Merkel Mülteci Gündemiyle İstanbul'da

Avrupa’nın karşı karşıya kaldığı mülteci krizine çözüm bulmak için Türkiye’ye giden Merkel’i zor bir gün bekliyor. Erdoğan ve Davutoğlu’yla yapacağı görüşmede Avrupa’ya vizesiz seyahatlerden, kapanmış fasılların açılmasına, Suriye’de güvenli bölge konusunda birçok başlıkla karşılaşacak olan Almanya başbakanı, 100 akademisyen tarafından seçimler öncesi hükümete siyasi destek vermekle eleştirildi.

En son 2012 yılında Türkiye’yi ziyaret eden Almanya Başbakanı Angela Merkel, iki buçuk yıl sonra yeniden Türkiye’ye geldi.

Türkiye'deki 100 akademisyen Merkel’e hitaben kaleme aldıkları mektupta, AGİT’in yazdığı iki rapora rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tarafsızlık yeminine sadık kalmadığı seçim kampanyası ikliminde bu ziyareti yadırgadıklarını belirtiyor.

100 akademisyen: ‘Ziyaret AB değerlerini yok sayan iktidara siyasi bir destek’

Akademisyenlere göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu dil, din, etnik köken ve cinsiyet temelli ayrımcı söylemde bulunuyor, nefret suçu işliyor, gazeteciler ve bilim insanlarına baskı yapıyor ve sansür uyguluyor, yayın yasaklarıyla haber alma özgürlüğünü ihlal ediyor yani Avrupa Birliği’nin ortak değerlerini yok sayıyor.

100 akademisyen mektupta açık açık, bu ziyaretin kampanya ikliminde siyasi bir destek olarak görüleceğinden ve AB’nin en önemli değerlerini çiğneyen siyasetçileri taltif etme ihtimalin dolayı fevkalade rahatsız olduklarını da iletiyor.

Akademisyenlerin tepkileri bir yana Almanya Başbakanı’nın Türkiye ziyareti öncesi iktidar kanadından gelen tepkiler de görüşmelerin kıran kırana geçeceğini gösteriyor.

Son dönemde Türkiye’nin Suriye’de izlediği politikalardan rahatsızlığını saklamayan Almanya’nın Suriye sınırında yer alan Patriot hava savunma sistemlerini çekmesi iki ülke arasındaki farklı yaklaşımın en ciddi işaretlerinden biri. Bu nedenle tam da seçim öncesi gerçekleşmesinin temel nedeni, Avrupa’nın bir süredir yüzleşmek zorunda kaldığı mülteci krizi.

4 milyon Suriyeli mülteciden 2 milyonu Türkiye’de yaşıyor

Türkiye, bugün dünyada en çok Suriyeli sığınmacıya ev sahipliği yapan ülke. 266 bini kamplarda olmak üzere iki milyon sığınmacıyı barındıran Türkiye, 8 milyar dolara yakın kaynak harcarken uluslararası camiadan 417 milyon dolar destek gördü.

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin raporlarına göre, iç savaş nedeniyle 429 bini Avrupa’da olmak üzere 4 milyon Suriyeli, mülteci durumda. Ülke içindeki yerinden olmuş 7,7 milyon Suriyeli var. Bu kişiler de potansiyel mülteci olarak görülüyor.

Sinirlioğlu: ‘Türkiye, kriz anında hatırlanacak bir ülke değil’

Dün bir grup gazeteciyle sohbet toplantısı yapan Dışişleri Bakanı Feridun Sinirioğlu, Avrupa ülkeleri tarafından ilk önerilen 500 milyon euro’luk yardım teklifinin reddedilmesinin ardından Avrupa Birliği’nin bir yıllığına 3 milyar dolarlık bir fon önerdiğini söyledi.

Dışişleri Bakanı, “AB, Türkiye'yi yeniden keşfetti. Sık sık geliyorlar, telefonlarımızı meşgul ediyorlar. Ancak Türkiye, kriz anında hatırlanacak, taktik işbirliğine girilecek bir ülke değildir. Türkiye, tarihiyle, kültürüyle büyük bir Avrupa devletidir ve öyle kalacaktır. Kendimizi ‘onlar Avrupa, biz Türkiye'yiz’ gibi bir noktaya sokmamalıyız. AB'ye üyeliğimiz, Türkiye'yi Avrupalı yapmayacak. Çünkü Türkiye zaten Avrupa'daki dört büyük ülkeden biri ve öyle de kalacak” dedi.

Merkel geri kabul istiyor, Davutoğlu ‘önce Schengen’ diyor

Merkel’in çantasındaki konulardan birinin Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaşmış 400 bin civarında mültecinin Türkiye’ye geri gönderilmesi. Ancak Türkiye ile AB arasında 24 Haziran 2014’te imzalanan Geri Kabul Anlaşması buna izin vermiyor. Zira yürürlükteki anlaşma, Türkiye üzerinden AB’ye giren mültecilerin en az üç yıl sonra Türkiye’ye iadesini öngörüyor.

Başbakan Davutoğlu da iki gün önce TGRT Haber televizyonunda yaptığı açıklamada Türkiye ile AB arasında vizesiz seyahat imkanı sağlanmadan bunun kabul edilmeyeceğini söyledi:

“Schengen konusunda adım atılmadan, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının vizesiz Avrupa’ya seyahatleri mümkün olmadan Geri Kabul Anlaşmasını imzalamayız. İmzalamadan da mültecilerin geçişleri ve geri iadesi bağlamında adım atılması mümkün olmaz.”

Ceyda Karan: ‘AB parasını bastırıp Türkiye’yi ‘güvenli bölge’ kılacak’

Cumhuriyet gazetesinden Ceyda Karan ise gündemdeki eylem planını şöyle tarif ediyor.

“Avrupa yılda 1 milyar Avro ödeyip Türkiye’nin geniş sığınmacı nüfusun ihtiyaçlarını karşılamasını, yeni gelenler için yeni kamplar kurmasını istiyor. Frontex eşliğinde Yunan donanmasıyla ortaklaşa yeni akınlara dur denilmesini… Bu sayede en başta Yunanistan, İtalya ve Macaristan rahatlayacak, Batı Avrupa rahatlayacak. Almanya, karşılığında Türk vatandaşları için AB’ye girişlerde vize kolaylığı öneriyor. Lakin bunun şartı ‘iade anlaşmasının’ imzalanması. Öyle elini kolunu sallayarak gidene geçit vereceklerini sanmayın. Türkiye için manasını ben söyleyeyim: Avrupa alacağının fazlasını Türkiye’ye ‘postalayacak’. AB parasını bastırıp Türkiye’yi ‘güvenli bölge’, ‘tampon bölge’ kılacak.”

Dedeoğlu: ‘Vizesiz Avrupa, 2017’de bile kolay değil, altı faslın açılmasını önerdik’

Mülteci sorunun Avrupa’nın 2. Dünya Savaşı'ndan beri karşılaşılan en büyük insanlık dramı olduğunu söyleyen Avrupa Birliği Bakanı Beril Dedeoğlu, yeni sürecin AB-Türkiye ilişkilerini de derinleştireceğini ancak vize muafiyetinin 2017'de dahi gerçekleşmesinin kolay olmadığını belirtti.

Bakan Dedeoğlu, “Açılmaya hazır nitelikte 15. Enerji, 17. Ekonomik ve Parasal Politikalar, 23. Yargı ve Temel Haklar, 24. Adalet, Özgürlük ve Güvenlik, 26. Eğitim ve Kültür ve 31. Dış, Güvenlik ve Savunma Politikaları olmak üzere altı faslın açılmasını önerdik” dedi.

Erdoğan, Merkel’in Nobel Barış Ödülü’ne adaylığını eleştirdi

Türkiye’nin dış siyasetinin en belirleyici ismi olarak görülen Cumhurbaşkanı Erdoğan da yarın yapılacak ziyaret öncesi isim vermeden Alman Başbakanı Merkel’in Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterilmesini eleştirdi.

2 milyon 200 bin Suriyeli, 300 bini Iraklı olmak üzere 2,5 milyon mültecinin Türkiye’de ağırlandığını söyleyen Cumhurbaşkanı, “Yaptığımız harcama 8 milyar dolar. Dünyadan bize gelen destek ne? 417 milyon dolar. Çok ilginç gelişmeler oluyor. Birileri mülteci kabulünde laf ediyor. İşte, ‘30 -40 bin mülteciyi kabul edeceğiz’. Ondan sonra da Nobel’e aday gösteriliyor, nasıl oluyorsa? Bizde 2,5 milyon mülteci var, bu konuda kimsenin umurunda değil. Çünkü Nobel de siyasi. Çünkü Nobel ödüllerinin nasıl verildiğini zaten çoğunuz biliyorsunuz. Sipariş üzerine Nobel ödülü veriliyor” dedi.