Narin’in kaybolduktan sonra öldürülmesine tepkiler sürüyor. Diyarbakır’da bulunan kadın ve çocuk hak örgütleri, Narin’in cenazesinin köyde gömülmesine tepki olarak, kent merkezinde taziye çadırı kurdu.
Koşuyolu Parkı’ndaki çadıra polis önce yasal olmadığı gerekçesiyle izin vermedi. Bunun üzerine kadınlar Narin’in fotoğrafları ve pankartlarını çimlere sererek oturma eylemi yaptı. Diyarbakır Barosu ve DEM Parti milletvekillerinin yaptığı görüşmelerin ardından ise parkta taziye çadırının açılmasına izin verildi. Çadıra, cinayete tepki sloganları içeren pankartlar ve Narin’in fotoğrafları asıldı.
Çok sayıda kişinin ziyaret ettiği çadıra gelenler arasında Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanları Doğan Hatun ve Serra Bucak Küçük de vardı.
Your browser doesn’t support HTML5
Taziye başlangıcında bir konuşma yapan Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Ağı Temsilcisi Berfin Polat Atuğ, Narin’in kaybolduğu köye gömülmesine tepki gösterdi. Kadınların mücadele etmek dışında seçeneklerinin bulunmadığını dile getiren Polat Altuğ, “Dün biz Narin’in cenazesinin aileye teslim edilmemesi ve buradaki bileşen tarafından sahiplenmesi yönünde kentin dinamikleri olarak çok büyük girişimlerde bulunduk. Ancak maalesef en nihayetinde katledildiği köyde defnedildi. Dolayısıyla Narin’in katledilmesine sebebiyet veren o karanlık zihniyetin Narin’i defnetmesi bizim için çok ağır bir tabloydu. Maalesef şu aşamada bizim mücadele etmek dışında başka da bir seçeneğimiz yok” dedi.
Taziyeyle birlikte adalet nöbeti
Daha sonra söz alan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Serra Bucak Küçük ise taziyeyle birlikte adalet nöbeti de başlattıklarını söyledi. Herkesi nöbete destek vermeye çağıran Bucak Küçük, “Üzüntümüzü tarif edecek cümleleri bulmak çok zor. Bu acı hepimizin içini yaktı. Bu üstü kapatılmak istenen bir cinayetti. Bu sebeple tüm yetkililere Diyarbakır'dan, Amed’den, bu adalet nöbetinden bir çağrı yapıyoruz: Başta Adalet Bakanlığı, Ankara'daki parti grupları olmak üzere bu nöbetin, bu adalet çağrısının yerine getirilmesi gerekir” dedi.
Bu adalet çağrısına en doğru cevabın, hakikatli bir soruşturma ve hukuki süreç yürütülmesi olduğunu belirten Bucak Küçük, Narin’in katledilmesi sürecinin, katlanarak bir parçası olan herkesin açığa çıkarılması gerektiğini belirtti ve “Kim bu işin içinde, kimin sorumluluğu varsa detaylı araştırmaların yapılması gerektiğini ve adaletin tecelli etmesi gerektiğini savunuyoruz” dedi.
Taziye ve tepkiler
Taziye için çadırı ziyaret edenler tepkilerini VOA Türkçe ile paylaştı.
Rengarenk Umutlar Derneği Başkanı Yeter Emel Tuma, çocuğu korumanın devletin sorumluluğunda olduğunu söyledi. Daha önce öldürülen çocukların hesabının sorulmadığını savunan Emel Tuma, “Narin olayından önce yakın zamanda Ağrı’da Leyla vakası vardı. Eğer Leyla vakasında süreç adil bir şekilde işletilse ve cezasızlıkla sonuçlandırılmasaydı bugün Narin'i katledenler bu kadar cesur, bu kadar rahat hareket edemeyeceklerdi. Dolayısıyla dün Leyla, bugün Narin, yarın başka bir çocuğun olması çok yüksek ihtimal” dedi.
Sorumluların hızla ortaya çıkarılıp, sürecin şeffaflaşması gerektiğini kaydeden Emel Tuma, adaletin hızlı tecellisinin önemine vurgu yaptı.
Rosa Kadın Derneği Başkanı Suzan İşbilen ise sorumluların korunduğunu iddia etti.
İşbilen, “Kanıtlar, deliller, bu olayı yapan kişilerin kendini güvenceye alması, kendilerinin suçlu duruma düşmeyecek şekilde uygun ifadeler bulununcaya kadar adeta herkese bir süre tanındı gibi bir algı oluştu bende. Kamuoyunda da bu algının oluştuğunu düşünüyorum. Bu katiller erken yakalansaydı toplum vicdanı rahat edecekti ” yorumunu yaptı.
Diyarbakır 78’liler Derneği Başkanı Ahmet Ertak ise toplumun sessiz kalmasını eleştirdi. Ertak, bu tür cinayetlerin önüne geçilmesi için toplumun sesini yükseltmesi gerektiğini ifade ederek, “Katledilen sadece Narin değil. Son dönemlerde, son yıllarda özellikle Türkiye genelinde çok sayıda çocuğun bu şekilde ortalıktan kaybedildiği ve dolayısıyla vicdanları yaralayan bir noktaya dönüştüğü de biliniyor. Toplum bu anlamda da suskun. Dolayısıyla böyle bir vahşetin karşısında toplumun sessizliğini bozması ve sesini yükseltmesi gerekir. Aksi takdirde hepimiz bu işin vebalı altında kalacağız” şeklinde konuştu.
İçişleri Bakanı Yerlikaya’dan açıklama
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada Narin’in kaybolma ve cesedinin bulunması sürecinde yapılan sosyal medya soruşturmaları hakkında bilgi verdi. Yerlikaya, bu süreçte 4 milyon 761 bin 420 twit atıldığını vurgulayarak, “Bu paylaşımlarda bulunan 1 milyon 302 bin 209 hesabın yüzde 38,3’ü yani 498 bin 713’ünün bilgisayarlar tarafından yönetilen bot hesaplar olduğu tespit edildi. Bu içeriklerin yüzde 76’sının ise provokatif amaçlı ve olumsuz olduğu belirlendi. Sosyal medya üzerinden algı operasyonları yapanlarla, halkımızı yanıltmaya yönelik gerçek dışı bilgileri yayanlarla da mücadele etmeye devam ediyoruz” dedi.
İletişim Başkanı Fahrettin Altun ise sosyal medyadan yaptığı paylaşımda soruşturmadaki gizliliğe vurgu yaptı. Altun, yayın yasağının kaldırılmasına rağmen gizliliğin sürdüğüne dikkat çekerek, “Geleneksel ve dijital medya mecralarında soruşturmanın gizliliğine ve salahiyetine zarar verecek dezenformasyon içeren bilgilerin yayıldığı, kamuoyunun hassasiyetlerinin belli çevrelerce kullanılarak konu üzerinden siyasi ve ideolojik rant devşirilmeye çalışıldığı müşahede edilmektedir” dedi.
Altun, “Narin kızımızın canına kast edenlerin adalet önünde hesap vermesi ve hak ettikleri en ağır cezayı alması için Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan konuyu yakından takip etmekte, yetkili kurum ve kişiler görevlerini titizlikle sürdürmektedir. Bu kapsamda, vicdanlarımızı yaralayan bu elim hadise ile ilgili sadece yetkili kurum ve kişilerce yapılan açıklama ve bilgilendirmelere itibar edilmesini her bir vatandaşımızdan önemle rica ediyoruz” çağrısı yaptı.
İtirafçı tutuklandı
Öte yandan Narin Güran'ın ölümüyle ilgili gözaltına alınan 24 şüpheliden biri olan ve cesedi gömdüğünü itiraf eden N.B., TCK 82/1-e maddesi kapsamında tutuklandı.
TCK 82/1-e maddesi, hem çocuklara hem de beden ve ruh bakımından kendisini savunmayacak durumda olan kişilere karşı işlenen cinayet suçunu nitelikli hal olarak kabul ediyor.
Soruşturma kapsamında gözaltına alınanlardan Narin’in annesi, babası, iki ağabeyi, dört amcası ve tutuklanan amca Salim Güran'ın eşinin de bulunduğu 24 şüphelinin sorguları ise sürüyor.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Narin Güran'ın ölümüyle ilgili davaya müdahil olacağını açıkladı.