New York Emniyeti (NYPD), ‘2018 Yılı Suç Raporunu’ açıkladı. Rapora göre, 2018 yılı New York kenti tarihinin en az suç işlendiği bir yıllardan biri olarak kayıtlara geçti.
VOA Türkçe, bir dönem insanların sokağaçıkmaya korktuğu, mafyanın kente hakim olduğu yıllardan günümüze nasıl bir huzur kentine dönüştüğünün tarihini araştırdı. 1990’da 2 bin 245 kişinin öldürüldüğü New York’ta hangi tarihi kararlar, bir zamanlar can güvenli endişesi olmayan kenti huzur kentine dönüştürdü?
2018 yılı raporu
New York Emniyeti yetkileri raporla ilgili yaptıkları açıklamada, “2018 yılında modern çağın en düşük suç oranlarına ulaştık” dedi. Cinayet, hırsızlık, soygun ve saldırı suçları 2017 yılına göre azaldı. Bu tür suçlarda 2017 yılına oranla, 2018 yılında sayılarının azalarak 1245 daha az olay yaşandığı kaydedildi. Bu rakamların 1950’den beri ulaşılan en düşük suç oranları olduğu kaydedildi.
New York Emniyet Müdürü James O’Neil, “New York kentini Amerika’nın en güvenli büyükşehri haline getirdik. Semtlerde oluşturulan daha güçlü bağlarla eşgüdüm sağladık. Mahalle polisliği kurduk. Suçları büyük oranda azalttık. 2019 yılında da azalmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
Rakamlarla 2018 yılı suç oranları
2017 yılında işlenen toplam suç sayısı 97 bin 089. Bu oran 2018 yılında yüzde 1,3 oranında azaldı. New York’ta 2017 yılına göre, 2018 yılında 1,245 daha az suç işlendi.
2017 yılında 292 cinayetin işlendiği New York’ta bu rakam 2018 yılında 289 kişiye düştü. Silahlı yaralama olayları bir önceki yıla göre 2018 yılında yüzde 4,4 oranında azaldı.
Suçlar nasıl azaldı?
New York 1930’lu yıllardan, 1960 yılların başına kadar ortalama 350–400 cinayetin işlendiği kentti. Ancak, cinayetler ve işlenen suç sayısı, 60’lı yılların başından itibaren katlanarak artmaya başladı. 70’li yıllara gelindiğinde ise kentte işlenen cinayet sayısı artık yılda ortalama 1500 – 1600 kişiye ulaştı.
Seksenli yıllarda ise kentte güvenlik endişesi giderek arttı. Soygun, hırsızlık, tecavüz, adam kaçırma, saldırı, silahlı yaralama gibi suçlar kentte adeta bir rutine dönüştü.1989 yılına gelindiğinde ise kentte işlenen cinayet sayısı resmi kayıtlara 1905 kişi olarak geçti
90’lı yılların başında kentin en büyük sorunu can güvenliğiydi
1990 yılına gelindiğinde ise, New York kenti tarihinin en kanlı yılını yaşadı. O yıl kentte 2 bin 245 kişi cinayete kurban gitti. İşlenen suç istatistikleri tüm zamanların tarihi rekorları olarak kayıtlara geçti.
1990 yılında ise Rudolph Giuliani New York Belediye Başkanı olarak seçildi. Yeni başkanın karşısına kentin en büyük sorunu can güvenliği olarak ortaya çıktı. Giuliani mücadele etme kararı alsa da bir yıl sonrasında kentte değişen pek bir şey olmadı. 1991 yılında suç oranları değişmedi ve kentte aynı yıl 2 bin 154 cinayet işlendi. Sadece kararlı olmak yetmemişti. Tarihi değiştirecek, devrim yaratacak kararlar alınması gerekecekti.
Suç tarihi nasıl değişti?
Bundan sonrasını New York’ta suç tarihini değiştirecek çekirdek ekibin arasında yer alan Türk kökenli emekli polis şefi Yalkın Demirkaya, VOA Türkçe’ye şöyle anlattı: “90’lı yılların başlarında New York’ta görev yapan polislerin elleri adeta kelepçeliydi. Suçlulara ve suçlara karşı hiçbir şey yapamıyordu. Kentin en önemli sorunu can güvenliğiydi. Giuliani göreve geldikten sonra, Willam Bratton’ı Emniyet Müdürlüğüne atadı. Bratton da yardımcılığına Jack Maple’ı atadı. Bratton, teşkilatın içerisinde birlikte çalıştığı polislere oldukça önem veren birisiydi. Maple ise New York Polis Teşkilatı dışından gelen, papyon kravatla dolaşan eski Metropol Taşımacılık İdaresi polis şefiydi. Kentte güvenliği sağlamak hepimizin sorunuydu. Suçlar işleniyor ancak önlenemiyordu. Suçların önlenmesinde polisler sorumlu tutulmadığı için kentte güvenlik sorunu giderek artıyordu. O dönemde karakollarda bulunan tahtalarda, işlenen suçlar yazılıyor sonra her dönem raporlanarak yazılı olarak merkeze bildiriyordu. Karakol amirleri bölgelerinde işlenen suçlardan kendilerini sorumlu tutmuyordu.”
"Jack Maple poliste devrim yaratacak bir dahiyane fikirle geldi"
Demirkaya şöyle devam etti: “Bir gün telefonum çaldı. Arayan New York Emniyet Müdür Yardımcısı Jack Maple’dı. Hemen yanına gitmemi istedi. Ve New York kentinin suç istatistiklerini değiştirecek o dahiyane fikrini bana açtı. ‘Bak Yalkın, biz bu karakolları anlık olarak denetleyemiyoruz. Karakol amirleri suçların işlenmesinde kendi paylarının olduğunu düşünmüyor, ama onları kurulacak bir bilgisayar sisteminde anlık olarak denetleyip, üzerlerinde baskı yaratacak bir sistem kurarsak, kentin suçlarla ilgili kötüye giden kaderini değiştirebiliriz. Bu sistemi senin kurabileceğini söylediler. Nasıl yaparsın?’ diye sordu.”
CompStat kuruluyor
Demirkaya konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ofisinden çıktığımda saat dörttü. ‘Ben size yarın akşam altıda geleceğim’ dedim. Şaşırmıştı, dünya polislik tarihinde devrim yaratacak CompStat’ın ilk versiyonunu bir sonraki gün teslim ettim. Projenin kaç paraya patlayacağını sordu. 2,5 milyon dolar civarında dedim. Bu projenin hayata geçeceğinden hiç bir umudum yoktu. O yıllarda iş için kullandığımız pillerin parasını bile cebimizden ödüyorduk. Tahmin ettiğim gibi olmadı projeye para bulundu. Altı ay kadar verileri girecek, denetlemeyi, analizleri yapacak ekibi eğittim. Bu tarihi proje hayata geçti. Tabi şimdi bu tür şeyleri yapmak kolay ama 90’lı yılların başında hiçte kolay değildi. Biz karakol amirlerini CompStat’la denetlemeye başlayınca birden her şey değişti. Suçların önlenmesinde üzerinde baskı hissetmeyen karakol amirleri anlık, analizlerle denetlenince üzerlerinde duydukları baskıyla suçluları önlemek için üst düzey performanslar göstermeye başladılar. Bu sistemin uygulamaya girmesinden hemen sonra suç oranlarında ciddi azalmalar kaydedildi. Başarmıştık, yıllar sonra aynı sistemi ABD’nin bir çok eyaletinde uygulamaya koydum. Yurtdışında bir çok polis teşkilatı aynı sistemi bizden istedi. Gidip oralarda kurduk.”
“Giuliani ‘kırık cam teorisini devreye soktu”
Yalkın Demirkaya, o dönemde başlayan suçla mücadelenin son rakamlarla 1950 yıllarına dönmesinin ikinci bir unsurunun da Başkan Giuliani’nin siyasi olarak tüm bunlara destek vermesi olduğunu söyledi. New York’ta suç tarihinde devrim yaratacak kararlardan birini de karakolların tam denetime alınmasıyla birlikte Başkan Giuliani’nin kararlılığı olduğunu belirtti.
Demirkaya, şöyle konuştu: “O yıllarda polislerin suçlulara karşı elleri adeta kelepçeliydi. Metro gişelerinden para vermemek için atlayanlara göz yumuluyor, grafiti çizenlere hiç bir işlem yapılmıyor, cam kıranlar suçlu görülmüyordu. Bunun gibi New York’ta irili ufaklı her gün binlerce suç işleniyor, polis bunlara karşı hiç bir işlem yapmıyordu. Giuliani, polis biliminde yer alan, ‘kırık cam teorisini’ devreye soktu. Kırık cam teorisine göre, büyük suçları işleyenler alında küçük suçları işleyenlerdi. Küçük suçları işleyenlere göz yumulursa bu küçük suçlular gün gelip o büyük suçları işleyecekti. Giuliani, bu teoriyi uygulamaya koydu. Artık polisin elleri kelepçeli değildi. Bu iki uygulama sonrasında New York’ta işlenen suç oraları büyük ölçüde azalmaya başladı. 1990 yılların sonunda kentte işlenen cinayet sayısı altı yüzlere kadar düştü. New York polisi teknoloji çok kullandı ve bu kritik devrim gibi kararlar günümüzdeki rakamlara ulaşıldı.