Açıklamada, askeri araçların kasıtlı olarak Mısırlı Hristiyanların üzerine sürüldüğü suçlaması da reddediliyor.
Mısır’da eski Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek’in devrilmesinden buyana meydana gelen en kanlı olay tüm dünyayı şok etti, ülkede hiçbir şeyin değişmediği izlenimi verdi.
İnkâra rağmen ağır askeri araçlar altında ezilen insanların yola yapışmış cesetlerinin fotoğrafları sadece Hristiyanları değil tüm Mısırlıları galeyana getirdi askerlere duyulan kin ve nefretin artmasına yol açtı.
Halk, orduyu, iktidarı sivillere devretmemek için ülkedeki çeşitli din ve mezhepleri birbirine düşürmekle, kışkırtıcılık yapmakla suçluyor. Pazar günü 26 kişinin vahşice öldürüldüğü gösteride, Mısırlı Hristiyanlar bir kiliselerinin şeriatçılar tarafından yakılmasını protesto ediyordu.
Tuğgeneral Adil Emire, bugün yaptığı basın toplantısında, gösteri alanındaki karakolu koruyan askerinin gerçek mermi verilmediğini iddia etti ve ölümlerden Hristiyanları sorumlu tuttu.
Başbakan Yardımcısı Hazım el Biblawi ölümler üzerine görevinden ayrılmaya karar vermiş ancak istifa mektubu Askeri Konseyin lideri Mareşal Muhammet Hüseyin Tantavi tarafından reddedilmişti.
80 milyonluk Mısır’da nüfusun yüzde 10’unu Hristiyanlar oluşturuyor. Hristiyan Mısırlılar, askeri yönetimin radikal İslami grupların kiliseleri hedef alan saldırılarına göz yumduğuna inanıyor.
Başbakan İssam Şerif, geçici hükümetin olağanüstü toplantısında çatışmaların arkasında iç ve dış mihrakların “gizli eli” olduğunu söylemiş ancak gizli elin kimin eli olduğunu gizli tutmayı tercih etmişti.
Devrimi birlikte yapmalarına rağmen Mübarek’in devrilmesinden sonra Müslümanlarla Hristiyanlar arasında gerginlik giderek artıyor.
Pazar günü askeri araçlar halkın üzerine sürüldü mü sürülmedi mi? Siz karar verin: