Bu hafta Washington gündemindeki öncelikli konu, kuşkusuz, Rusya soruşturmasını yürüten özel yetkili savcı Robert Mueller’ın Adalet Bakanlığı’na sunduğu rapor ve bu raporla ilgili olarak Adalet Bakanı William Barr’ın yayınladığı basın bildirisi oldu. Dört sayfalık metinde, Mueller’ın raporunda Başkan Donald Trump’a suçlama yöneltilmediği kaydedildi. Trump’ı memnun eden raporun tamamının açıklanması beklenirken, asıl soru bundan sonra ne olacağı? Washington’daki Alman Marshall Fonu adlı düşünce kuruluşu uzmanlarından Jonathan Katz, Mueller raporunu Amerika’nın Sesi’ne değerlendirdi.
Amerika’da Rusya soruşturması tamamlandı. Özel yetkili savcı Robert Mueller, 22 ay boyunca Trump’ın seçim ekibinin Rusya’yla işbirliği yapıp yapmadığını ve Trump’ın adalete müdahale edip etmediğini araştırdı.
ABD Adalet Bakanı William Barr’ın rapor konusunda yayınladığı dört sayfalık bilgilendirme metni, başta Başkan Trump olmak üzere Cumhuriyetçiler’i rahatlattı.
Ancak, uzmanlar aynı görüşte değil. Washington’daki Alman Marshall Fonu adlı düşünce kuruluşundan Jonathan Katz, sürecin henüz bitmediğine dikkat çekiyor:
“Mueller’ın raporunu henüz görmedik. Soruşturma çok uzun zamandır sürüyor. Trump yönetiminin ilk aylarında başladı. Şunu da unutmamalıyız ki, bu süreçte çok sayıda dava da açıldı ve davalar, her başkan için ciddi sonuçlara yol açar. Buarada, anketler halkın başkana duyduğu güvenin azaldığını gösteriyor. Ama her şeyden önce, raporun içeriğini görmemiz gerekiyor.”
Katz, Trump yönetiminin raporun tamamını yayınlamasının gerçeklere ışık tutacağını söylüyor:
“Adaletin engellenip engellenmediğini, başkanın kabinesindeki bir adalet bakanı tarafından yayınlanan bilgilendirme raporuna bakarak söyleyemeyiz. Clinton’ın azil sürecinde, bir Kongre üyesi için çalışıyordum. Ve o tecrübeden çok iyi biliyorum ki gerçekleri öğrenmek çok önemli. O dönemde, soruşturma raporunun aslını görmek ve sonra bir sonuç çıkarmak Kongre üyeleri için çok önemliydi. Bence henüz bu sürecin çok başındayız. Yönetimin, raporun tamamını yayınlamasını umuyorum.”
Kongre’nin Demokrat üyeleri de aynı görüşte. Temsilciler Meclisi’nin Demokrat Partili Başkanı Nancy Pelosi, Adalet Bakanı Barr’ın Kongre komisyonlarına yalnızca raporun özetini sunmasının yeterli olmayacağını, raporun tamamını ve beraberindeki belgeleri sunması gerektiğini söyledi.
Barr’ın dört sayfalık bilgilendirme metninde, Trump’a suçlama yöneltilmediği ve Mueller'ın Başkan'ın adalete müdahale edip etmediğine dair bir sonuca varmadığı kaydediliyor.
Barr’ın, rapordaki bulgular ışığında, kendi değerlendirmelerine göre ‘adalete müdahale edilmemiştir’ mesajı vermesi, tepkiyle karşılandı:
“İşbirliği veya adalete müdahale olup olmadığı sorularını araştıran yüzlerce sayfalık bir belge sözkonusu. Ve anladığım kadarıyla, Mueller raporun hiçbir yerinde ‘Başkan adaleti engellememiştir’ demiyor. Bence asıl soru, eğer bir başkan işbirliği konusunda kaygılı değilse, neden adalete müdahale etsin sorusu. Daha ortaya çıkması gereken çok şey var.”
Alman Marshall Fonu uzmanı Katz, Mueller’ın raporunu her şeye rağmen tamamlayabilmiş olmasından memnun:
“Bence burada en önemli şey, Mueller’ın bu raporu hazırlayabilmiş ve bunu yaparken de her iki partiden güçlü destek almış olması. Sonuçta başkanı yargılayacak olan kişi Mueller değildi. Çünkü görevdeki bir başkana dava açamazsınız. Ama burada Mueller şunu yaptı: ‘Bakın ben bunları buldum. Şimdi bırakalım Amerikan halkı ve Kongre bunlara bakıp, başkanın, yönetiminin ve ortaklarının yanlış bir şey yapıp yapmadığına karar versin’ dedi. Ve jüri henüz bu konuda bir karar vermedi.”
Adalet Bakanı Barr’ın raporun tamamını ne zaman açıklayacağı bilinmiyor. Öte yandan, Temsilciler Meclisi Adalet Komisyonu Başkanı Jerry Nadler, Barr'ın Mueller raporuyla ilgili olarak ifade vermeye çağırılacağını açıkladı.