Sınırda Geceyi Soğukta Geçiren Mülteciler Umutlarını Koruyor  

Your browser doesn’t support HTML5

Mültecilerin, Yunanistan sınırından girme çabaları devam ediyor. Dün Pazarkule Sınır Kapısı’nda Yunan güvenlik güçlerinin biber gazı kullanmasının ardından bir grup mülteci sınır kapısının dışındaki geçiş seçeneklerine yöneldi.

Bazı mülteciler yüzerek bazıları ise satın aldıkları botlarla Yunanistan sınırı boyunca devam eden Meriç nehrinin daraldığı noktalardan geçmeye çalışıyor. Bu köyler arasında Doyran ve Üyüklütatar öne çıkıyor.

Ancak hala Pazarkule Sınır Kapısı’ndan geçmeyi umanlar bekleyişlerini sürdürüyor. Kırşehir’den ailesiyle birlikte gelen Afganistan doğumlu Mustafa Nasirim de onlardan biri.

Afgan mülteci Nasirim: ‘‘Hayalim Yunanistan’dan Avrupa’nın başka ülkelerine gitmek’’

Gece yarısı eksi 1 dereceyi bulan soğukta kendisi gibi sınırdan geçme umudunu koruyan mültecilerle birlikte ateş yakan Nasirim, gayet iyi Türkçe konuşmasına rağmen mutlaka Avrupa’nın merkezinde yeni bir hayat kurmak istiyor.

VOA Türkçe’ye konuşan Nasirim, ‘‘Dün akşam Kırşehir’den yola çıktım ve bugün saat 10’dan beri buradaydım. Küçük kardeşim ve ailemden üç kişi de var. Aileyle beraber geldim. Arkadaşlarımla beraber geldim buraya. Olursa Yunan’a, Yunanistan’dan başka ülkelere gitmek istiyorum. Yunan’da kalmak istemiyorum. Hayalim bu. Burada okuyorum. Ama parasız okumak mümkün değil. Çalışırsam aileme para vermem gerekiyor. Ama ücretler az. Hayat istediğim gibi geçmiyor burada’’ diyor.

‘‘Soğukta üşüyoruz, battaniye bekliyoruz’’

Nasirim’in beraberindekilerle birlikte ısındığı yer, jandarmanın Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının ve gazetecilerin geçiş izni vermediği kontrol noktasının hemen arkasında. Genç Afgan, battaniye yardımı geleceğini duyduğu için buraya geldiğini söylüyor:

‘‘Şu anda sınır açılmıyor, bir sürü problem de yaşıyoruz. Ailem de oradadır. Soğukta. Ben de buradayım. Bekliyorum. Battaniye geliyor, dediler. Bekliyoruz işte. Gelirse götürür onları veririz. Olmazsa böyle üşüyoruz işte.’’

Yardım gönüllüleri battaniye, çocuk bezi, yastık, çorba ve simit dağıttı

Nasirim bu sözleri söyledikten yarım saat sonra yardım gönüllüsü bir grup iki arabayla geliyor. Arabada battaniyeler, çocuk bezleri, yastıklar var. Afgan mülteci ve arkadaşları arabanın yanına gidiyor ve aileleri için gereken ihtiyaçları tedarik ediyor.

Yardım gönüllülerinin getirdikleri yalnız ısınma ve çocuk bakımıyla sınırlı değil, sıcak çorba ve fırından yeni çıkmış simit de dağıtıyorlar.

Çoğunluğu Afgan, Suriyeli ve İranlılardan oluşan bir grup bu yardımdan yararlanıyor. Ancak Afganlar dışındaki gruplar, aralarında İngilizce ve Türkçe bulunanlar da olmasına rağmen gazetecilerin sorularını yanıt vermek istemiyor. Bir İranlı, ‘‘Size konuşursak sınırı geçmeyi başarırsak Yunan makamlarına teslim olduğumuzda sizinle yaptığımız bu konuşmanın başımıza iş aşmasından korkuyoruz’’ diyor, kaçarcasına uzaklaşıyor.

‘‘Burada sıkıntı var, biber gazı atıyorlar’’

Çorbasını içtikten sonra ateşin başına dönenlerden biri 25 yaşındaki Muhammed Ali Muhammedi.

Yanındaki arkadaşlarının aksine iyi Türkçe konuşan Muhammedi, İstanbul’da iki yıldır tekstil atölyelerinde çalışıyor.

VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Muhammedi, ‘‘Ben İstanbul’dan geldim, tek başımayım. Afganistan’dan yalnız başıma geldim. Amacım Avrupa’ya gitmek. Özellikle de Fransa’ya. Çünkü akrabalarım orada. Burada çok sıkıntı var, biber gazı çok atıyorlar. Bilmiyoruz da. İnşallah kapı açılır. Ama mutlaka bir şekilde gideceğim’’ diyor.

Bazıları ise beklemekten umutlarını keserek ellerinde bir iki parça çanta ya da torbaları olduğu halde şoförlerin ‘İstanbul, İstanbul’ diye bağırdığı minibüslere geri biniyorlar.