Ortadoğu'da İran Karşıtlığı Artıyor

Your browser doesn’t support HTML5

Bir yandan Suriye’de iki yıldır yaşanan iç savaşın yarattığı mezhep gerginliği, diğer yandan Tahran hükümetinin Esat rejimine verdiği açık destek, Ortadoğu’da İran’a yönelik olumsuz görüşleri arttırmış durumda. Zogby araştırma kuruluşunun Ortadoğu’da yaptığı son kamuoyu araştırmasına göre, İran’a karşı olumsuz görüşlerin arttığı ülkelerin başında Türkiye de bulunuyor. Suriye politikası iki ülke arasındaki ilişkileri gerginleştirmiş durumda.

Amerika ve İsrail’e karşı yaptığı çıkışlardan dolayı bir zamanlar Ortadoğu halklarının yoğun desteğini alan İran, bugünlerde Suriye iç savaşında Beşar Esat yönetimine arka çıkması ve bölgede mezhep ayrımcılığının artması yüzünden bu desteğini kaybetmişe benziyor.

Zogby araştırma kuruluşunun bölge ülkelerinden 20 bin kişi arasında yaptığı son kamuoyu yoklaması, 2006-2012 yılları arasında İran’a yönelik büyük destek kaybını ortaya koyuyor. 20 ülkede yapılan son araştırma, bu ülke halklarının çoğunun İran İslam Cumhuriyeti’ne olumsuz baktığını gösteriyor.

Arap Amerikan Enstitüsü Başkanı James Zogby’ye göre, Suriye’deki iç savaş, İran’a verilen bölgesel desteğin sonunu hazırladı. Tahran hükümeti, krizde Esat rejiminden yana tavır aldı. İran geçmişte bölge halklarından aldığı büyük desteği, özellikle 2006 yılında İsrail’in Lübnan’a düzenlediği operasyonda, Hizbullah örgütüne yaptığı yardımlara borçluydu. James Zogby, son birkaç yıldır İsrail’e muhalif politikalara bağlanabilecek bu kamuoyu desteğinin İran’dan Türkiye’ye geçtiğini söylüyor: “İran’a destekteki bu düşüşün bir başka nedeni de geçmişte Batı’ya karşı direnişi temsil etmesindendi. İran, İsrail’in bölgedeki tavırları ve Amerikan politikalarına karşı direnişi sembolize etti. 2005-2006’larda bu rolü Türkiye üstlenmeye başladı. Başbakan Erdoğan’ın Davos’ta İsrail Cumhurbaşkanı Simon Perez’e çıkışı, arkasından Mavi Marmara olayı. Sanıyorum, Başbakan’ın son yorumları da yeni gerilimlere yol açacak. İsrail’in tavırlarına kızan bölge halkı, direniş sembolü olarak Türkiye’yi görmeye başladı."

Zogby’nin son kamuoyu yoklamasına Türkiye, Pakistan ve Azerbaycan gibi Arap olmayan ülkeler de eklendi. Aynı araştırma, Türkiye’ye yönelik destekte de son bir yıl içinde azalmaya dikkati çekiyor. Bu da bu konuda daha önce başka şirketlerin hazırladığı araştırmalarla tutarlı bir çizgi izliyor. James Zogby, geçmişteki tüm anketlerde Türk kamuoyundan aldığı izlenimi şöyle anlatıyor: “Türkiye, yaptığımız anketlerde çok kuvvetli bir özbenlik ortaya koydu. Anketlerimizde ‘Müslüman dünyasını tek bir ulus yönetmeli mi?’ ya da ‘Tüm uluslar eşit olmalı mı?’ sorularında diğer ülkelerde, ‘Eşit olmalılar’ yanıtı alıyoruz. Türkler’e gelince ‘Hayır, tek bir ulus liderlik etmeli’ diyorlar. ‘Kim’, diye sorduğumuzda da ‘Biz liderlik etmeliyiz’ diyorlar. Türkiye dünyadaki yeni rolünden gurur duyuyor. Ulusal gelir açısından dünyada 17’inci sırada. Ortadoğu’da bir liderlik rolü üstleniyor.”

Suriye konusunda izlenen farklı tutumlar, İran ve Türkiye’nin arasını açtı. Türkiye 2010 yılında BM Güvenlik Konseyi’nde yapılan oylamada Amerika’yı karşısına alma pahasına İran’a yeni yaptırımlara karşı çıkmış, daha sonra nükleer program konusunda Tahran hükümeti ve Batılı ülkeler arasında arabuluculuk yapmak istemişti. İki ülke hükümetleri uzun süreli bir yakınlaşma yaşasa da, önce Türkiye’nin NATO radar sistemini kurması, ardından da Esat rejimine karşı savaşan Sünni isyancılara destek vermesi, Tahran hükümetiyle ilişkilerinin gerilmesine yol açtı.

Zogby araştırmasının dikkat çektiği gibi, Ortadoğu’da İran İslam Cumhuriyeti’ne yönelik olumsuz görüşte mezhep farklılığının da önemli payı var. İran’a en olumsuz bakan ülkeler arasında başı yüzde 84 ile Suudi Arabistan çekiyor. Suudi Arabistan’ı yüzde 79’la Katar, yüzde 77’yle Türkiye izliyor. Bu ülkelerin üçü de Sünni çoğunluğa sahip. Ama İran’a olumsuz bakışta mezhepsel ayrılığın yüzde yüz payı olduğunu söylemek doğru olmaz. Çünkü listenin dördüncü sırasında yüzde 75’le Azerbaycan duruyor. Azerbaycan da İran gibi Şii nüfusa sahip. Bölgede İran’a olumlu bakan iki ülkeyse, önemli sayılabilecek Şii nüfusa sahip Irak ve Lübnan.

Kamuoyu yoklamasına katılan bölge halklarının çoğu Ortadoğu’nun nükleer silahlardan arındırılmasının bölgesel istikrar sağlayacağını düşünüyor. Bu ülkeler arasında yalnızca Yemen ve Libya, İran’ın nükleer silah sahibi olmasının daha yararlı olacağını düşünüyor. Ancak 2006 yılından bu yana İran’ın gerçek niyetinin nükleer silah sahibi olmaya çalıştığına inananların oranı artıyor. Tahran hükümeti nükleer programının hep sivil amaçlı olduğunu savunuyor.

Bölge halkının çoğunluğu, nükleer programından dolayı İran’a askeri operasyona destek vermiyor. Askeri müdahaleye destek verenlerin sayısı 2006 yılından bu yana artış gösterse de bu daha çok mezhepsel ayrılığa bağlanıyor. Türkiye’nin İran’a bakış açısının mezhepsel farklılığa dayanıp dayanmadığını James Zogby’ye sorduğumuzda şu yanıtı veriyor: “Türkiye’ye şu an bakıldığında mezhepsel ayrımcılık görülebilir. Türkiye’deki Sünni nüfus farklı konulara farklı tepki gösteriyor. Ama Türkiye’deki, Pakistan’daki, Suudi Arabistan’daki mezhep ayrımcılığı fazla. Bu bence kaygı verici bir durum. Şu anda Türkiye, Suriye’deki olaylarda rol almak istiyor, ama kendisi de tehlike altında. İran gibi Türkiye’ye yönelik destek oranı da düşüyor. Lübnan’da, Irak’ta Türkiye’ye olumlu bakanların sayısı azalıyor. Onlardaki düşüşün nedeni de mezhepsel. Bölge genelinde Türkiye’ye olumlu bakanların oranı İran’a göre çok daha iyi, ama mezhep ayrımcılığı ortada ve bu durum Türkiye’yi de kaygılandırmalı.”

Zogby araştırma kuruluşunun hazırladığı kamuoyu yoklamasına göre Amerika’nın bölgedeki varlığına yönelik destek de artmış durumda. Obama yönetiminin Ortadoğu’daki Amerikan varlığını nispeten gevşek düzeyde tutması, bölge halkından destek buluyor. Ama James Zogby’ye göre Amerika’nın İran’a düzenleyebileceği bir operasyon, Tahran hükümetine gösterilen bölgesel desteği ve Amerikan karşıtlığını arttırabilir.