24 Kasım Öğretmenler Günü’nde Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası’na (Eğitim-İş) üye öğretmenler tüm ülkede çalışma koşullarını protesto etmek için iş bıraktı.
“Geçinemiyoruz, barınamıyoruz, yaşayamıyoruz” sloganıyla alanlara çıkan öğretmenler, insan onuruna yaraşır ücret taleplerini dile getirdi; laik, bilimsel, adil ve kamusal eğitim istedi.
İzmir’deki Eğitim-İş üyesi öğretmenler de Konak Pier önünde biraraya gelerek Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) İl Müdürlüğü’ne yürüdü.
Yürüyüş sırasında “Önlük değil, özlük hakları”, “Saraylarda değil, alanlardayız”, “İnsanca yaşamak istiyoruz”, “Köle değil, öğretmeniz biz” sloganları atıldı.
Your browser doesn’t support HTML5
“Öğretmenlerin yüzde 63’ü okul yöneticileri tarafından siyasi baskı gördüğünü söylüyor”
SGK önünde açıklama yapan Eğitim-İş İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Adem Yıldırım “Yöneticilerin riyakarca övgülerini değil, haklarımızı istiyoruz, alacağız” dedi.
Yıldırım, Eğitim-İş’in Öğretmenler Günü için binlerce öğretmenle görüşerek oluşturduğu anketin verilerini de paylaştı.
Buna göre öğretmenlerin yüzde 72’si çalıştığı kurumla ilgili bir karar alınırken görüşünün bile alınmadığını söylüyor. Öğretmenlerin yüzde 78’i çalıştıkları kurumlarda görevde yükselmenin kişisel ve siyasi referanslardan, yani torpilden geçtiğini anlatıyor.
Yüzde 88’i de görevde yükselme sınavlarının güvenilir olmadığından emin. Öğretmenlerin yüzde 63’ü okul yöneticileri tarafından siyasi baskı gördüğünü söylüyor.
“Öğretmenlerin yüzde 95’i maaşını yetersiz buluyor”
Öğretmenlerin yüzde 90’ı eğitimciye şiddet olayları nedeniyle kendini güvende hissetmiyor. Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun çalışma barışını bozduğunu düşünenlerin oranı da yüzde 90.
Öğretmenlerin yüzde 95’i maaşının yetersiz olduğunu söylüyor, yüzde 96’sı “gelecekten ümitli değilim” diyor. Öğretmenlerin yüzde 96’sı düşük maaş nedeniyle toplumdaki saygınlığının azaldığı görüşünde.
Öğretmenlerin yüzde 88’i düşük gelir nedeniyle sık sık psikolojik sorunlar yaşadığını anlatıyor. Öğretmenlerin yüzde 92’si borçları nedeniyle mesleki veriminin düştüğünün farkında. Yüzde 60’ı görevden alınma korkusu yaşayan öğretmenlerin yüzde 99’u eğitimin niteliğinin her gün biraz daha düştüğü tespitinde birleşiyor.
Öğretmenlerin yüzde 86’sı haftada bir kez bile ailesini yemeğe çıkaramıyor. Öğretmenlerin yüzde 90’ı çok kısa süreli bile olsa ailesiyle bir otelde tatil yapamıyor. Yine yüzde 90 için tatil, evinde kalmaktan ya da köyüne gitmekten ibaret. Maaşından herhangi bir birikim yapamayan öğretmenlerin oranı yüzde 91.
“İnsanlık onuruna yakışır bir ücret alıp insanca yaşamak istiyoruz”
“Eğitim emekçisi geçinemez, barınamaz, yaşayamaz hale gelmiştir” diye konuşan Eğitim-İş İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Adem Yıldırım, “İnsanlık onuruna yakışır bir ücret alıp insanca yaşamak istiyoruz” dedi. Eğitim çalışanları arasında ayrımcılık yaratan uygulamalara son verilmesi ve güvenceli atama yapılması çağrısında bulunan Yıldırım, “Tüm atamalarda mülakatın kaldırılmasını, tüm kademelerde somut kriter ile liyakatin esas alınmasını istiyoruz” diye konuştu.
Yıldırım, diğer taleplerini de şöyle sıraladı: “Sadece öğrencilerimiz ve kendimiz için değil, ülkemizin geleceği için laik, bilimsel, adil, parasız ve kamusal eğitim istiyoruz. Eğitim kurumlarımızın personel ihtiyacının hükümetin ekonomi ve eğitimdeki politikalarıyla değil, nesnel ve bilimsel kriterlerle belirlenmesini talep ediyoruz. Yeterli sayıda öğretmen ve yardımcı personel istihdam edilmesini bekliyoruz. Öğretmenlere, eğitim çalışanlarına yönelik şiddetin önüne geçecek önlemler alınmasını talep ediyoruz.”
24 Kasım’da 81 ilde sokaklara çıktıklarını kaydeden Yıldırım, 25 Kasım’da da Ankara’da Anıtkabir’e yürüyeceklerini söyledi. Yıldırım, vatandaşlara da çağrıda bulunarak, “Öğretmenler Günü’nde bize vereceğiniz en büyük hediye, haklı kavgamıza omuz vermek; kendinize yapacağınız en büyük iyilik ülkenin eğitimine, yani geleceğine sahip çıkmaktır” ifadesini kullandı.
İlgili Haberler Kadın cinayetleri neden durdurulamıyor?