Orhan Pamuk'un 'Masumiyet Müzesi' Açıldı

Cherry blossoms are seen along the tidal basin in Washington, D.C. (Photo by Sandra Lemaire/VOA)

Nobel Edebiyat ödüllü yazar Orhan Pamuk’un ‘Masumiyet Müzesi’, aynı adlı romanının yayınlanmasından üç buçuk yıl sonra açıldı. Müze, Türkiye’nin 1960 ve 70’li yıllardaki karışık zamanlarından hatıraları sergiliyor. Müze, romanın kahramanları olan Kemal ve Füsun’un hayali yaşamları ve hatıralarına adandı.

Pamuk müzede 1960 ve 70’li yıllardaki İstanbul melankolisinden esinlenerek romanın atmosferini yakalamaya; gerçek ama olağan hayatların içinde gizli nostaljiyi ve tuhaflığı yeniden canlandırmaya çalıştıklarını söylüyor.

Masumiyet Müzesi’nin oluşturulmasında Orhan Pamuk’un neredeyse 20 yıllık bir emeği var. 19’uncu yüzyıldan kalma üç katlı ev, kitabın 83 bölümündeki olayları yansıtan 83 ayrı sergi içeriyor.

Kendisini de Masumiyet Müzesi romanındaki kahramanlardan biri yapan Orhan Pamuk, müzede sergilenen eşyaların çoğunun sahibi. Kendi kişisel eşyalarını ve fotoğraflarını romanın asıl kahramanı olan Kemal’in eşyalarıymış gibi sunduğunu belirten Pamuk, bu eşyaları sergileyen müzenin aslında gerçeklik ve hayal dünyası arasında bir çizgi olduğunu söylüyor. Romandaki amacın aslında okuyuculara, “Bunlar gerçekte yazarın yaşadığı mı yoksa hayal ettiği şeyler mi?” sorusunu sordurmak olduğunu kaydeden yazara göre müzenin kendisi de bu amaca hizmet ediyor.

Birbirinden farklı eşyaların sergilendiği müze çok sayıda ziyaretçinin akınına uğradı. Ziyaretçiler de müzede sergilenen eşyaların yazar Orhan Pamuk’un iç ve duygusal dünyasını yansıttığına inanıyor.

Orhan Pamuk, büyük zorluklar geçirmiş bir imparatorluk başkenti olan İstanbul’un melankolisini kitaplarındaki karakterler üzerinden yansıtma becerisini kullanarak uluslararası edebiyat çevrelerinde yükselmeyi başarmış bir isim.

Masumiyet Müzesi’nin bulunduğu yer de İstanbul’un zaman içinde nasıl bir değişim geçirdiğini ortaya koyuyor. Orhan Pamuk’un Çukurcuma’daki müze binasını satın aldığı 15 yıl önce semt, yoksul ve köhne bir durumdaydı. Şimdi Çukurcuma yüksek emlak fiyatlarıyla, yeni sanat galerileriyle İstanbul’un popüler semtlerinden biri haline gelmeye başladı.

Orhan Pamuk, yeni nesil okuyucularının romanlarında anlattığı İstanbul’u melankolik ve eğlenceli bulduğunu söylüyor. “Onlara katılıyorum,” diyen Pamuk, bununla birlikte İstanbul’un merkezinde yaşayan bir milyon mutlu kişinin insanları yanıltmaması gerektiğine dikkati çekiyor. Pamuk 13 milyon nüfuslu İstanbul’un çevresinde güç koşullarda yaşayan yüzbinlerce yoksul olduğunu belirtiyor.

Masumiyet Müzesi’nin yansıttığı dönem, Türkiye’de o yıllarda yaşanan siyasi değişimlere de dikkati çekiyor. Romanın kahramanlarından biri, askeri darbeler döneminde yıllarca hapiste yatıp işkence görüyor.

Türkiye’nin geleceğinden umutlu olduğunu söyleyen Pamuk ise, özellikle bugünlerde eski darbelerin soruşturulmasından ve sorumlularının yargılanıyor olmasından memnun. “Liberal demokrat bir toplum için bunun yapılması gerekiyor,” diye konuşan Pamuk, bununla birlikte hala çok sayıda gazetecinin hapsedilmiş olmasından da rahatsızlığını dile getiriyor.

İnsan hakları örgütlerine göre Türkiye’de yüzün üzerinde gazeteci cezaevinde bulunuyor. Hükümet ise bu rakamlara itiraz ediyor. Ancak gözlemciler, “Yeni Türkiye’nin” Orhan Pamuk’a muamelesinin iyi olduğu görüşünde. Orhan Pamuk bugünlerde, devlet tarafından soruşturmaya alındığı için değil, ama bireysel başarılarından dolayı manşetlerde. Yeni açtığı Masumiyet Müzesi de Türk basınında büyük bir başarı örneği olarak yansıtılıyor.