Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un, aşı olmayan Fransızlar'a argo kelimeler de kullanarak "Aşılanmamış olanları gerçekten rahatsız etmek istiyorum ve sonuna kadar da gideceğim. Stratejimiz bu" sözleri ülkede polemik yarattı. Macron'un tepki yaratan sözleri, aşı sertifikası yasasını görüşen Ulusal Meclis oturumunu da gölgeledi. Muhalefetin bu sözlere sert tepkisi üzerine görüşmeler askıya alındı.
Fransa'da Omicron varyantına karşı hükümetin, sağlık krizini yönetme araçlarını güçlendirmek ve aşı karşıtlarını ikna edebilmek amacıyla, aşı olmayanların 15 Ocak'tan itibaren bar, restauran, sinema, tiyatro gibi kamusal mekanlara girişlerini yasaklayan "Aşı sertifikası yasa tasarısını" Meclis gündemine getirmesi tartışmaları alevlendirdi. Yasa üzerindeki görüşmelerde ilk gün, iktidar milletvekilleri gece yarısı salonda yeterince sayıda bulunmayınca, azınlıkta olan muhalefet oylarıyla görüşmeler askıya alındı. Hükümet, yasada ısrar ederek, ikinci gün yeniden tasarıyı Genel Kurul gündemine taşıdı. Ancak bu sefer de Cumhrubaşkanı Emmanuel Macron'un, Le Parisien gazetesine verdiği bir söyleşi nedeniyle Genel Kurul'da tansiyon yeniden yükseldi.
Macron söyleşide, argo kelimeler de kullandı ve "Aşı olmayanların sorumsuz olduğunu, sorumsuzların da yurttaş olamayacağını" belirterek "Aşı olmayanları rahatsız etmek istiyorum. Sonuna kadar da gideceğim. İşte stratejimiz bu" sözleri, cumhurbaşkanlığı seçimlerine 96 gün kala gerilen ülkedeki polemiğin daha da büyümesine yol açtı.
Son yılların en tartışmalı görüşmelerine sahne olan Genel Kurul'da sık sık sesler yükseldi, muhalefetten hükümete eleştiri yağdı. Ana muhalefetteki Cumhuriyetçiler'in (LR) lideri Chiristian Jacob "Ya aşıyı zorunlu hale getirirsiniz, o zaman herkes uymak zorunda olur ya da zorunlu hale getirilmez, bu da herkes seçme şansına sahip demek. Bu durumda, bir Cumhurbaşkanı Fransızlar'ı sinir etmek amacıyla yasa getiremez. Hepimiz, aşı sertifikası hakkında farklı düşünüyoruz. Ben aşı sertifikasını savunuyorum. Ama yalnızca Fransızları kızdırmak için getirilen bir metne 'Evet' diyemem. Sayın Bakan, Cumhurbaşkanı'nın, sizin, isteğiniz bu mu? Evet ya da hayır! Bunun yanıtını almak zorundayız. Bu yanıtı almadıkça bu oturuma devam edemeyiz" dedi.
"Kurumsallaşmış provokasyon"
LR Milletvekili Philippe Gosselin da "Milletin birliğinin garantörü böyle açıklamalar yapamaz. Cumhurbaşkanlığı makamına yakışmıyor. Bu kurumsallaşmış bir provokasyondur" diye itiraz etti. Komünist Parti Genel Başkanı ve cumhurbaşkanı adayı Fabien Roussel, "Hükümetin amacı ne? Fransızlar'ı daha çok kızdırmak için mi bu yasayı getirdi ? Başbakan gelsin açıklama yapsın" derken, radikal sol La France Insoumise (LFI) Milletvekili Mathilde Panot da "Bir Cumhurbaşkanı, yasa üzerindeki görüşmeler sürerken, Fransızlar'ı kızdırmak istediğini, aşı olmayanların yurttaş sayılamayacağını söylüyor. Bazılarını daha fazla yurttaş sayan, bölen sizsiniz. Burada kaosu siz yaratıyorsunuz. Bu koşullarda devam edemeyiz. Derhal bu oturumun askıya alınmasını istiyoruz" diye konuştu.
Açıklama yapmak üzere kürsüye gelen Sağlık Bakanı Olivier Veran mikrofonu aldığında, Genel Kurul'daki öfkeli muhalefet milletvekilleri sıralara vurarak bakanı protesto etti. Bunun üzerine de saatler gece yarısından sonra 02.00'ye yaklaştığında, görüşmeler ikinci kez askıya alındı.
Muhalefetten "bölme birleştir" çağrısı
Henüz resmen açıklamasa da, Nisan ayında yapılacak seçimlerde Cumhurbaşkanı adayı olmaya hazırlanan Macron'un sözleri, Meclis'teki görüşmeleri gölgeledi. Yaklaşık 2 hafta önce TF1 Televizyonu'na özel bir söyleşi veren Macron, kendisini sık sık "ukala, kibirli, halkı küçümseyen bir lider" olarak değerlendiren Fransa halkını üzdüğünden dolayı pişman olduğunu dile getirmiş, "Sözlerimle bazı yurttaşları yaraladığımın farkındayım. Artık değiştim. Bir daha benden böyle kırıcı sözler duymayacaksınız" demişti.
Macron, yılbaşı dolayısıyla yaptığı ulusa sesleniş konuşmasında da "Fransızlar'ı birlik ve dayanışma içinde olmaya" çağırmıştı. Ancak, bu konuşmasından yalnızca 4 gün sonra, aşı olmayan 5 milyon kişinin "sorumsuz ve gerçek yurttaş sayılamayacağını" söylemesi, üstelik argo kelimelerle bunu ifade etmesine tepkiler gecikmedi.
Cumhurbaşkanı adayları aşırı sağcı Eric Zemmour, Marine Le Pen ile sağcı aday Valerie Pecresse'den sert tepkiler geldi. Adaylar cumhurbaşkanının "tüm Fransızların Cumhurbaşkanı" olduğunu hatırlatarak, Macron'u Fransızlar'ı bölmekle suçladı. Bazı adaylar, Cumhurbaşkanı’nın Fransızlar'ı bölen bu sözleri bilerek, hesaplayarak söylediğini ve "Cumhurbaşkanı’ndan çok, bir aday gibi davrandığını" dile getirdi. Sosyal medyada da Macron’a yoğun tepki gösteren aşı karşıtları, Cumartesi günü Macron'u protesto eden bir gösteri düzenleme çağrısı yaptı.
Vaka sayısı 300 bine ilerliyor
Fransız hükümeti, daha önce uygulanan aşı sertifikasıyla, aşı olanların yanısıra, COVID-19 virüsü bulaşarak iyileşenlerin ve negatif test gösterenlerin de kamusal alanlara girişine izin veriyordu. Ancak, Omicron varyantının ülkede hergün 300 bine varan kişiye bulaşması üzerine, yeni bir yasayla, 15 Ocak'tan itibaren, aşı sertifikasının yalnızca "3 doz aşı olanlarla sınırlanması" istendi.
Fransa Sağlık Bakanı Olivier Veran, hergün 300 bine yakın vakanın tespit edileceği yeni bir döneme girdiklerini açıklarken Fransa Ulusal Sağlık Kurumu, son 24 saat içinde 271 bin yeni vaka tespit edildiğini açıkladı. Bu rakam, salgının başından bu yana kaydedilen en yüksek rakam.
Fransa'da halen 5 milyon kişi aşı olmaya direniyor. Aşılanma oranının yüzde 91'e ulaşmasına rağmen, hergün 300 bine yakın yeni vaka kaydedilmesi, "aşının ve aşı sertifikası uygulamasının güvenilirliğini" tartışmaya açıyor.
Bir hafta içinde, 8 milyon COVID-19 testi yapılan ülkede, son 24 saat içinde 271 bin 686 vaka tespit edildi, 293 kişi de salgın nedeniyle yaşamını yitirdi. Halen hastanede 20 bin 186 hasta COVID-19 nedeniyle tedavi görüyor, bunların 3 bin 665'i yoğun bakımda.
Fransa'da salgının başından bu yana 97 bin 424 kişi yaşamını yitirdi, 1 milyonu aşkın kişi de virüse yakalandı.