İran nükleer anlaşmaya hazırlanırken bölgesel rakibi Suudi Arabistan gelişmeleri yakından izliyor. Riyad hükümeti, İran tehdidine karşı stratejik müttefiki Pakistan’dan destek istiyor. Ancak İslamabad bu konuda sıradışı bir konuma sahip.
Pakistan, eskiden nükleer programının başında olan Abdülkadir Han’ın ilişkilerini kullanarak İran’a yıllarca nükleer sırlarını sattı. Ancak nükleer fizikçi Abdül Hamit Nayer, bunun geçmişte kaldığını söylüyor.
Nayer, “Abdülkadir Han’ın ticari ilişkileri içinde İran da vardı. İran’ın santrifüj programı Pakistan tasarımlarından yararlandı.” şeklinde konuşuyor.
Bir yandan Pakistan’ın, Suudi Arabistan’a da nükleer alanda destek sözü verdiği söyleniyor.
Bu iddia kanıtlanmış değil ancak söylentilerin kaynağında Pakistan’ın nükleer programının geçmişi var.
Nayer, Pakistan'ın nükleer programı dışarıdan ciddi mali destek aldığını ve bu anlaşmalardan birinin sonradan ortaya çıktığını söylüyor.
Sözü geçen anlaşma Libya ile yapıldı. Libya sonradan nükleer programından vazgeçti ve teçhizatını Amerika’ya teslim etti.
Suudi Arabistan’ın Pakistan’ın nükleer programını desteklediği kesin olmasa da, durumu eleştirenler dolaylı kanıtlara dikkati çekiyor.
Pakistan nükleer silahlarını denediği zaman uluslararası yaptırımlara hedef olmuştu.
Saudi Arabia provided it with oil on deferred payments for three years and later forgave some of the payments.
Yaptırımlara rağmen Suudi Arabistan ülkeye petrol verdi ve ödemeleri üç yıl geciktirdi. Sonradan da borcun bir kısmını sildi.
Suudi Prensi Sultan bin Abdülaziz 1999’da Pakistan’ın nükleer denemesinden sonra ülkenin nükleer tesislerini gezmişti. Pakistan ise prensin nükleer tesisleri görmediğini savunuyor.
Pakistan Senatosu Dışişleri Komisyonu Başkanı Awais Laghari, “Pakistan bunu yapamaz. Bu kadar sorumsuz değiliz. Pakistan’ın kendi nükleer programı tehlikeye girer. Hiçbir ülke yüzünden nükleer programımızı tehlikeye atmayız. Gelecekte de böyle sorumsuzca girişimler göreceğimizi sanmıyorum.” şeklinde konuşuyor.
Abdül Hamid Nayer, Laghari’nin haklı olduğunu umuyor ve Pakistan’ın İran’a desteğinin Abdülkadir Han şebekesinin ortaya çıkmasıyla sonlandığını hatırlatıyor. Laghari ayrıca değişen uluslararası durumun Pakistan’ı, nükleer silahların yayılmasının tehlikeleri konusunda ikna etmiş olabileceğini söylüyor.