Diyarbakır’da sivil toplum kuruluşları ve meslek örgütlerinin oluşturduğu Emek ve Demokrasi Platformu, Akbelen’deki ağaç kesimi ve bölgedeki orman yangınlarına tepki amacıyla düzenlediği basın açıklamasında, ormanların Anayasa’nın koruması altında olduğu vurguladı.
Your browser doesn’t support HTML5
Diyarbakır’daki dernek, sendika ve meslek örgütleri tarafından kurulan “Emek ve Demokrasi Platformu” hem Akbelen’deki ağaç kesimine hem de bölgenin çeşitli noktalarında çıkan orman yangınlarına dikkat çekmek amacıyla bir basın açıklaması düzenledi. Birçok kurumun temsilcisinin katıldığı basın açıklaması Kayapınar İlçesindeki Roboski Parkı'nda gerçekleştirildi.
Platform adına konuşan Nujiyan Yıldırım, ormanların Anayasa’nın koruması altında olduğunu söyledi. Anayasal korumaya rağmen ormanların yok edildiğine dikkat çeken Yıldırım, “Anayasanın 169. maddesi ormanların korunması ve sahaların genişletilmesini hükme bağlanmış, yanan ormanların yerinde yeni orman yetiştirilmesi devletin sorumluluğuna bırakılmıştır. Bu yerlerde tarım ve hayvancılık dahil bütün faaliyetler yasaklanmıştır. Anayasanın açık hükmüne rağmen iktidar yıllardır adeta yeşil gördüğü her yeri betona çevirme gayretinde olmuştur. Daha önce yanan ormanlık alandaki yapılaşmalar bunun açık örneğidir” dedi.
Açıklamanın ardından VOA Türkçe’ye konuşan katılımcılar, ormanların yok edilmesinin insanların geleceğini riske soktuğunu söyledi. Katılımcılardan Zeki Kanay, ormanların yok edilmesinin iklim krizini derinleştireceğini söyledi.
Ekoloji Derneği’nden Murat Bilgiç, bölgedeki orman yangınlarına dikkat çekti. Bilgiç, yangınların neden çıktığının araştırılmasına izin verilmediğini belirterek, insanların söndürme çalışmalarına katılmasının engellenmesine tepki gösterdi.
Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Elif Turan ise ormanların kesilmesi ve yanmasının asıl etkisinin yıllar sonra ortaya çıkacağını söyledi.
Basın açıklamasında dikkat çekilen yangınlar Diyarbakır ve Şırnak’ın Cudi Dağı'nda çıktı. Diyarbakır’ın Lice İlçesi'nde biri geçen hafta, diğeri de iki gün önce iki ayrı yangın çıktı. Yangınlar itfaiyenin müdahalesiyle söndürüldü. Şırnak’ın Cudi Dağı'nda çıkan yangına müdahale edilmediği iddiaları ise tartışmaya neden oldu.
Barolardan tepki
Bu arada 61 barodan yapılan ortak açıklamada, ormanların ranta feda edildiği belirtildi. Orman yangınlarına bilinçli bir şekilde müdahale edilmediğini belirten barolar, açıklamada şu görüşlere yer verdi: “İklim krizi gerçeğinin her geçen gün daha çok etkisini hissettirdiği ve dünya halklarının bu krizin çözümünde ortaklaşmak için çıkış yolu aradığı böylesi bir süreçte doğanın bu denli ve bilinçli tahrip edilmesini kabul etmiyoruz. Bilinmelidir ki; ranta dönüştürülen temel yaşam kaynaklarının korunması ve duyarlılık oluşturulması biz Baroların topluma karşı öncelikli sorumluluğudur.”
“Akbelen’den Cudi’ye yaşamı savunuyoruz’’
Emek ve Demokrasi Güçleri adı altındaki çok sayıda sivil toplum kuruluşu Gaziantep’te de “Akbelen’den Cudi’ye yaşamı savunuyoruz’’ diyerek basın açıklaması yaptı.
Yeşilsu Parkı’nda gerçekleşen basın açıklamasında Şırnak’ın Silopi İlçesi'nde bulunan Cudi Dağı'nın eteklerinde çıkan ve geniş bir alana yayılan orman yangınına karşı doğasını korumak için müdahale etmek isteyen sivil halkın engellendiğine dikkat çekildi.
Aynı zamanda Muğla’nın Milas İlçesi'ne bağlı Akbelen’de ağaç kesimlerini engellemeye çalışanların eylemlerine de destek verilen açıklamada, “Bugün Şırnak'ta ve Muğla’da yaşananlar bütüncül ve sistematik bir devlet yönetim anlayışının ürünüdür“ ifadeleri kullanıldı.
Your browser doesn’t support HTML5
Emek ve Demokrasi Güçleri adına VOA Türkçe ’ye konuşan BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen, herkesin ormanlarını korumaya çalışan insanlara destek vermesi gerektiğine dikkat çekerek, “Ülkenin batısından doğusuna, Cudi’den Akbelen’e kadar Türkiye’nin her yerinde aynı mantık, aynı zihniyet var. Cudi’de halkın kendi imkanlarıyla yangını söndürmesine engel olan zihniyet, Akbelen’de de ormanını korumaya çalışan köylülere saldırıyor. Bize küçüklüğümüzden beri devletin görevinin ülkeyi korumak olduğu anlatıldı ama şimdi görüyoruz ki bu ülkenin askeri, polisi bu toprakları ormanları ülkeyi yok edenlerin güvenlik görevlisi gibi davranıyor. Biz bunu kabul etmiyoruz, Türkiye’deki bütün halkların da kabul etmemesi için çağrıda bulunuyoruz’’ dedi.