Ormanlar İçin Asıl Tehlike Yangınlar mı Yoksa Maden Ruhsatları ve HES’ler mi?

(Arşiv)

Orman Genel Müdürlüğü istatistiklerine göre, Türkiye topraklarının yüzde 27,6’sı ormanla kaplı. Genel müdürlüğünün 2018 yılı faaliyet raporunda 1973 yılında Türkiye’nin orman varlığı 20,2 milyon hektar iken ağaçlandırma çalışmalarıyla çeyrek yüzyıl sonra 22,6 milyon hektara ulaştığı belirtiliyor.

Özellikle, Karadeniz Ege ve Akdeniz bölgelerinde dikkat çekici orman varlığı olan Türkiye, sahip olduğu 22,6 milyon hektar orman büyüklük bakımından dünyada 30. sırada da yer alsa yüzölçümüne göre orman varlığında dünyada ilk 100 ülkenin dışında kalıyor.

Prof. Atmış: “Orman varlığımız oransal olarak az olsa da doğal orman ve biyoçeşitlilik açısından çok zengin bir orman varlığımız var”

Bartın Üniversitesi Orman Fakültesi öğretim üyesi Erdoğan Atmış, Türkiye’nin oransal olarak sahip olduğu orman varlığı dünya ölçeğinde gerilerde kalsa bile doğal orman ve biyoçeşitlilik bakımında büyük bir zenginliğe sahip olduğunu söyledi.

VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Profesör Atmış, “İktidar 2009’dan beri ‘rekor kırdık’ söylemini yaygınlaştırmaya çalışsa da Türkiye yetmiş yılı aşkın süredir ağaçlandırma yapmaktadır. Türkiye’nin asıl zenginliği ormanlarının doğal olmasıdır. Bu ormanların biyoçeşitliliğidir. Elbette Avrupa’da birçok ülkenin orman varlığı Türkiye’den fazla. Ancak o ormanlar, doğal ormanlar değil. Ağaçlandırmışlar. Mesela İsveç, ülkenin yüzde 70’i neredeyse ormanla kaplı ama biyoçeştililik bakımından çok önemsiz” dedi.

(Arşiv)

Son 24 saatte 12 ilde orman yangını çıktı

Her yaz olduğu gibi bu yaz aylarında da Türkiye’de ardı sıra meydana gelen orman yangınları yeniden ormanları konuşulur kıldı.

Son yirmi dört saat içinde Kütahya’nın Tavşanlı, Uşak’ın Banaz, Osmaniye’nin Düziçi, Edirne’nin Keşan, Kütahya’nın Gediz, Adana’nın Kozan, Mersin’in Tarsus, Antalya’nın Alanya, Bursa’nın Kelez, Hatay’ın İskenderun, İzmir’in Menteşe, Çanakkale’nin Bayramiç, Yozgat’ın Akdağmadeni, Antalya’nın Serik ve İzmir’in Bergama ilçelerinde orman yangınları çıktı.

Bu son yangınların büyük bölümü kontrol altına alındı. Ancak 18 Ağustos’ta İzmir’in Karabağlar ilçesinde çıkan ve ancak 53 saatte kontrol altına alınabilen orman yangını Türkiye kamuoyunu günlerdir meşgul ediyor.

Her yıl yangın söndürme ihalesi açan Orman Genel Müdürlüğü, Türk Hava Kurumu’nun teklifi yüksek kaldığı için uçak ihalesini iptal ederek helikopter ihalesi yaptı ve bu ihaleyi de Bordo Grup’a ait EAB Uluslararası Havacılık şirketi kazandı.

Türk Hava Kurumu yangın söndürme uçağı (Arşiv)

Bakan Pakdemirli’nin “motoru arızalı ve yağ damlatıyor” dediği uçaklardan ikisi yangın söndürme tatbikatı yap

Ancak yangının bir türlü söndürülememesi helikopterlerin tartışılmasına yol açtı. Özellikle internet sitesinde kendisini “Avrupa’nın en büyük özel uçak Yangın Hava Söndürme Filosuna sahip olan” ifadesiyle tanımlayan Türk Hava Kurumu’nun “ateş kuşları” olarak adlandırılan uçaklarının kullanılmaması soru işareti yarattı.

Kendisi de pilot olan Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, önce “Orman personelimiz bu hava araçlarının içerisine emniyetli bulmadıkları için binmek istemiyor. Bu uçakları bu kadar savunanlar varsa uçaklar, Ankara’da apronda duruyor. 3 tane uçak motoru arızalı şekilde duruyor 3 tanesi de yağ akıtıyor. Binmek isteyenler buyursunlar uçsunlar” ardından bir sonraki gün de
“Bu hurda uçaklara bu zamana kadar biz 85 milyon avro vermişiz, bu sene 4 milyon avro vermedik diye mi oluyor? Yani bir adamı sırtında 40 yıl taşı, sonra indir, böyle mi olacak? Bu filoyu almak zorunda değiliz, işimize yaramıyor. Orman teşkilatımız uçmak istemiyor. Ayrıca, Türk Hava Kurumu siyasetin oyuncağı olmuştur. Ana muhalefet partisiyle birlikte hareket ediyor” diyerek eleştirel pozisyonunu korudu.

Türk Hava Kurumu ise doğrudan Bakan Pakdemirli ile tartışmanın tarafı olmasa da dün Ankara Etimesgut Havalimanı’nda iki yangın söndürme uçağını uçurdu ve pisti havadan sulama tatbikatı yaparak bir nevi bakana mesaj göndermiş oldu.

Türk Hava Kurumu yangın söndürme uçağı (Arşiv)

CHP’li Özkan: “Bakan Pakdemirli istifa etmeli”

Bu görüntülerin yayınlanmasının ardından CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Tuncay Özkan, Bakan Pakdemirli’ye istifa çağrısı yaptı.

Özkan, “Türk Hava Kurumu’nda dokuz adet var yangın söndürme uçağı var. Bunların altısı uçuşa hazır. Üçü yedek olarak alınmıştır. Bu uçakları 2009 yılında dönemin Başbakanı Erdoğan aldırmıştır. Bugün bu uçakların havalanmama nedeni yasalara aykırı olarak uçuş izni verilmemesidir. Yangın söndürme uçağı olmayan şirkete söndürme işini verdiler. İzmir yangınını bu hale aymaz zihniyetleri getirdi. Dün yayınlanan görüntülerden sonra Bakan Bekir Pakdemirli’nin istifa etmesi gerekir” dedi.

“Nüfusu yoğun sanayi ve turizm merkezlerinde ormanlar azalmakta, biyoçeşitlik kaybı ve habitat parçalanması had safhada”

İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi’nden Prof. Dr. Ünal Akkemik, Prof. Dr. Doğanay Tolunay ve Doç. Dr. Cihan Erdönmez ile Bartın Üniversitesi Orman Fakültesi’nden Prof. Dr. Erdoğan Atmış ve Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi’nden Doç. Dr. Oğuz Kurdoğlu “Ormanın Çağrısı” başlıklı bir bildiri yayınlayarak ormancıların canlarını ortaya koyarak orman yangınlarıyla mücadele etmesine rağmen Türkiye’deki ormanların baskı altında olduğunu ortaya koydular.

Açıklamada “Türkiye’de ormanların durumu ne yazık ki iç açıcı değildir. Envanter olarak orman alanları artıyor görünmekle birlikte bu artış nüfusu azalan, göç veren yörelerde gerçekleşmekte; nüfusu yoğun sanayi ve turizm merkezlerinde ormanlar azalmaktadır. Bunun yanı sıra ülke genelinde ormanlar biyolojik çeşitlilik kaybı, habitat parçalanması vb. niteliksel kayıplara uğramaktadır ve bu kayıplar had safhadadır. Ormanlarımızın yıkımına neden olan en büyük uygulama; orman alanlarının madencilik, turizm, altyapı vb. tesisler için ormancılık dışı amaçlarla kullanımlara tahsis edilmesidir. Ülke çapında bu amaçla yapılan tahsislerin toplam miktarı 700 bin hektara yaklaşmıştır. Vahim olan; bu tür tesislerin ekosistem bütünlüğünü bozduğu ve orman parçalanmasına (fragmantasyon) yol açtığının henüz farkına varılamamış olmasıdır” dendi.

Prof. Atmış: “Ormanlar için asıl tehlike inşaat, ihracat ve madencilik ruhsatları”

VOA Türkçe’nin ulaştığı Prof. Erdoğan Atmış, “Kızılçamlar orman yangının olduğu yerlerde hızla büyüyor. Yangın olduğunda orman kendini onarma şansına sahip. Yüzlerce binlerce yıldır yangınlar çıkmış Anadolu’da ama ormanlar kendilerini var etmiş. Ama maden sahaları ve HES inşaatları ormanları kalıcı olarak yok ediyor. Ormanlar üzerindeki en büyük tehdit, tahsisler. Büyüme modelini inşaat ve ihracat üzerine kuran hükümet, altın-gümüş her türlü maden, bu kalemlerin ihracı, inşaat sektörünün hammaddelerinin ormandan sağlanmasıyla ormanları sermayeye peşkeş çekiyor. 2004 yılına kadar maden ruhsatları bin bir zorlukla çıkartılabiliyordu. Ama hükümet maden kanunu ve yönetmelikleri değiştirdi. Asıl tehlike burada” dedi.

2019’da 3192 hektar ormanlık alan yandı

Bu arada Tarım ve Orman Bakanlığı bugün yazılı bir açıklama yayınlayarak 2019 yılında 1377 orman yangınında 3192 hektar ormanın zarar gördüğünü söyledi.

Açıklamada, “Ülkemizde son 10 yıllık istatistiklere göre yıllık ortalama 2.388 orman yangını meydana gelmektedir. Bu yangınlarda yıllık ortalama 6.665 hektar orman zarar görmektedir” dendi.