‘LIFE’ Projesi Hem Girişimcilere Hem de Mültecilere Hayat Katıyor

Your browser doesn’t support HTML5

‘LIFE’ yani ‘Hayat’ projesinin amacı, imkanı olmayan ya da mülteciler veya geçici koruma altındaki topluluk mensuplarının restoran girişimlerini desteklemek.

Sosyo-ekonomik kalkınma alanında projeler geliştiren Idema (Uluslararası Kalkınma Yönetimi) girişiminin bir parçası olan LIFE projesinde her bir katılımcı 4 ay boyunca eğitim alıyor.

Adaylar bu süre zarfında ortak çalışma alanı ve test mutfakları kullanımı, uzmanlık eğitimleri, mentörlük desteği, ağ oluşturma, kurumsallaşma, yasal süreçler hakkında yönlendirme, finansa erişim, lojistik ve girişim destekleri konularındaki hizmetlerden faydalanabiliyor.

Idema’nın kurucularından Güler Altınsoy, LIFE projesiyle ile ilgili olarak VOA Türkçe’ye açıklamalar yaptı.

Sosyal sorumluluk kapsamında ücretsiz eğitim verdiklerini anlatan Altınsoy, katılımcıların merkezlerindeki endüstriyel mutfaktan yararlanabildiklerini kaydetti.

“Suriye, Yemen, Irak ve Mısır’dan katılımcılarımız var”

Türkiye’nin, özellikle de İstanbul’un birçok kültürden ve milletten insanın bir arada yaşadığı bir yer haline geldiğine dikkat çeken Altınsoy, LIFE programının her milletten insanlara açık bir proje olduğunu söyledi.

Altınsoy, “Merkezimizi açarken, Türkiyeli vatandaşlarımızın yanısıra diğer ülkelerden gelen yabancı göçmenler ve mülteciler için de bir imkan yaratmak istedik. Çünkü girişimcilik başlı başına zor bir süreç. Bu program kapsamında Suriye’den, Yemen’den, Irak’tan, Mısır’dan buraya gelen katılımcılarımız var. Onlara kendi ürünlerini Türkiye’de nasıl daha kolay satabileceklerini, işletimlerini nasıl uyumlu hale getirebilecekleri konusunda destekler veriyoruz” dedi.

Bu projenin aynı zamanda entegrasyon ve sosyal uyum projesi olduğunu söyleyen Altınsoy, Türk ve yabancı katılımcıların biraraya gelmesi, beraber yemek pişirmesine, bir sofra etrafında toplanmalarının birbirleri arasında farklı bağların kurulmasına olanak sağladığını da belirtti.

Kendi restoranını açmak isteyen, kendini geliştirmek isteyen tüm girişimcilerin merkeze gelip dört aylık programlara dahil olabileceğini anlatan Altınsoy, “Bu program kapsamında katılımcılar teorik bilgiler alıyorlar. Pazarlama nasıl yapılır, muhasebe nasıl tutulur, şirket nasıl yönetilir, bunun gibi şirket yönetme sürecini hem öğreniyorlar hem de endüstriyel mutfaktan faydalanıp ürünlerini burada test edebiliyorlar” dedi.

Bugüne kadar iki gruptan 55 girişimcinin mezun olduğuna dikkat çeken Altınsoy, bu girişimcilerden bazılarının mezuniyet sonrası yaptıklarını şu sözlerle anlattı:

“Yemenli bir katılımcımız olan Fatma, Fatih’te bulunan bir Yemen kafesinde bütün tatlıları yapıyor. Fatma böylece hem ailesinin hem de kendi geçimini sağlamayı başardı. Suriyeli bir katılımcımız peynir üretiyordu. Burada hem hijyen konularında hem de pazara açılım konularında eğitimler alınca işini daha da büyüttü.”

Adayların eğitimlerini tamamladıktan sonra da LIFE projesi kapsamında düzenlenen etkinliklere katılabildiklerini söyleyen Altınsoy, bu sayede katılımcıların kendilerini her zaman ailenin bir parçası olarak hissettiklerini ve bunun da çok önemli bir destek mekanizması olduğunu belirtti.

“Projesi beğenilenlere maddi destek”

Altınsoy, “Özellikle mültecilerin ve göçmen katılımcıların Türkiye’de böyle bir ağa erişimi, gıda sektöründeki profesyonellere erişimi, işlerini geliştirmeleri açısından onlara çok önemli bir alan sağlıyor” diye konuştu.

Dört aylık eğitimin sonunda ‘iş planı yarışması’ olduğunu belirten Altınsoy, bu yarışmada katılımcıların geliştirdikleri projeleri kendilerine sunduklarını söyledi.

Daha sonra değerlendirme yapılırken projelerden en ilginç olan, hem sosyal faydaya hem de ekonomik olarak potansiyeli güçlü olan projelere 15 bin TL’lik maddi destek verdiklerini sözlerine ekledi.

“61 yaşındayım, işsiz yaşayamazdım”

Türkiye’ye 5 yıl önce Şam’dan gelen Kıram Al Karrad, savaş öncesi Suriye’nin çeşitli kentlerinde mutfak mobilyaları alanında işyerleri olduğunu söyledi ve durumunu şöyle anlattı:

“Türkiye’ye geldikten sonra her şeye sıfırdan başlamam gerekti. Suriye’de devrim sonrası başlayan çatışmalardan dolayı hemen hemen bütün insanlar her şeylerini kaybettiler. Ben de onlardan biriyim. Her şeyini kaybetmiş biri olarak Türkiye’ye geldim ve her şeye en baştan başladım. Sonra kendime sordum ne yapabilirim diye. Şu anda 61 yaşındayım ve bir işim olmadan burada yaşayamazdım. Daha sonra LIFE projesini duydum ve katılmaya karar verdim. Bu proje bize nasıl yeni bir iş açacağımızın yolunu anlatıyor. Burada hem Türkler hem de Suriyeliler olarak birlikteyiz. Bu çok harika bir şey. Burada Türkiye’den ve başka ülkelerden arkadaşlarımız oldu.”

Türk girişimciler de destek aldı

Türk katılımcılardan olan Yelda Kumbasar, küçük işletmesini biraz daha geliştirme yolu ararken LIFE projesini bir arkadaşı aracılığıyla duyduğunu anlattı.

“İş yerimi doğum günü gibi organizasyonlara kiralıyordum ama resmi bir açılış yapmak konusunda tereddütlerim vardı. LIFE bana uzman kişiler aracılığıyla iş yerimin açılışını nasıl yapacağım konusunda destek verdi. Ayrıca merkezde bizlere mezelerin nasıl yapıldığının öğretilmesi, işimi geliştirmem konusunda çok yardımcı oldu.”

Suriye’de de restoran işletiyordu

Suriye’nin Halep kentinden 2013 yılında ailesiyle birlikte Türkiye’ye yerleşen Alaa Alhamad, Suriye’de yaptığı restoran işini İstanbul'da da devam ettiriyor. Mesleki becerilerini geliştirmek için LIFE projesine dahil olduğunu anlatan Alhamad, şunları söyledi:

“LIFE gıda sektörü ile ilgili olduğundan ben de gıda sektöründe çalıştığım için programa dahil oldum. Daha detaylı bilgi edinmek için LIFE programında çalışan kişilerle görüştüm. Bana program tüm ayrıntılarıyla anlatıldı. Akabinde ben de programa katıldım. Hem teorik hem de pratik anlamda faydasını gördüm. LIFE programı mesleki uzmanlığını geliştirmek isteyenlere veya gıda sektöründe projesi olanlara Türkiye’deki yasalar, organizasyonel gelişim, kültürel davranış ve proje sunumu konularında yol gösterici oluyor.”