Siyaset uzmanı Hişam Kasım, onbinlerce Mursi destekçisini sokaklara döken protesto çağrılarının ise, çözüme katkı sağlamaktan ziyade, karmaşayı körüklediği görüşünde
KAHIRE —
Mısır’ın devrik cumhurbaşkanı Mursi’nin görevine dönmesini isteyen destekçileriyle, hükümet güçleri arasındaki çatışmalar sürüyor. Peki bundan sonra ne olacak? Uzmanlar, Amerika’nın Sesi’ne gelinen noktadan sonra olası senaryoları yorumladı.
Siyaset uzmanı Hişam Kasım, Müslüman Kardeşler ve destekçilerinin Mısır sokaklarında yaptıklarının yersiz bir çabadan öteye gidemediğini savunuyor: “Müslüman Kardeşler’in hem kendilerine hem de destekçilerine yaptıklarını görmek üzücü. Çünkü bu kaybedilmiş bir savaş. Muhammed Mursi’nin yeniden başa gelmesi mümkün değil.”
Kasım, Müslüman Kardeşlerin, onbinlerce Mursi destekçisini sokaklara döken protesto çağrılarının ise, çözüme katkı sağlamaktan ziyade, karmaşayı körüklediği görüşünde: “İnsanları zorla karşı karşıya getirmek sadece daha büyük kayıplara yol açmakla kalmayacak. Müslüman Kardeşler, aynı zamanda bir sonraki seçimlerdeki şanslarını da ortadan kaldıracak. Çünkü insanlar gerçekten çok rahatsız. Artık normal hayatlarına dönerek geçimlerini sağlamak istiyor. Müslüman Kardeşlerin tutumu tüm bunların önünde engel teşkil ediyor.”
Mısır geçici hükümetine bağlı güvenlik güçleri ve ordunun, Mursi destekçilerinin bulunduğu kamplara sert bir şekilde müdahele etmesiyle yüzlerce kişinin ölümüne yol açan olaylar, tüm dünyada, bunun daha iyi bir çözümü olamaz mıydı sorusunu akıllara getirdi. Uzman Hişam Kasım ise hükümet güçlerinin tavrını savunuyor: “Kamplarla ilgili iki yol vardı. İlki, protesto etkisini yitirip grup dağılıncaya kadar izin vermekti. Ki bunun çok tehlikeli olacağı düşünüldü. Zira Müslüman Kardeşler’in bazı liderleri terörizme davetiye çıkaracak şekilde hareket etti. Hristiyanlara yönelik saldırılardan söz ediyorlardı. Sina yarımadasında saldırıları arttırmaktan söz ediyorlardı ki, burası dünyanın dört bir yanından teröristler için güvenli liman olarak biliniyor. Özellikle Mübarek’in devrilmesinden sonra ülkeye sızdılar. Diğerleri de Mısır ordusunu alt etmekte başarısız oldukları için Mursi’nin de göz yummasıyla Sina’da paralel bir ordu kuruldu.”
Son olarak Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Mısır için toplandı ancak konseyden Mısır’da 800’den fazla kişinin öldüğü olaylarla ilgili sert bir karar çıkmadı. Toplantı sonrası konuşan Birleşmiş Milletler Mısır Temsilcisi Mutaz Ahmedin Halil kapsamlı çözüm vaadinde bulundu: “Benim Mısır halkına mesajım şu: Mısır istikrarlı bir ülke. Sonsuza kadar hep birlikte yaşayacak bir toplumuz. Mısır’da toplumun tüm üyelerini kapsayacak siyasi bir süreç olacaktır. Yeter ki şiddetin çözüm olmadığını bilsinler.”
Mısır’da Hüsnü Mübarek’in devrildiği 2011 yılından bugüne oluşan devrim coşkusu her geçen gün yerini şiddet ve belirsizliğe bırakıyor.
Siyaset uzmanı Hişam Kasım, Müslüman Kardeşler ve destekçilerinin Mısır sokaklarında yaptıklarının yersiz bir çabadan öteye gidemediğini savunuyor: “Müslüman Kardeşler’in hem kendilerine hem de destekçilerine yaptıklarını görmek üzücü. Çünkü bu kaybedilmiş bir savaş. Muhammed Mursi’nin yeniden başa gelmesi mümkün değil.”
Kasım, Müslüman Kardeşlerin, onbinlerce Mursi destekçisini sokaklara döken protesto çağrılarının ise, çözüme katkı sağlamaktan ziyade, karmaşayı körüklediği görüşünde: “İnsanları zorla karşı karşıya getirmek sadece daha büyük kayıplara yol açmakla kalmayacak. Müslüman Kardeşler, aynı zamanda bir sonraki seçimlerdeki şanslarını da ortadan kaldıracak. Çünkü insanlar gerçekten çok rahatsız. Artık normal hayatlarına dönerek geçimlerini sağlamak istiyor. Müslüman Kardeşlerin tutumu tüm bunların önünde engel teşkil ediyor.”
Mısır geçici hükümetine bağlı güvenlik güçleri ve ordunun, Mursi destekçilerinin bulunduğu kamplara sert bir şekilde müdahele etmesiyle yüzlerce kişinin ölümüne yol açan olaylar, tüm dünyada, bunun daha iyi bir çözümü olamaz mıydı sorusunu akıllara getirdi. Uzman Hişam Kasım ise hükümet güçlerinin tavrını savunuyor: “Kamplarla ilgili iki yol vardı. İlki, protesto etkisini yitirip grup dağılıncaya kadar izin vermekti. Ki bunun çok tehlikeli olacağı düşünüldü. Zira Müslüman Kardeşler’in bazı liderleri terörizme davetiye çıkaracak şekilde hareket etti. Hristiyanlara yönelik saldırılardan söz ediyorlardı. Sina yarımadasında saldırıları arttırmaktan söz ediyorlardı ki, burası dünyanın dört bir yanından teröristler için güvenli liman olarak biliniyor. Özellikle Mübarek’in devrilmesinden sonra ülkeye sızdılar. Diğerleri de Mısır ordusunu alt etmekte başarısız oldukları için Mursi’nin de göz yummasıyla Sina’da paralel bir ordu kuruldu.”
Son olarak Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Mısır için toplandı ancak konseyden Mısır’da 800’den fazla kişinin öldüğü olaylarla ilgili sert bir karar çıkmadı. Toplantı sonrası konuşan Birleşmiş Milletler Mısır Temsilcisi Mutaz Ahmedin Halil kapsamlı çözüm vaadinde bulundu: “Benim Mısır halkına mesajım şu: Mısır istikrarlı bir ülke. Sonsuza kadar hep birlikte yaşayacak bir toplumuz. Mısır’da toplumun tüm üyelerini kapsayacak siyasi bir süreç olacaktır. Yeter ki şiddetin çözüm olmadığını bilsinler.”
Mısır’da Hüsnü Mübarek’in devrildiği 2011 yılından bugüne oluşan devrim coşkusu her geçen gün yerini şiddet ve belirsizliğe bırakıyor.