Almanya'nın yeni başbakanı Olaf Scholz, selefi Angela Merkel'den görevi devraldıktan 48 saat sonra, iki ülke arasındaki geleneğe uyarak, ilk ziyaretini Paris'e gerçekleştirdi. Elysee Sarayı'nda görüşen Emmanuel Macron ve Olaf Scholz, "Birlikte daha güçlü bir Avrupa için çalışacakları" mesajını verdi ve dayanışma görüntüsü sergiledi. Ancak iki ülke arasında, AB gündemindeki konuların tümü üzerinde tam bir uzlaşma yok.
Elysee Sarayı'ndaki görüşmeyle, AB'nin iki dinamo ülkesi Fransa ve Almanya'nın İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra başlattıkları ve artık gelenek haline gelen "yeni liderlerin ilk ziyaretini birbirlerine gerçekleştirmesi" geleneği bozulmamış oldu. Başbakan olmadan önce de Elysee Sarayı'na gelerek Macron ile ön görüşme yapan Scholz, ilk çalışma öğlen yemeğinden sonra, Macron ile ortak basın toplantısı düzenledi.
İlgili Haberler Almanya'da 16 Yıllık Merkel Döneminin Son Günüİki lider, Rusya'nın asker yığdığı Ukrayna'nın doğu sınırında yükselen tansiyon ve Avrupa Stratejik Pusulası gibi güncel konular dahil olmak üzere, bir dizi konuda görüştü. Basın toplantısında ilk sözü alan Macron, "Olaf Scholz ile ilk görüşmelerinin sağlam bir görüş birliğini ve iki ülkenin birlikte çalıştırma arzusunu yansıttığını" söyledi. Macron, "Bu ziyaret, ülkelerimiz arasındaki sağlam işbirliği temellerini oluşturmak için çok önemli bir andır. Sadece ikili ilişkileri değil, aynı zamanda AB'yi ilgilendiren konular ile başlıca uluslararası konuları da ele almamız açısından önemli" dedi. Scholz da, Fransa ile, daha güçlü bir AB için birlikte çalışma ve aynı yönde ilerlemek istediklerini dile getirdi.
Ukrayna için Normandiya formatı
ABD Başkanı Joe Biden'ın, Almanya ve Fransa'yı dahil etmeden Rusya lideri Vladimir Putin ile doğrudan görüşerek Ukrayna krizinde tansiyon düşürme girişimlerinin ve iki ülkenin hangi formatta Ukrayna krizini konuşacağının sorulması üzerine Macron, Almanya, Fransa, Rusya ve Ukrayna'dan oluşan "Normandiya Formatı"nda temas gerçekleştireceklerini belirtti. Başkan Biden'ın Putin ile görüşmesinin "son derece pozitif bir gelişme" olduğunu dile getiren Macron, Fransa ve Almanya olarak tansiyonun düşmesi ve bölgenin istikrarı için katkıda bulunmak istediklerini söyledi.
Bu sabah Ukrayna lideri Volodimir Zelenski ile görüştüğünü belirten Macron, "Bu bölgedeki gerginliği azaltmak için Normandiya formatının uygun format olduğunu düşünüyoruz" dedi. Önümüzdeki hafta Çarşamba günü, Brüksel'de 'Doğu Ortaklığı' zirvesinde oturum arasında, Zelenski ile bir görüşme yapacaklarını söyledi.
Your browser doesn’t support HTML5
Scholz'un ilk AB zirvesi 16-17 Ocak'ta
Scholz, Paris'in ardından 16-17 Aralık'ta düzenlenecek ilk AB zirvesine hazırlanmak için Brüksel'de temaslarda bulunacak. Olaf Scholz, burada "Covid 19 salgınının yeniden hızlanmasıyla yaşanan sağlık krizine dönük önlemlerden, Ukrayna'nın Rusya tarafından işgal edilmesi korkusuna" kadar pek çok konuyla ilgili AB yöneticileriyle görüşecek. Scholz, NATO'nun Brüksel'deki karargahında Genel Sekreter Jens Stoltenberg ile de biraraya gelecek.
Fransa ile ayrışılan konular
Dört farklı Fransız cumhurbaşkanı ile çalışan Angela Merkel döneminin ardından, önceki hükümetin Maliye Bakanı Olaf Scholz, Fransa'ya; "devletin devamlılığı çerçevesinde politikaların devam edeceği ve AB'de birlikte çalışma arzusunda olduğu" garantisini vermek istiyor. Olaf Scholz'un çevreci ve liberal koalisyon müttefikleriyle imzaladığı hükümet programı, Avrupa politikası açısından Almanya'nın, Merkel yönetiminden farklı, yeni bir takım hedeflerini de içeriyor. AB'yi reformdan geçirmek isteyen Fransa, bu durumdan memnun. Le Figaro’ya konuşan Robert Schuman Vakfı yöneticilerinden Pascal Joanin, Macron'un 4 yıldır AB'nin reformdan geçmesi isteğinin yeni Alman hükümeti tarafından daha iyi anlaşıldığını, halbuki Merkel'in, Macron'un AB ile ilgili isteklerini 'sadece not almakla' yetindiğini" dile getiriyor.
Berlin, Merkel iktidarından bu yana Avrupa'nın "daha federal ve merkezi bir yapıya" bürünmesini istiyor. Ancak bu Paris'in "daha fazla entegrasyon" önerilerinin de ötesine geçiyor. Ludwigsburg'daki Franco-Alman Enstitüsü Direktörü Frank Baasner, AFP'ye yaptığı değerlendirmede, "Bu gerçekten farklı bir yaklaşım, Almanya'nın Fransa'ya açılması anlamına geliyor. Hukukun üstünlüğü ilkesinin zayıfladığı veya jeopolitik marjinalleşme riskiyle karşı karşıya olan Avrupa'nın bütünlüğü için çalışmak anlamına geliyor" diyor.
Enerji ve Avrupa savunması
Ancak enerji, Avrupa savunması gibi bazı temel konularda iki ülke arasında ayrışılan noktalar var. Almanya'nın Kuzey Akım 2 anlaşmasıyla Rusya'dan gaz ithalatı, Çin ve Türkiye gibi AB dışı ülkelerle ilişkiler konusunda da görüş ayrılıkları yaşanıyor.
Fransa, enerji bağımsızlığının bir ayağı olarak sunduğu nükleer reaktörlerin inşasını yeniden başlatmak isterken, Almanya nükleer enerjiden çıkmayı planlıyor. Fransa, nükleer enerjinin de "yeşil enerjiye geçiş enerjisi" listesine girmesi için AB nezdinde büyük kulis yapıyor. Yeşiller ile koalisyona giren Sosyalistler ise buna sıcak bakmıyor.
Ortak basın toplantısında Olaf Scholz, bu konuda iki ülke arasındaki farklılıklara net bir yanıt vermeden, "Her ülke iklim değişikliğiyle mücadele edebilmek için kendi stratejisini izliyor. Almanya, yenilenebilir enerjilere odaklanmaya devam edecek" dedi.
İlgili Haberler Almanya'da Koalisyon Hükümetinin Gündemi YoğunBüyüme ve mali kısıtlamalar
Berlin ve Paris'in uzlaşamadığı diğer önemli bir konu da bütçe kısıtlamaları. Macron, daha gevşek mali politikalar için AB'nin bütçe kurallarını “yeniden düşünmek” istiyor ve Maastrich kriterlerinde belirlenen borçların, bütçenin yüzde 3'ünü aşmaması sınırının koşullar ışığında yeniden ele alınmasını istiyor.
Scholz ise basın toplantısında açık bir dille " büyüme ve finansal sağlamlığın” birbiriyle uyumsuz olmadığını, bu ikisinin "Almanya'nın önceliği" olduğunu vurguladı. Scholz, "AB'nin ekonomileri kurtarmak için çıkardığı teşvik paketleri sayesinde ortaya çıkan bu büyümeyi sürdürmek gerekir. Aynı zamanda, maliye politikalarımızın da sağlamlığı üzerinde çalışmalıyız. İkisinin bir arada düşünülmesi bir çelişki değil. Bana göre bu aynı çabanın iki yüzüdür" dedi.
Diplomatlar, AB dönem başkanlığını alacak olan Fransa'nın, Almanya'da yeni göreve gelen hükümetin geçiş döneminden faydalanarak, kendi tezlerini daha güçlü savunmasını bekliyor. Özellikle "Avrupa Savunması Stratejik Pusulası" ve enerji politikalarında Fransa'nın önümüzdeki dönemde bastıracağını tahmin ediyor.