Partiler Neden Yerel Seçimlere İttifakla Gitmek İstiyor?

24 Haziran seçimlerine siyasi parti ittifaklarıyla giden Türkiye, son anda sürpriz bir değişiklik olmazsa 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlerde de ittifakların desteklediği adayları oylayacak.

Eylül ayından itibaren ciddi sorunlar yaşayan Cumhur İttifakı’nın yerel seçimler öncesinde yeniden canlandırılmasında ekonomideki sorunların ve bununla bağlantılı olarak seçim anketlerinin rolü olduğu konuşuluyor.

Sencar: “AK Parti’nin oylarının bir bölümü MHP’ye bir bölümü kararsızlar hanesine gidiyordu”

Metropoll Araştırma’nın başkanı Özer Sencer de seçmenin nabzını ölçen kamuoyu araştırmalarının iktidar partisinin 24 Haziran oylarının gerisinde gösterdiğini söylüyor.

Özer Sencar

VOA Türkçe’ye değerlendirmelerde bulunan Prof. Sencar, “Unutmamak lazım ki siyasette hiçbir zaman kesin bir şey yoktur. Siyasetçiler şartları değerlendiklerinde geri dönerler. İşte bakın Sayın Erdoğan ve Sayın Bahçeli, ittifakı bitirmiş gibi görünüyorlardı. Seçimlerde AK Parti’nin oyu %42,6 iken bu oranın %40’lara düştüğünü gördük. Sanıyorum AK Parti de bunu gördü. Kaybettiği oyların bir bölümü MHP’ye diğer bölümü kararsızlar hanesine gidiyordu. Burada yapılacak bir şey biraraya gelmekti, bunu yaptılar. CHP ve İYİ Parti’nin de ittifak halinde seçime gitmeleri onların yararına olacak” dedi.

Uslu: “Seçmen tercihleri ittifakları zorunlu kılıyor”

ANAR Araştırma Genel Müdürü İbrahim Uslu ise Erdoğan ve Bahçeli’nin grup konuşmalarında birbirlerini ima yollu eleştirirken bile partiler arasındaki temasların sürdüğünün altını çiziyor.

VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Uslu, “2014 seçimlerinde CHP ile MHP ülke genelinde olmasa bile Balıkesir, Adana, Mersin, İstanbul ve Ankara gibi illerde taban ittifakı kurmuşlardı ama bu kez aleni olarak ittifaklar kuruluyor. Bu, aslında AK Parti kurulduktan sonra oluşturduğu ‘hakim parti’ modelinin sona erdiği anlamına geliyor. Seçmen tercihleri artık genel seçimlerde ittifakları zorunlu kılıyor. Bundan sonraki seçimlerde artık ittifak kurulmazsa şaşıracağız. Cumhur İttifakı arasındaki görüşmeler hiçbir zaman kesilmedi. İttifak olmazsa iki taraf da zarar göreceğini biliyor. Dünkü liderler görüşmesi, ittifak görüşmelerin başlaması değil, finaliydi. Sürecin sonlandığını kapanış toplantısıydı. Bundan sonra teknik toplantılar yapılacak” dedi.

İlgili Haberler Türkiye’de “İttifak” Rüzgarları Esiyor

2014 seçimlerinde Manisa, Adana ve Karabük gibi illerde CHP ile tabanda yaptığı işbirliğiyle seçimlerden zaferle ayrılan Milliyetçi Hareket Partisi, buna karşılık İstanbul ve Ankara’da ana muhalefet partisinin büyükşehir belediye başkanı adaylarına destek vermişti. MHP’nin, bu kez, 2014’te karşı karşıya geldiği AKP’nin İstanbul ve Ankara’yı korumasına yardımcı olacak yeni bir ittifak modeli geliştirmesi bekleniyor.

Konsensus Araştırma’nın genel müdürü Murat Sarı, yerel seçimlere bu kez İyi Parti ve Saadet Partisi ile gitmeye çabalayan CHP’nin İstanbul’u kazanamasa bile Ankara’yı zorlayacağı görüşünde.

VOA Türkçe Servisi’ne konuşan Sarı, “Bu seçimlerin en büyük çekişmesi Ankara’da geçecek. Eğer MHP kendi adayıyla girerse CHP ve AKP gibi onun da şansı olabilir. Başkent şu an için kafa kafaya görünüyor. Muhalefetin İstanbul’u kazanması kolay değil ama Ankara’da şansları var. Ankara’yı kim alırsa oradan bir başarı hikayesi çıkarabilir. MHP’nin başarı hikayesi yazması için mutlaka Adana ve Mersin’i elinde tutması gerekir. İyi Parti de en az %10 oy oranı alması lazım. Antalya, Burdur ve Isparta’da iyi oy oranları elde etmişlerdi” dedi.

İlgili Haberler Devlet Bahçeli Yerel Seçimde İttifaka Noktayı Koydu

Sarı: “AK Parti, İstanbul’u kaybederse erken seçim kaçınılmaz olur”

İstanbul’da çekişmenin özellikle ilçelerde geçeceğini vurgulayan Murat Sarı, ekonomik krizin ağırlaşmasına rağmen muhalefetin henüz bunu oya dönüştürecek atağı gerçekleştiremediğinin altını çiziyor.

“Bir konu çok açık; eğer İstanbul’u AK Parti kaybederse, erken seçim kaçınılmaz. Sonuçta sekiz puan önde girdiği bir yarışta Türkiye’nin en büyük kentini kaybetmiş olacak. Ancak CHP’den Gürsel Tekin dışında bir aday yok. Ama hatırlayın 1989’u, benim o gün oy verdiğim ama hiç tanımadığım bir Nurettin Sözen çıktı ve İstanbul’u efsanevi belediye başkanı Bedrettin Dalan’ın elinden aldı. Ama bugün pek tanınmayan bir bilim insanı olsa başka bir sonuç üretebilir zira benim yaptığım anket sonuçlarında tanınma arttıkça oy oranı düşüyor. Bence İstanbul’da asıl mücadele ilçelerde geçecek. Eğer CHP; Üsküdar, Beykoz, Fatih, Zeytinburnu’ndan ikisini alsa İstanbul’da başarılı kabul edilebilir. AK Parti de mesela Zeytinburnu ve veya Büyükçekmece’yi alsa başarılı kabul edilmeli. Ancak şunu da söylemek gerekli ekonomik kriz bu kadar görünür olmasına karşın muhalefet hiçbir atak yapmış değil. Ve zaman kaybediyor.”

Özer Sencar: “İstanbul ve Ankara riskli alanlar”

Cumhur İttifakı partilerinin ellerindeki belediyeleri tutmaları halinde bunun başarılı kabul edilmeleri için yeterli olduğunu düşünen Özer Sencar, muhalefetin bu olumsuz ekonomik koşullarda dahi başarılı olmasının öncelikle toplum tarafından benimsenecek adaylar seçmesine bağlı olduğunu ifade etti.

Sencar, “Ankara ve İstanbul şu anda bu parti tarafından kesin kazanılır denemez. İkisi de riskli alanlardır. AK Parti bunlardan birini kaybederse başarısız addedilebilir. İkisini birden kazanırsa diğer illerde oyunu koruması kaydıyla başarılı sayılacaktır. Ama 16 yıldır iktidarda olan partinin elindeki belediyeleri koruması mutlak başarı olur. Ekonomik sorunların hemen etkili olabilmesi

muhalefetin iktidar karşısında daha etkin, daha yetkili adaylar çıkarmasıyla bağlantılıdır. Oy gücü yetersiz adaylar çıkarırsa iktidarın ekonomideki zaaflarından yararlanamaz. Bu durumun muhalefet açısından bir avantaja dönüşmesi diğer muhalefet partilerinin olur vereceği aday belirlemesine de bağlı. İktidarın zafiyetine rağmen muhalefet kazanamayabilir. Uygun adaylarla sahneye çıkması gerekir” dedi.