Martin Luther King'in Hayali 50 Yıl Sonra Gerçek Oldu

Your browser doesn’t support HTML5

Martin Luther King'in 50 yıl önce yaptığı ünlü “Bir Hayalim Var” konuşması, bugün siyah Amerikalılar’ın eşit haklara sahip olması için tüm ulusu harekete geçiren hareketin çıkış noktası oldu
Martin Luther King Jr: “Bugün Amerikan halkına ve tüm dünyaya seslenmek istiyorum. Artık harekete geçtik ve hiç bir ırkçı dalga bizi durduramaz.”

Amerika’da 1950’li yılların ortalarında Alabama eyaletinin Montgomery kentinde genç bir dinadamının otobüslerde siyahlara uygulanan ayrımcılığı ortadan kaldırmak için başlattığı medeni haklar hareketi büyük ilgi çekti. Martin Luther King, siyahların oy kullanma ve eşitlik hakları için mücadele etmek amacıyla şiddet içermeyen protestolar düzenledi.

http://embed.verite.co/timeline/?source=0AmESrZ_W5tLRdGxLbk5DX1dlYU5NRXJ3MTA4VUN4Umc&font=Bevan-PotanoSans&maptype=toner&lang=tr&height=650

Medeni haklar için gösteri yapanlara uygulanan şiddetin televizyonda yayınlanan görüntüleri, kamuoyunda büyük tepki uyandırdı.

Sivil haklar savunucusu Andrew Young, King’in yakın arkadaşıydı: “O bize görevimizin Amerika’nın ruhunu ırkçılık, savaş ve yoksulluktan oluşan şeytan üçgeninden kurtarmak olduğunu öğretti.”

1963 yılında eşitlik hakları hareketine destek büyüdü ve Washington’da 250 bin kişinin katıldığı işsizlikle mücadele ve özgürlük yürüyüşü düzenlendi.

Kongre üyesi John Lewis de oradaydı: “Lincoln anıtının merdivenlerine ulaştığımızda, yüzlerce, binlerce kişi olmuştuk. Çoğunluk gençlerden oluşuyordu. Kalabalığı daha iyi görmek için ağaçlara tırmanmış gençler vardı.”

King, kalabalığı bu sözlerle coşturdu: “Gün gelecek dört küçük çocuğum, derilerinin rengine göre değil karakterlerine göre değerlendirildikleri bir ülkede yaşayacak. Bugün bir hayalim var!”

Lewis, bu konuşmanın kutsal bir içeriği de olduğunu söylüyor: “O, Lincoln anıtının mermer merdivenlerini günümüzün dini kürsüsüne dönüştürdü ve Amerikan rüyasının temellerini yeniden attı.”

Medeni haklar savunucusu Julian Bond da yürüyüşe katılanlandan: “Bu yürüyüş, o güne dek gerçekleşen ve siyahların haklarını savunmak için beyazların da katıldığı tek gösteriydi. O güne kadar asla böyle bir şey olmamıştı ve bunun parçası olduğum için çok mutluydum.”

King, kalabalığın arasındaki beyazları da farkederek şiddetsiz protestoya devam çağrısı yaptı: “Siyahıyla, beyazıyla, Yahudisi ile, Protestanı ile Katoliği ile tanrının tüm evlatları el ele verip eski siyah ayinini söyleyebildiği zaman tam olarak özgür olacağız.”

King’in bu konuşması, katılımcılarının çoğunluğu siyahlardan oluşan ve Amerika’nın güneyinden başlayıp ulusal bir harekete dönüşen medeni haklar kampanyasını başlattı.

1964 yılında King, Nobel Barış Ödülü aldı ve Başkan Lyndon Johnson, halka açık alanlarda ayrımcılığı yasaklayan medeni haklar yasasını imzaladı.

Ertesi yıl da siyahların seçimlere katılmasını ve oy kullanmasını yasaklayan yasa kaldırıldı.

Martin Luther King, son kampanyasını grevdeki sağlık çalışanlarını desteklediği Tennesee’de yaptı. Efsanevi medeni haklar savunucusu, aynı eyalette bir otelde suikast sonucu öldürüldüğü zaman 39 yaşındaydı.

İnsan hakları savunucusu ve iki kez başkanlığa adaylığını koyan Jessie Jackson da oradaydı: “Ölümünden sonra efsaneleşti. King, Memhpis’te çarmıha gerildi ama onun yeniden doğuşu tüm dünyayı etkiledi.”

King, son konuşmasını ölmeden bir gün önce yapmıştı: “Ve vadedilmiş topraklar gördüm. Oraya sizinle gidemeyebilirim ama şunu bilmenizi isterim ki hepimiz sonunda oraya ulaşacağız.”

Ölümünden 40 yıl sonra, 2008 yılında Barack Obama, Amerika tarihinin ilk siyah başkanı olarak seçildiğinde King’in hayali de gerçekleşmiş oldu.

Martin Luther King’in eşitlik mesajları bugün de bütün dünyada ilham kaynağı olmaya devam ediyor.