‘Piyasalarda Trump Yükselişi Yavaşladı’

Your browser doesn’t support HTML5

Amerikan borsasında ne gibi gelişmeler var? ‘Trump Yükselişi’ denilen değer artışlarında geçen hafta görülen düşüş neye bağlıydı? Piyasalarda görülen volatilite nasıl açıklanabilir? Bu soruların yanıtını Amerika’nın Sesi’nden Jill Malandrino veriyor.

Aslı Pelit: Piyasalar haftaya ilginç bir başlangıç yaptı, ardından hafta ortasında sert düşüşler gördük, volatilite yükseldi, bu dalgalanma uzun bir süredir görmediğimiz hareketler, özellikle seçimlerden bu yana New York’ta piyasalar yükselişteydi. Bu düşüşün sebepleri nedir? Neler oldu bu hafta piyasalarda?

Jill Malandrino: Piyasalar Başkan Trump göreve geldiğinden bu yana “Trump Yükselişi” adı verilen bir trend yaşıyor. Bu haftaysa Eylül ayından bu yana ilk kez piyasalarda volatilite görüldü, uzun bir süredir endekslerde %1’in üzerinde düşüşler görmüyorduk. Eylül ayından bu yana endeksler seansları ya yükselişle ya da hareketsiz bitiriyorlardı. Bu hafta yaşanan hareketlilik, yatırımcılara davetkar bir panaroma sundu aslında. Yatırımcıların işlerini yapabilmeleri için piyasalarda volatilite olması iyi bir durum. Her sabah işe geldiğinizde hareketsiz veya hafif yükselişler gösteren bir endekste oynamak çok eğlenceli değil, yatırımcıların endekslerde alıp satmak isteyecekleri hisseler olması gerekli. Eğer Eylül ayından bu yana piyasaların yükselişini incelerseniz böyle dönemsel değişikliklerin sağlıklı olduğunu göreceksiniz, endeksler hep yükselemez çünkü. %2, %3 hatta %10’luk bir düşüş piyasalar için sağlıklı bir düşüş diyebiliriz çünkü bu yatırımcılar ve portfolio yöneticileri için yeni fırsatlar yaratacaktır. Özetle bu hafta yaşanan düşüşler dünyanın sonu değil, hatta belki düşüşler devam da edebilir, şu anda piyasalar siyasi durumun etkisinde ve bir risk altinda, eğer Comey Senato’da olan biteni itiraf ederse, bu durum piyasalara belirsizlik olarak yansayacak ve dünya piyasalarını etkileyecektir. Ama tekrar ediyorum, bu durumu, yani volatiliteyi özleyen yatırımcılar var, ve bu sayede piyasada yeni yatırım noktaları bulmak mümkün olacaktır.

Aslı Pelit: Teknoloji sektöründen ilginç haberler geliyor. Bunlardan biri, geçtiğimiz hafta snapchat’in sahibi snap inc. oldukça heves kırıcı bir çeyrek bilançosu açıkladı ve bu hafta başinda instagram’ın getireceğini açıkladığı yenilikler facebook, instagram ve snapchat arasındaki rekabeti iyice arttırdı, snapchat bu yarışı kaybediyor diyebilir miyiz?

Jill Malandrino: Evet. Snap hisseleri Mart ayında halka satılmaya başladığı fiyatın da altında işlem görüyor ve 10 Mayıs’ta açıkladıkları çeyrek raporuna bakarsak, 2017’nin ilk üç ayında gelirleri beklentilerin çok altında, ayrıca büyüme hızları da düşük, yani yeni kullanıcıları kendilerine çekmekte başarılı olamadıklarını görüyoruz. Hatırlatmakta yarar var, bütün bunların üzerine bir de hisseleri halka satabilmek için 2 milyar dolarlık bir harcama yaptılar ki sadece bu harcama bile onları oldukça kötü etkilemeye yetti. Bu hafta başındaysa instagram yüz filtreleri eklediğini açıkladı, bu da onların snapchat’la olan rekabetini iyice arttırdı. Sosyal medya platformlarına bakarsanız hisseleri Nasdaq’ta işlem gören şirketlerden facebook bu sektörün en olgun şirketlerinden biri. Onlar olaya şöyle bakıyorlar: “Snapchat’le rekabet edebilmek için facebook platformunda ne yapabilirim?” Bunu sadece özel kullanım için düşünmeyin, şirketler bazında da düşünmek lazım. Bütün şirketler facebook’ta, nasdaq da bunlara dahil ve biz facebook’u izleyicilerimizle iletişime geçmek için kullanıyoruz. Kısacası diğer sosyal medya platformlarının facebook’la rekabet etmeleri aslında neredeyse imkansız. Orada olmayan birşey vermeleri lazım, ama karşı taraf çok güçlü.

Aslı Pelit: Yani birçok kullanıcının snapchat’i bırakıp daha geleneksel yani facebook ve instagram gibi platformları kullanmayı seçeceklerini göreceğiz, öyle mi?

Jill Malandrino: Evet. Ben bir sosyal medya uzmanı değilim, sadece tüketici açısından bakarsanız, snapchat ve onlar gibi yeni platformların kullanıcı profilleri milenial dediğimiz 18-25 yaş arasındaki gruba yönelik ki bu grubun dikkat aralığı oldukça kısa. O yüzden bu sektöre girmek oldukça zor ve girdikten sonra ayakta kalmak daha da zor diyebilirim.

Aslı Pelit: Piyasalara yansıyan ve Türkiye gibi petrol ithal eden ülkelerin endişelerini arttıran bir haber var ki o da petrol fiyatları. Rusya ve Suudi Arabistan, petrol üretimini durduracaklarını açıkladı. Bu durum nasıl sonuçlar getirebilir?

Jill Malandrino: OPEC veya Rusya ne zaman böyle açıklamalar yapsa petrol fiyatlarında oynamalar olur. Beni petrol konusunda endişelendiren nokta, ki bu bütün piyasalar için geçerli, arz –taleptir. Dünyada şu anda rekor seviyede bir petrol stoğu var. Üretim rekor seviyede, özellikle de burada, Amerika’da, ama arzda düşüş var, mesela Çin’den gelen arz düştü. Çin dünyanın en büyük petrol tüketicisi. Eğer elinizde çok fazla petrol varsa ve bunu kimse almıyorsa, petrol fiyatları düşecektir normal olarak. O yüzden de Rusya’nın yaptığı açıklamalar petrol fiyatlarına yansır, jeopolitik belirsizliklerde, mesela savaş gibi, petrol fiyatlarını yükseltir. Arz-talep açısından bakarsak, eğer üretim ciddi bir şekilde düşürülmezse petrol fiyatları düşmeye devam eder.

Aslı Pelit: Rusya daha önce de böyle tehditlerde bulundu. Ancak üretimi durdurduğu dönemler de olmuş muydu?

Jill Malandrino: Rusya daha önce de bir çok kere üretimi durduracağını söyledi, ama envanter raporlarına baktığımızda durumun tam tersi olduğunu gördük şu ana kadar. Önemli bir konu var burada, Suudi Arabistan’in petrol şirketi Aramco halka açılıyor. Suudiler ekonomilerini hammadde üreticisi olmaktan çıkarmaya çalışıyor. Hisselerin satılabilmesi ve bu halka açılışın onlara bekledikleri ekonomik fırsatı yaratması için petrol fiyatlarının yükselmesi gerekli. Şubat 2016’da gördüğümüz varilin 29 dolara düştüğü dönem gibi bir döneme girilirse Suudiler için hiç parlak olmaz. Özetle piyasalardaki petrol konusundaki hassasiyetin sebeplerinden biri de bu durum.