Türkiye’de Kürt Sorunu’nun çözümünde yine yeniden gözler bugünkü Nevruz Bayramı’nda Abdullah Öcalan’ın mesajıyla birlikte hangi yönde gelişmeler yaşanacağına çevrildi. Diyarbakır’da kamuoyuna açıklanacak mesaj ile PKK-KCK’nın silah bırakması beklentisine karşılık AKP hükümetinin İmralı’ya İzleme Heyeti gönderme adımına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan ise veto niteliğinde tepki gelmesi dikkat çekti.
Dünyada yılda iki kez gerçekleşen gündüz ile gece eşitliğine sahne olan tarihlerden İlkbahar Ekinoksu yani 21 Mart günü, bahar başlangıcı kabul ediliyor. İnsanoğlu tarih boyunca, bahar mevsimindeki tomurcuklanmayı yüzyıllardır farklı kültürlerde farklı etkinlikler kutluyor. Türkiye’nin de içerisinde bulunduğu Doğu ülkeleri coğrafyasında ise, bu mevsim dönüşüm Nevruz adıyla kutlanıyor. Tarihte Pers kültürü etkinliği olarak ortaya çıktığı belirtilen Nevruz Bayramı, Kürt kültüründe Demirci Kawa Efsanesi’ne dayandırılarak, “zulme direniş, başkaldırış ve nihayet kurtuluş” anlamıyla kutlanıyor.
Nevruz Türkiye’de Kürt kültüründeki anlamı nedeniyle Diyarbakır başta olmak üzere Güneydoğu Anadolu’daki kutlamalarda tarihsel açıdan “devlet baskısı protestosu” yaklaşımı görüyor. Bu nedenle Kürt Sorunu’nun çözümü açısından da Nevruz Bayramı özel öneme sahip görülmekte ve son yıllarda PKK’nın kurucu lideri Abdullah Öcalan’ın Nevruz’a özel mesajlarıyla birlikte süreçte tıpkı yıl içerisindeki mevsimsel dönüm noktası gibi 21 Mart günü kritik dönemeçler haline geldi.
bugünkü Nevruz Bayramı arifesinde gözler yine Diyarbakır’da ancak AKP cephesinden, hem Hükümet’ten hem de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan çelişkili yaklaşımlar geliyor.
Erdoğan’ın olumsuz bakışına rağmen İzleme Heyeti olacak mı?
Geçen hafta kamuoyunu ‘Kürt sorunu yoktur’ ifadesiyle meşgul eden Erdoğan, dün AKP hükümetinin Öcalan ile görüşmek üzere atayacağı iddia edilen İzleme Heyeti’ne karşı olduğunu açıkladı. Süreçteki bu olası gelişmeden haberi olmadığını söyleyen Erdoğan, “Şunu da çok açık, net söyleyeyim bu olaya da ben olumlu bakmıyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ukrayna öncesindeki basın toplantısında, kendi başbakanlığı döneminde Akil İnsanlar Heyeti’nden İmralı’daki Öcalan ile görüşmeler gerçekleşmesini istemediğini açıkladı. Erdoğan, “Eğer bu işin yönetimi hükümette ise hükümet de burada üzerine düşeni, gerekeni, başlattığı bir süreç üzerinde devam ettirmelidir. Öyle düşünüyorum. Bunun dışındaki süreç, sadece kendi çerçevesi içerisinde kalmalıdır. Zaman zaman ta dağa bile çeşitli roman yazarları, biliyorsunuz, gönderilmiştir, gitmişlerdir. Ne netice alındı? Herhalde yeni romanlar mı yazdırılacak? Böyle bir adım mı atılacak? Bunlara gerek yok. Bunları doğru da bulmuyorum. Bu benim samimi düşüncelerimdir” diye konuştu.
Bu noktada, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İzleme Heyeti’ne olumsuz bakışı, başka bir konudaki benzer sözlerini anımsattı. Erdoğan’ın geçtiğimiz haftalardaki “Açık konuşayım olumlu bakmıyorum” dediği MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın AKP’den aday adaylığıydı. Anımsanacağı üzere, Erdoğan’ın olumsuz yaklaşımı değişmemesi ardından Fidan adaylık başvurusunu geri çekmiş ve MİT Müsteşarı olarak geri atanmıştı.
Akdoğan yalanladı, kabul etti, sıradaki yaklaşımı olacak?
İzleme Heyeti ile son bir haftalık gelişmelerde, AKP hükümetinden Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ile HDP arasındaki görüşme, 12 Mart günü TBMM’de gerçekleşmişti. Bu görüşme üzerine HDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, İzleme Heyeti kurulması yönünde adım atılacağını açıklamıştı. Ancak hemen arkasından Akdoğan, Twitter’da “Bunlar külliyen yalan ve uydurmadır. Meclis'te gerçekleşen sıradan bir Görüşmeye atfen spekülasyonlara yol açacak açıklamalar yapılması Sürecin ciddiyetiyle bağdaşmamaktadır”demişti.
Başbakan Yardımcısı Akdoğan 18 Mart’ta ise, İzleme Heyeti için “Devlet ne dediyse onu yapmaktadır, kesinlikle ikircikli bir yaklaşım içerisinde değildir. Ama yalanlarıyla uğraşacak halimiz de yok. Bu konu üzerinde durduğumuz, çalıştığımız konulardan biri. Sayısı 5-6'yı geçmemek üzere bir çalışma yapılmaktadır. Birtakım isimler de belirlenmiştir. Ama bu önümüzdeki hafta Sayın Başbakanımızın nihai kararını vereceği bir konu” açıklaması yaptı.
AKP hükümetinin İzleme Heyeti oluşturulacağı yönündeki bu son açıklama üzerine ise, aralarında Sanatçı Kadir İnanır, Akademisyen Deniz Ülke Arıboğan ve Gazeteci-Yazar Avni Özgürel’in gibi isimlerle ilgili heyet listeleri basına yansıdı. Ancak Akdoğan, önceki akşamki açıklamasında heyet konusunda, “Biz açıklama yapmadan hiçbir şeye itibar etmeyin” dedi.
Şimdi Akdoğan’ın, İzleme Heyeti için yapacağı yeni açıklamada neler ifade edeceği, Akdoğan’ın işaret ettiği açıklamayı, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun ne zaman yapacağı da bir başka merak konusu.
Diyarbakır – İstanbul ikileminde süreç nasıl gelişecek?
Bugünkü Nevruz Bayramı’nda ise, Kürt nüfus ağırlıklı Diyarbakır, kutlamalardaki en dikkat çekici merkez olmaya hazırlanıyor. Ancak AKP, Diyarbakır’a alternatif niteliğinde İstanbul’da Başbakan Davutoğlu’nun katılımıyla ‘Bahar Şöleni’ adıyla bir konser etkinliği düzenliyor.
Diyarbakır’da Demokratik Toplum Kongresi ev sahipliğinde, kent meydanında buluşulacak. Valilikten yapılan açıklamaya göre, Nevruz kutlamasında adı bayram olmasına karşın 3 bin 764 polis görevlendirilecek. HDP’li Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ise, Türkçe ve Kürtçe "Newroz kutlu olsun" yazılı flama ve balonlarla süslemeler hazırlarken, 25 yerden 97 otobüsle vatandaşları meydana ücretsiz taşıyacak. Nevruz ateşi içinse 15 ton odun yakılacak.
Demokratik Toplum Kongresi Sözcüsü ve Nevruz Tertip Komitesi Başkanı Seydi Fırat, bugünkü açıklamasında, kutlamalara PYD Eş Başkanı Asya Abdullah'ın yanı sıra aralarında Almanya, Fransa, İtalya ve Irak'ın da yer aldığı 25'i aşkın ülkeden parlamenter, diplomatlardan katılım olacağını dile getirdi. “Barış sürecine uygun bir kutlama olacak” diyen Fırat, güvenlik önlemleri açısından valilikçe belirlenmiş 5 arama noktasından geçiş yapılarak meydana girileceğini söyledi.
İstanbul’da ise, AKP’nin kutlamasında, Başbakan Davutoğlu’nun hangi mesajları vereceği dikkatle izlenecek. İzleme Heyeti’nin açıklanması gibi bir sürpriz mi yoksa Öcalan’ın yazılı mesajına doğrudan yanıtlar mı olacağı yarın ortaya çıkacak.
Demirtaş: ‘Mesaj barış umudunu filizlendirecek'
Diyarbakır’da Abdullah Öcalan’ın mesajı ise, Türkçe olarak Sırrı Süreyya Önder ve Kürtçe olarak ise Pervin Buldan tarafından okunacak.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, bugün Van’da tüm Türkiye’ye mesaj ile ilgili şöyle seslendi:
“Yarın Sayın Öcalan’ın gönderdiği mesaj Amed Newrozu'nda okunacak. O mesaj Türkiye’de barış umudunu bir kez daha filizlendirecek. Biz şimdiden o sorumluluğun altına giriyoruz. Şimdiden barış mesajı baş göz üstüne. Sorumluluğumuz neyse yerine getireceğiz. İnancından, mezhebinden dolayı horlanan birçok insan var. Korkusuzca bu ülkedebirinci sınıf yurttaş olarak yaşamadan barış olmaz. Barış iştir, ekmektir, aştır. İnsanlarımız işsizse, açsa orada yine barış yoktur. Ekonomi ve demokrasi özgür bir şekilde gelişmeden barış olmaz. Ege'den, Karadeniz’den, Akdeniz’den bütün ezilen halklara düşen şey, barışı inşa etmek için el ele vermektir. Birbirine inanarak, güvenerek omuz omuza mücadele yürütmektir. Yarın Amed Newrozu'nda okunacak mesaj barışın yol haritasıdır. Bizler barışın yol haritasına sahip çıkmalıyız. Anadillerimizden dolayı asla birbirimizi hor görmeyeceğiz. Bunu devletten beklemeyeceğiz. Devlete kalsa bizi paramparça edecek ve bizi öldürecek. Bu tuzaklara düşmeyeceğiz. Kürt, Türk’e daha fazla sarılacak. İşçi emekçi memur genç birbirine daha fazla sarılacak.”