Suriye’de hükümetin demokrasi yanlısı göstericilere sert müdahalede bulunması ve yüzlerce göstericinin öldürülmesi, birçok ülkede tepkiyle karşılanırken, Erdoğan hükümeti yakın ilişkiler içinde olduğu Şam hükümetini durdurma yönünde bir girişimde bulunmadığı için iç kamuoyunda eleştirilere hedef oldu.
Türkiye’nin güney komşusu Suriye’yle arası uzun dönem açık kaldı. İlişkiler son birkaç yılda önemli ilerleme kaydetti. Kadir Has Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Profesör Soli Özel, Adalet ve Kalkınma Partisi hükümetinin, dış politika açılımının bir parçası olarak Suriye’ye önemli yatırımlar yaptığını söylüyor. Ancak son birkaç haftada Suriye’de yaşananlar Türk dış politikasına olumlu yansımadı. Soli Özel şunları söylüyor:
“Bir kere Suriye’de Türk dış politikasının nasıl bir duvara çarpmış olduğuna bakmak lazım. Bence Suriye meselesi, Libya’nın ardından Türkiye’nin bir takım iddialarının, kendisiyle ve kendisinin etkileme gücüyle ilgili bir takım iddialarının abartılı olduğunu gösterdi. Dolayısıyla bir kere bizim önce kendi dış politikamızın ne ölçüde etkili olabildiği, nasıl etkili olabildiği gibi konularda bir muhasebe yapıp önümüze bakmamız lazım.”
Soli Özel, Türkiye’nin yine büyük çıkarları bulunan Libya’da olduğu gibi Suriye’de de iki ateş arasında kaldığına dikkati çekiyor:
“Bir taraftan kendi demokrasi, insan hakları söylemine uygun olarak [Suriyeli] muhalefete destek vermesi gerekirken, öte taraftan hem çok büyük yatırım yaptığı bir rejimi hemen gözden çıkaramadı, hem de bütün dünyadaki beklentiye benzer bir şekilde Beşar Esad yönetiminin çok ani bir şekilde gitmesi, yani vazonun kırılması durumunda çıkabilecek istikrarsızlıktan korkusu nedeniyle Beşar Esad yönetiminde bir yumuşak geçişin olmasını tercih etti.”
Erdoğan hükümeti eleştiriler üzerine Milli İstihbarat Teşkilatı ve Devlet Planlama Teşkilatı müsteşarlarını Şam’a gönderirken, dün ayrıca Suriye’deki kriz, Milli Güvenlik Kurulu toplantısında ele alındı. İki olayda da Ankara, Şam hükümetine kendi halkına karşı işlediği cinayetlerden dolayı sert mesajlar göndermeyi tercih etmedi ve Devlet Başkanı Beşar Esad’dan söz verdiği reformları yerine getirmesi istendi. Soli Özel'in bu konudaki yorumu şöyle:
“MGK açıklaması bence özellikle de Cumartesi günkü Dışişleri Bakanlığı açıklamasıyla karşılaştırdığınız zaman daha detaylı ve bence daha net bir tavır ortaya koyuyor. Ama belli ki tercih Beşar Esad’ın ya da rejimin kendine gelip bu şiddeti azaltarak daha yumuşak bir geçişe imkan sağlayacak bir tavır içine girmesi. Bunda başarılı olunabileceğinden emin değilim açıkçası.”
Soli Özel Türkiye’nin, Suriye’nin söz verdiği reformları yerine getirmesini sağlama çabalarının boşuna olduğu görüşünde:
“Türkiye’nin eksik kaldığı yer, bu korkunç şiddet kullanışının karşısında bence sert bir tavır alamaması. Hala rejimi ikna edebileceği ümidiyle belki, yumuşak, kadife eldivenle rejime vurması. Eğer Türkiye rejimi reform yolunda hareket etmeye ikna edebilirse o zaman da Türk dış politikası açısından büyük bir başarı olacaktır. Ben bugüne kadarki sicilde böyle bir sonuca varabileceğimizin ipuçlarını göremiyorum.”