Okmeydanı’nda Yıkım Kararına Tepki

Yetkililerin, güvenli olmadıkları gerekçesiyle İstanbul Okmeydanı’nda binlerce evi yıkma kararı halkın büyük tepkisini çekti. Aleviler’in yoğun olarak yaşadığı bu bölge, aynı zamanda hükümet karşıtı protestoların da merkezi konumunda
İstanbul’un Okmeydanı semti kentteki hükümet karşıtı protestoların merkezi. Semtte duvarlar Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı eleştiren yazılarla dolu. Polis ve güvenlik güçleri tarafından öldürülen kişilerin isimleri de yine bu duvarlarda yazılı.

Okmeydanı sakinlerini bekleyen yeni bir tehdit var. Adalet ve Kalkınma Partisi, bölgeyi deprem riski oluşturan yerleşim yeri olarak belirledi. Bu da, evlerin yıkılacağı anlamına geliyor.

Okmeydanı’nda dükkan işleten Hasan’a göre, bu kararın alınmasında başka bir amaç olduğuna hiç şüphe yok.

Hasan, kararın kesinlikle siyasi bir amacı olduğuna, çünkü Başbakan’ın buradaki halkın yapısını bozmayı amaçladığına inanıyor. Hasan, günümüzdeki siyasi ortam nedeniyle hükümetin bu bölgeyi ve bölgede yaşayan Aleviler’i bir tehdit ve düşman olarak algıladığını söylüyor.

Birçok Alevi’nin yaşadığı Okmeydanı’nda, farklı İslami bir tablo görülüyor. Kadınlar ve erkekler birlikte namaz kılıyor ve kadınlar baş örtüsü kullanmıyor.

Türkiye’de nüfüsun yüzde yirmisini oluşturan Aleviler, geleneksel olarak merkez-sol ağırlıklı siyasi partilere destek veriyor. Uzmanlar, protestolar esnasında polis ve güvenlik güçleri tarafından öldürülen kişilerin Alevi olmasının sadece bir rastlantı olduğu görüşünde.

Ancak uzmanlar, Sünni Müslümanlar’ın AK Parti içinde ve partiye destek verenler arasında çoğunluğu oluşturması nedeniyle, bu rastlantının derin şüpheler yarattığı uyarısında bulunuyor.

İstanbul Doğuş Üniversitesi’nden Profesörü İştar Gözaydın, yaşanan bu siyasi çekişmenin eski gerginlikleri yeniden canlandırdığı görüşünde.

Gözaldın, “Sünni Müslümanlar’ın gözünde Aleviler geleneklere aykırı kişiler. Aleviler birçok haksızlık ve zulümle karşı karşıya kalmışlar. Maalesef bu günümüzde de hala devam ediyor” diye konuşuyor.

Ağustos ayında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olması beklenen Başbakan Erdoğan’ın seçim kampanyasına başlamaya hazırlandığı bir dönemde tansiyonun daha da artması bekleniyor.

Başbakan, giderek artan mezhepçi bir söylemle desteğini aldığı dindar tabana, Aleviler’in kendisine karşı kurulan komplonun bir parçası olduğunu ima ettiği gerekçesiyle eleştiriliyor.

Bu durumdan rahatsız olan binlerce Alevi, bu önyargılı tutumu ve polis şiddetini İstanbul sokaklarında sık sık protesto ediyor. Protestoya katılan bir öğretmen, AK Parti’nin dini kutuplaşmayı körüklediğini savunuyor.

Adını açıklamayan öğretmen, “Bu ülkenin vatandaşı değil mişim gibi hissediyorum. Hükümetin bizden onların istediği şekilde yaşamamızı istediğini hissediyorum. Bazı muhafazakar Müslümanlar Aleviler’den hoşlanmıyor. Bu ülke tarihinde Aleviler katledildi, 50, 100,200 insan öldürüldü. Korkuyorum, bu bizim de başımıza gelebilir” diyor.

Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Mehmet Paçacı bu gerginliğin önlenmesi gerektiğini söylüyor.

Paçacı, “Bu gerginliği yatıştırmada Diyanet’e büyük iş düşüyor. Ortada bir önyargı, gerginlik var. Her iki tarafta da yanlış anlaşılma var. O nedenle Diyanet adına yapılması gereken çok şey var. Bizler de bunu çözebilmek için bir yol bulacağız” diyor.

Geçen yıl yaşanan ve kısa sürede ülke çapına yayılan protestolar, Gezi Parkı’nın yeniden yapılanmasına karşı çıkılması nedeniyle başlamıştı. Şimdi de Aleviler’e ait evler, depreme dayanıklı olmadıkları gerekçesiyle yıkılıp, yeniden yapılma tehdidiyle karşı karşıya. Birçok uzmana göre, Türkiye’nin bir sonraki Gezi Parkı Okmeydanı olabilir.