WASHINGTON —
Uluslararası yardım ve kalkınma çabaları da 85 milyar dolarlık “otomatik kesinti”lerden nasibini aldı. Ancak tüm zorluklara rağmen, uluslararası yardımların geleceği konusunda birçok kişi hala iyimser.
Uluslararası Kalkınma Dairesi de tıpkı diğer federal kurumlar gibi otomatik kesintiler sonucu bütçe kesintisine gitmek zorunda kaldı. Yüzde 4’lük kesinti dairenin dış yardımını azaltacak. Ancak devam eden projelerin 2 yıla kadar finansmanı önceden sağlandığından, kesintiler bunlar üzerinde etkili olmayacak.
Ulusal Kalkınma Dairesi ve diğer benzer yardım ve kalkınma kurumlarına uygulanan kesintiler fazla olmasa da Brookings Enstitüsü’nden George Ingram’a göre bu durum sağlık yardımı ve insan hayatı gibi konuları etkileyecek: “Kalkınma bütçesinin büyük kısmını oluşturduğu için, en çok sağlık yardımları etkilenecek. Sağlık alanından yapılacak kesinti yaklaşık 400 milyon dolar ile büyük bir rakam. İkinci büyük kesinti ise 200 milyon dolar ile insani yardımlar. Her iki konu da ciddi darbe alıyor zira burada söz konusu olan şey ölüm kalım meselesi.”
Raj Kumar, uluslararası yardım raporları hazırlayan Devex isimli kuruluşun başında. Kumar’a göre bu durumdan en çok zarar görecek olanlar HIV ve AIDS hastaları.
Kumar, “30 milyon HIV virüsü taşıyan insanın yaşadığı bir dünyadayız. Bu insanların çoğu Amerika’nın dış yardımına bağımlı yaşıyor,” şeklinde konuşuyor.
Yardımlar konusunda göze çarpan tek olumlu nokta, hayırseverlerin artan rolü. Bill ve Melinda Gates Vakfı bunlardan biri.
Ayrıca şirketler de iş yaptıkları bölgelerde yaşayanların ürünlerini alabilecek güçte olmasını isteyerek kalkınmaya dahil oluyor. Yine de bu çabalar Amerikan hükümeti tarafından sağlanan özellikle sağlık ve felaket yardımı alanlarındaki açığı kapatmaya yetmiyor.
George Ingram, “İnsani bir kriz yaşandığında tıbbi yardım, gıda ve su gibi acil ihtiyaç duyulan maddeleri özel sektör sağlayacak değil,” diyor.
Dış yardım konusu birçok Amerikalı tarafından eleştirilirken, insani yardımları birçok kişi destekliyor.
Ingram, “Amerikan halkı, sağlık, eğitim, küçük girişim, demokrasi ve ekonomik büyümeyi teşvik gibi sorunları olan ülkelere yardımı kuvvetle destekliyor. Amerikalılar dış yardımı sevmiyor ancak duruşları, dış yardımın tüm unsurlarını destekler nitelikte,” diyor.
Raj Kumar, “Ulusal güvenliği, muhafazakar, Cumhuriyetçi adayları destekleyenler, dış yardımı da destekliyor. Çünkü bunu daha kapsamlı ulusal güvenlik ve terörle mücadele stratejisinin bir parçası olarak görüyorlar,” şeklinde konuşuyor.
Dış yardımlar her ne kadar siyasi tartışmalarda sürekli eleştiri konusu olsa da, Amerikan bütçesinin sadece yüzde 1’ini oluşturuyor.
Uluslararası Kalkınma Dairesi de tıpkı diğer federal kurumlar gibi otomatik kesintiler sonucu bütçe kesintisine gitmek zorunda kaldı. Yüzde 4’lük kesinti dairenin dış yardımını azaltacak. Ancak devam eden projelerin 2 yıla kadar finansmanı önceden sağlandığından, kesintiler bunlar üzerinde etkili olmayacak.
Ulusal Kalkınma Dairesi ve diğer benzer yardım ve kalkınma kurumlarına uygulanan kesintiler fazla olmasa da Brookings Enstitüsü’nden George Ingram’a göre bu durum sağlık yardımı ve insan hayatı gibi konuları etkileyecek: “Kalkınma bütçesinin büyük kısmını oluşturduğu için, en çok sağlık yardımları etkilenecek. Sağlık alanından yapılacak kesinti yaklaşık 400 milyon dolar ile büyük bir rakam. İkinci büyük kesinti ise 200 milyon dolar ile insani yardımlar. Her iki konu da ciddi darbe alıyor zira burada söz konusu olan şey ölüm kalım meselesi.”
Raj Kumar, uluslararası yardım raporları hazırlayan Devex isimli kuruluşun başında. Kumar’a göre bu durumdan en çok zarar görecek olanlar HIV ve AIDS hastaları.
Kumar, “30 milyon HIV virüsü taşıyan insanın yaşadığı bir dünyadayız. Bu insanların çoğu Amerika’nın dış yardımına bağımlı yaşıyor,” şeklinde konuşuyor.
Yardımlar konusunda göze çarpan tek olumlu nokta, hayırseverlerin artan rolü. Bill ve Melinda Gates Vakfı bunlardan biri.
Ayrıca şirketler de iş yaptıkları bölgelerde yaşayanların ürünlerini alabilecek güçte olmasını isteyerek kalkınmaya dahil oluyor. Yine de bu çabalar Amerikan hükümeti tarafından sağlanan özellikle sağlık ve felaket yardımı alanlarındaki açığı kapatmaya yetmiyor.
George Ingram, “İnsani bir kriz yaşandığında tıbbi yardım, gıda ve su gibi acil ihtiyaç duyulan maddeleri özel sektör sağlayacak değil,” diyor.
Dış yardım konusu birçok Amerikalı tarafından eleştirilirken, insani yardımları birçok kişi destekliyor.
Ingram, “Amerikan halkı, sağlık, eğitim, küçük girişim, demokrasi ve ekonomik büyümeyi teşvik gibi sorunları olan ülkelere yardımı kuvvetle destekliyor. Amerikalılar dış yardımı sevmiyor ancak duruşları, dış yardımın tüm unsurlarını destekler nitelikte,” diyor.
Raj Kumar, “Ulusal güvenliği, muhafazakar, Cumhuriyetçi adayları destekleyenler, dış yardımı da destekliyor. Çünkü bunu daha kapsamlı ulusal güvenlik ve terörle mücadele stratejisinin bir parçası olarak görüyorlar,” şeklinde konuşuyor.
Dış yardımlar her ne kadar siyasi tartışmalarda sürekli eleştiri konusu olsa da, Amerikan bütçesinin sadece yüzde 1’ini oluşturuyor.