Operasyon Sonrası Sular Duruldu mu?

Yolsuzluk ve rüşvet operasyonu sonrasında Türkiye genelinde çok sayıda protesto yapıldı

Türkiye'de son haftalara damgasını vuran rüşvet ve yolsuzluk operasyonunun yankılarının yeni yılda da sürmesi bekleniyor
Türkiye, bugünlerde iki soruya yanıt arıyor. 17 Aralık’ta başlayan ve Türk siyasetinde sarsıntı yaratan soruşturmanın ikinci ayağı olacak mı? Hükümet, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ağzından paralel devlet olarak ilan ettiği yapının ‘inlerine girecek’ mi?

İddialar, kulisler muhtelif. Ancak yaşanan olaylar ve yapılan açıklamalar hükümetin özellikle yargıdan ciddi şekilde rahatsız olduğunu ortaya koyuyor. Son olarak HSYK adına açıklama yapma hakkının bizzat Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a ait olduğu bildirildi.

Orhan Gazi Ertekin: Cemaatin yargıdaki temsiliyeti %15 ama stratejik yerler onların elinde

2010 Referandumu'nda iktidara destek veren, ancak HSYK seçimlerinden sonra eleştirilerini açık açık yapan Demokrat Yargı Derneği Eş Başkanı Orhan Gazi Ertekin, Hürriyet’e verdiği mülakatta kamuoyunda cemaat ya da hizmet olarak tanımlanan Fethullah Gülen hareketine yakın kadroların 1995 sonrasında Adalet Bakanlığı merkezine geldiğini 2004’ten sonra ise kararnameleri belirlediğini söylüyor.

Ertekin, "Yeni HSYK’yı onlar örgütlediler. Yaşananlar AKP’nin kendi kadrolarının bile rakibinin kadrosu olduğunu gösteriyor. Gerçek trajedisi budur. Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in stratejisi cemaate teslimiyet üzerine kuruluydu. Yargıda cemaatin temsiliyetinin %15 olduğu söylenebilir ama stratejik noktaların önemli kısmı onların elindedir. Başbakan şimdi yeniden yargıyı ele geçirmek isteyecektir" diyor.

Yeni İçişleri Bakanı, meslek dışı hakimlik modelini gündeme getirdi

Hükümetin yargıdan şikayetini bizzat Başbakan Erdoğan dile getiriyor. Ancak ne yapılabileceğine ilişkin ilk işaret İçişleri Bakanı Efkan Ala’dan geldi. Eski Başbakanlık müsteşarı, yeni İçişleri Bakanı, yargının siyasete müdahalesini eleştirdi ve Anglosakson yargı modelini gündeme taşıdı. Bunu söylerken ‘meslek dışı hakimlik’ kavramını da ortaya atan Ala, "Halka doğrudan ve dolaylı olarak hesap vermeyen tüm yapılan demokratik düzende anti-demokratiktir. Jüri sistemi nedir gelişmiş ülkelerde? Meslek dışı hakimlik ya da halkın doğrudan seçmesi ve sürekli katılması. Bir kere seçti mi ne haliniz varsa görün demeyerek katılımcı demokrasi inşa ediliyor’ dedi.

Eminağaoğlu: Mevcut savcı ve hâkimlerin yarısı AKP iktidarında atandı

Yargıçlar Savcılar Birliği (YARSAV) eski başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, yürürlükte olan 1982 Anayasası’na göre bu değişikliğin mümkün olmadığını söylüyor. Şu an Yargıçlar Sendikası Başkanlığını yürüten Eminağaoğlu Amerika’nın Sesi’ne yaptığı açıklamada, "Biz YARSAV olarak 2006’da 12 Eylül’ün dayatmış olduğu yargı ve savcı alımlarını yargıya taşıdık. Alımlar Adalet Bakanlığı’ndan dört genel müdür bir de Teftiş Kurulu Başkanı’nın katıldığı mülakatla yapılıyordu. Dolayısıyla siyasi iradenin seçtiği savcılar ve hakimler HSYK tarafından atanıyordu. Biz keyfiyeti engellemek için mülakatlarda çekim yapılmasını talep ettik. Siyasi irade, mülakatların kamera altına alınmasın kanuni düzenleme yaparak engelledi. AKP iktidarı 2002’den bu yana en az 5000’den fazla savcı ve hakim alımı yaptı. Bu mevcut sayının en az yarısına tekabül ediyor" dedi.

Hakimler Sendikası Başkanı, son yaşanan olaylardan sonra Adalet Bakanlığı’nın 12 Eylül darbesinden kalan yetkileri terk etmeyeceğinin de anlaşıldığını belirtiyor.

Gazeteciler Yazarlar Vakfı: Savcıların Gülen’e dosya gönderdiği iddiası iftiradır

Fethullah Gülen’in onursal başkanlığını yaptığı Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı ise bugün bir açıklama yayınlayarak "hizmet hareketinin yolsuzluk soruşturmasını yürüten savcılarla ilişkili olduğu yönündeki haberlerin iftiradır" dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin’in "Savcılar [Fethullah Gülen’in ikamet ettiği yer] Pennsylvania’ya dosya gönderiyor" açıklamasına göndermede bulunan vakıf, hükümetten iddia edilen paralel devleti ortaya çıkarmasını talep etti.

Cem Küçük: ‘Polis iki yeni operasyona hazırlanıyor’

17 Aralık operasyonu da denilen rüşvet ve yolsuzluk operasyonunun ikinci ayağı gerçekleştirilecek mi? Bu soruya hükümete yakın gazetecilerden Cem Küçük, Yeni Şafak gazetesindeki köşesinde şöyle yanıt veriyor. "Kökü dışarıya dayanan bu yapı, bugünlerde iki yeni operasyon üzerinde çalışıyor. Birinci çalışmaları iddialara göre İzmir'de yürüyen casusluk davası üzerinden olacak. Ocak ayında düğmeye basılacağı ve AK Parti'ye yakın bazı isimlerin de bu listede olduğu ve gözaltına alınacağı söyleniyor. İkinci plan ise İstanbul'da. İddialara göre 31 Aralık akşamı nöbetçi hakim listesi yapılmış. Rutin bir uygulama yani. Bu liste söylenenlere göre önemli bir operasyonun habercisi olabilirmiş. Bekleyip göreceğiz."

17 Aralık’ta başlayan ve Türk siyasetinde sarsıntı yaratan soruşturmanın ikinci ayağının olup-olmayacağı ve hükümet, "paralel devlet" olarak ilan edilen yapının ‘inlerine girecek’ mi? Bu soruların yanıtları yeni yılın ilk günlerinde ortaya çıkacak gibi görünüyor.