Moskova Toplantısına İran Neden Katıldı?

Your browser doesn’t support HTML5

Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov’un, Pazartesi akşamı uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetmesinin ardından, normalleşme sürecine giren Türkiye-Rusya ilişkilerinin bundan nasıl etkileneceği sorusu gündeme taşındı.

Her ne kadar Rus yetkililer, saldırıyı Türk-Rus ilişkilerini yeniden canlandırma sürecini baltalamaya yönelik bir provokasyon olarak nitelese de, Moskova’nın önümüzdeki günlerde tavrının nasıl olacağı hala merak konusu.

Rusya Büyükelçisi Karlov’a yönelik suikastın ne amaçla düzenlenmiş olabileceğini, Suriye’ye barış getirmeyi amaçlayan girişimleri nasıl etkileyeceğini değerlendiren Kadir Has Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Kasım Han, suikastın bir fayda gözetilerek gerçekleştiğini düşünmüyor.

Ancak Kasım Han, suikastin, uluslararası kamuoyunda Türkiye’nin kaotik, emniyetsiz bir ülke olarak göstermek amacıyla planlanan bir eylem olabileceğini belirtti. Han’a göre bu durumda Türkiye’nin atması gereken adımlar, Batı elçiliklerini, diplomatları ve gazetecileri hızla güvence altına almak olmalı.

Suikastin, Türkiye, Rusya ve İran Dışişleri Bakanlarının katıldığı Moskova’daki Suriye toplantısının hemen öncesinde düzenlenmesi dikkat çekti ve saldırının toplantının gündemini değiştirme amacı taşıdığı iddiaları da gündeme geldi:

Ancak Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Kasım Han, “Bu tür olaylar zirvelerin gündemini değiştirmez,” diyor:

“Bu toplantılar, ülkelerin ulusal çıkarlarına ve uzun sürede oluşturdukları pozisyonlara göre tavır aldıkları toplantılardır, dolayısıyla çok acı da olsa Büyükelçinin kaybının, tarafların tutumlarını değiştireceğini zannetmiyorum. Elbette söylemleri değiştirebilir, toplantının havasını daha vakur bir hale sokabilir ancak tarafların tutumu değişmez.”

Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Han, aslında toplantının ele alınan konular bakımından sadece Türkiye ve Rusya arasında da gerçekleşebileceğini ancak İran’ın denkleme kendisini zorla eklediğini düşünüyor:

“Rusya ve İran’ın Suriye’de aynı yönetimi desteklemeleriyle beraber, birbirlerinden farklılaşan bir gelecek algıları var. Bu gelecek algısı, her ikisinin Suriye politikasıyla veya her ikisinin Türkiye’yle ilişkileriyle ilgili olmaktan ziyade, bu iki ülkenin Amerika’yla ilişkilerinin nasıl biçimleneceğiyle ilgili.”

Kadir Has Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Kasım Han’a göre, Halep kentinde daha fazla kan dökülmeden tahliyelerin tamamlanması kısa vadede sağlanabilecek en önemli başarılardan.