemeleri önem kazanmıştır. Rojava’daki bütün Kürt tarafları ulusal bir program ve irade etrafında birleşerek yeni devletin inşasına tek bir muhatap olarak katılmalıdır. Böylece Kürtler hem Şam’da hem de ilgili devletler nezdinden daha güçlü bir konuma gelecektir.“
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin attığı adımlarla Kürt meselesinin Türkiye’de yeniden gündeme geldiğini dile getiren Özçelik, PKK’ya şiddete son vermesi çağrısı yaptı.
Özçelik, vurgu yaptığı taleplerin sıralarken “Türkiye’de yaşayan Kürtlerin dil, kültür ve demokratik hak ve özgürlüklerinin tanınması, çoğunluk oldukları yerlerde kendilerini yönetmelerine olanak sağlanması, Kürt meselesinin çözümüyle ilgili başlayacak olası bir sürecin açık, şeffaf ve katılımcı olması, Türkiye’nin askeri operasyonlarına son vermesi, PKK’nın silahlı mücadelesine son vermesi, Kürt ulus gerçeğinin tanınması, ana dille eğitim hakkının tanınması, Kürtçe’nin de resmi dil olarak kabul edilmesi, Kürdistan adıyla siyasi partiler, STK ve kültürel kurumların kurulabilmesi, düşüncelerinden, siyasal ve demokratik çalışmalarından dolayı tutuklu bulunanların serbest bırakılması” gibi başlıkları dile getirdi.
İlgili Haberler Türkiye’nin Suriye kaynaklı güvenlik endişesi Ankara siyasi gündemindeDuhok Mutabakatı nedir?
Özçelik’in vurgu yaptığı Duhok Mutabakatı, 2014 yılında Demokratik Birlik Partisi’nin (PYD) başını çektiği 25 partinin biraraya gelmesiyle oluşturulan Kürt Ulusal Birliği Partileri (PYNK) ve Irak Kürdistan Demokrat Partisi’ne (KDP) yakın olan Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) arasında imzalandı.
Dönemin Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Mesut Barzani’nin girişimiyle varılan anlaşmada, bölgede kurulacak ortak yönetimde her iki tarafın yüzde 40 temsiliyetle yer alması, diğer parti ve bağımsız şahsiyetlere de yüzde 20’lik temsiliyet hakkı verilmesi öngörülüyordu.
Askeri güçlerin ortaklaşması ve saldırılara karşı savunmanın YPG ile birlikte koordine edilmesi kararlaştırılan mutabakatta, ayrıca özerk yöntemin uyguladığı, “toplumsal sözleşmenin” içeriğinin daha da zenginleştirilmesi ve zaman içerisinde seçimlere gidilmesi kararı alındı. Ancak mutabakat hiçbir zaman hayata geçirilmedi.
“Mesele silahların bırakılması ise muhatap PKK’dır”
Çalıştayla ilgili VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Kürdistan Yurtseverler Partisi (PWK) Genel Başkan Yardımcısı Vahit Aba, amaçlarının meselenin çözümünde muhatabın Kürtler olduğu mesajını vermek olduğunu söyledi.
Meselenin çözümünde taraf olduklarını ifade eden Aba, “Mesele yalnızca silahların bırakılması, susturulması ise onu PKK ile görüşebilirler. Kürt meselesinin çözümünde ise Kürtlerin siyasal partileri var, sivil toplum örgütleri var. Bir bütün olarak Kürt ulusu var, ulusun temsilcileri var. Onlarla görüşebilirler. Biz kendimizi Kürt milletinin tarafı olarak gördüğümüz için böyle bir toplantı düzenledik” dedi.
Çalıştayın sonuçlarını Suriye’deki Kürt partilerinin temsilcileriyle de paylaşacaklarını vurgulayan Aba, “Bizler dedik ki Rojava'da Kürtler yani rejimle olsun diğer güçlerle olsun bir bütün olarak onlarla muhatap olmalıdırlar. Bütün Kürt temsilcileri olarak ayrı ayrı partiler değil, Kürt milletinin temsilcileri olarak muhatap olmalıdır. Kürt milletinin temsilcisi olarak muhatap alınmasını istiyoruz. Türkiye'deki olanları var, Avrupa'da olanlar var. Onlarla da önümüzdeki süreçte görüşmelerimiz olacak. Bunun için de buna yardımcı olması için de Güney Kürt Hükümeti'nin de (IKBY) devreye girmesi için çağrıda bulunduk” şeklinde konuştu.
Aba, çalıştayların önümüzdeki süreçte de devam edeceğini sözlerine ekledi.
“Amacımız dar anlamda iktidarla muhatap olmak değil, Kürt meselesiyle ilgili bütün aktörlerle buluşabilmek”
PSK Genel Başkanı Bayram Bozyel de Ortadoğu’da yaşanan gelişmelerin hem Suriye halkları hem Kürtler için tarihi bir fırsat sunduğunu söyledi.
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Bozyel, Suriye halkının ve Kürtlerin kendi hak ve özgürlüklerine kavuşabileceği bir iklim oluştuğunu söyledi. MHP lideri Bahçeli’nin son aylardaki girişimlerinin de Suriye’deki gelişmelerle bağlantılı olduğunu savunan Bozyel, “Bahçeli'nin açıklamasında Kürt meselesine ilişkin doğrudan bir önerme, bir çerçeve olmasa bile Rojava ile ilişkisi olduğu için onun girişiminin de esasen Kürt meselesiyle ilgili olduğu açık. Dolayısıyla bu önemli gelişmelerin yaşandığı bir dönemde bu süreci değerlendirmenin yararlı olduğuna inandık” diye konuştu.
Bozyel, çalıştayı düzenleyen üç partinin sorunun çözümünde yapıcı bir rol oynamaya hazır olduğu dile getirerek, şöyle konuştu:
“Bu konuyla ilgili bütün ilgili aktörlerin yapıcı ve etkili rol almalarını söylüyoruz. Bizim tek tek yani bireysel görüşmelerimiz var elbette. Diyalog ve birliğin sağlanması için telkinlerimiz var, çağrılarımız var. Ama üç parti olarak da bu konuda adımlarımız olacak önümüzdeki dönemde. Hem onlara dönük olarak hem de içeride söz konusu gelişmelere karşı Kürt muhalefetini daha güçlü kılmak için, daha güçlü bir sesle bu sürece müdahil olmak için de girişimlerimiz devam edecek.”
Türkiye’deki benzer görüşlere sahip diğer siyasi aktörlerle, girişimlerini genişletmeyi düşündüklerini belirten Bozyel, “Amacımız tek başına iktidarın kuracağı herhangi bir masada bulunmak değil. Çok yönlü olarak Kürt meselesinin gündeme taşınması, doğru tanımlanması, kamuoyuna mal edilmesi için girişimlerimiz olacak. Amacımız dar anlamda iktidarla muhatap olmak değil, Kürt meselesiyle ilgili bütün aktörlerle buluşabilmek, etkileşmek. Türkiye'deki muhalefet partileri, barolar, STK'lar, aydınlar, Kürt meselesinin çözümünde rol alabilecek Avrupa Birliği yetkilileri, ABD ve Batılı ülkelerle de görüşmelerimiz olacak” değerlendirmesinde bulundu.
İlgili Haberler Suriye’de iki gazetecinin öldürülmesini protesto etmek isteyenlere Diyarbakır polisi izin vermedi