'Obama'nın Şapkadan Tavşan Çıkarması Gerekir'

Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ve ABD Ortadoğu Özel temsilcisi George Mitchell

Ortadoğu uzmanı gazeteci Claude Salhani uzlaşmanın ödün vermeyi gerektireceğini; ve ödün vermenin siyasi riskleri bulunduğunu söyledi



İki yıl aradan sonra İsrailli ve Filistinlilerin doğrudan barış görüşmelerine başlaması Washington’da umutla karşılandı. Amerikalı yetkililer bu fırsatın kaçırılmaması çağrısında bulunuyor, Ortadoğulu liderlerin cesaret sergilemesini istiyor. Ancak Washington’da genel olarak iyimser yorumlar yapılsa da herkes bu görüşte değil.

Başkan Barack Obama, Ortadoğu barışının sağlanması konusunda bir fırsat doğduğunu, böyle bir fırsatın yakın zamanda tekrarlanamayabileceğini söyledi: “Böyle bir fırsat yakın zamanda tekrar önümüze gelmeyebilir. Bu fırsatı kaçıramazlar. Cesaret ve vizyon sahibi liderlerin, halklarının talep ettiği barışı tesis etmelerinin zamanı gelmiştir.”

İki yıl aradan sonra Başkan Barack Obama’nın yoğun girişimleri sonucu İsrailli ve Filistinli liderler Washington’da doğrudan görüşmelere başladılar. Hedef, bağımsız bir Filistin devletiyle güvenliği sağlanmış bir İsrail devletinin yana yanaya yaşayacağı bir çözüme ulaşmak.

Washington’da bu süreç konusunda iyimser bir bekleyiş olduğu söylenebilir. Örneğin, Amerika’nın eski Tel Aviv Büyükelçisi Martin Indyk, geçen hafta New York Times gazetesinde yayınlanan yazısında, “Ortadoğu’da Umut” başlığını kullandı ve daha önceki denemelere kıyasla daha olumlu bir ortam olduğunu savundu. Bölgede şiddet olaylarının ve yerleşim inşaatlarının göreceli olarak azaldığına dikkati çeken Indyk, bunun yanında İsraillilerle Filistinlilerin iki devletli çözümü desteklediklerini ve daha önceki müzakereler sonucu tarafların ne yapmaları gerektiğinin farkında olduklarını yazdı.

Ancak herkes o kadar umutlu değil.

'Çözüm Ödün Vermeyi Gerektirir. Bu da Riskli'

Amerika’nın Sesi’nin sorularını yanıtlayan Ortadoğu uzmanı gazeteci Claude Salhani, bu sürecin daha önceki süreçlerden farklı olmadığını; uzlaşmanın ödün vermeyi gerektireceğini; ve ödün vermenin siyasi riskleri bulunduğunu söyledi.

Salhani şöyle konuştu: “Keşke umutlu olduğumu söyleyebilsem, ama değilim. Daha önceki denemelerle bu sefer arasında fark göremiyorum. Aynı gündemle geliyorlar, benzer hayal kırıklığıyla ayrılacaklardır. Bu müzakerelere hazırlanırken yeni bir şey ortaya çıkmadı. Obama’nın gizli bir silahı mı var, şapkadan tavşan mı çıkaracak onu bilemem. Ama ben yeni bir şey göremiyorum.”

Salhani Ortadoğu sorununun çözümüne engel oluşturan konuların giderilmediğini hatırlattı: Filistinli mültecilerin dönüşü; Kudüs’ün statüsü; sınırlar; İsrail’in güvenliği vs. Bunun yanında Hamas’ın tutumu ve ay sonunda yerleşim inşaatlarının yeniden başlaması ihtimali görüşmeleri raydan çıkarabilecek faktörler arasında.

Salhani, “Sorunun, ancak, tarafların çocuklarına duyduğu sevginin düşmanlarına besledikleri kini aştığı zaman çözülebileceğini” söyledi. Lübnanlı gazeteciye göre taraflar bu aşamada değil.

'Türkiye Kendini Ayağından Vurdu'

Peki ya Türkiye’nin konumu? Türkiye Ortadoğu’da daha faal bir dış politika izlemesine rağmen bu süreçte yer almadığı görüldü. 20 Ağustos tarihinde 2 Eylül görüşmelerinin açıklandığı gün Amerika’nın Ortadoğu Temsilcisi George Mitchell Mısır’dan Ürdün’e, diğer Arap ülkelerinden Rusya’ya, Avrupa Birliği’ne kadar tüm kesimlere teşekkür ederken Türkiye’ye atıfta bulunmadığı dikkati çekmişti. Salhani, Türkiye’nin Hamas politikasının denklemin dışında kalmasına neden olduğunu düşünüyor.

"Türkiye bu süreçte çok büyük bir rol oynayabilirdi, ancak kendini ayağından vurdu. Başbakan Erdoğan’la İsrailliler arasında yaşananlar, Erdoğan’ın Hamas’a verdiği destek birçok kesimi rencide etti. Bu nedenle masada değil. Ne yazık ki diyorum çünkü Türkiye gerçekten önemli bir rol oynayabilirdi.”

Salhani Ortadoğu barışı konusunda karamsar olmakla birlikler “umarım yanılıyorumdur” diyor.