Amerika’nın önde gelen düşünce kuruluşlarından Brookings Enstitüsü’nde geçtiğimiz günlerde Türkiye’nin iç ve dış politikaları tartışıldı. “Siyasi popülizm, Türkiye’nin iç ve dış politikasını ne kadar etkiliyor” konulu toplantıda konuşan Amerikan Alman Marshall Fonu’ndan Türkiye uzmanı Nora Fisher, Türkiye’de hükümetin popülist söylemlere sıklıkla başvurduğunu söyledi.
“Popülizm ve Gerçek arasında Köprü kurmak; Türkiye’nin İç ve Dış Politikası’ndaki Belirsizliği Aşmak” adlı siyasi raporun yazarı olan Nora Fisher, popülist yaklaşımların hiçbir zaman dış politikada yarar getirmediğini söyledi: “İyi bir dış politika, bir konunun belirsiz bölümlerini de sahiplenme, anlaşılamayan konularda uzlaşmaya gidebilme, uzun süreli koalisyonlar kurabilme, devam ettirebilme ve bir konuda rakip olan bir ülkeyi başka bir konuda müttefik yapmayı sağlama becerisi gerektirir. Ancak siyasi popülizm, bunu başarmayı engeller. Popülizmle gerçek arasındaki boşluk, Türkiye ve bölge için bir tuzak haline geldi. Seçim havasına giren Türkiye için bu, özellikle 2013’ten başlayarak daha da kötüye gitti. Bu dönemde Türk hükümeti, Batı karşıtı bir söylem başlattı. İç siyasette popülist bir politika izlemesi nedeniyle Türkiye, dış politikada da kendisi ve müttefikleri için olumlu bir politika sergileyemedi.”
Nora Fisher, Türkiye’nin dış politikada karşılaştığı sorunları çözebilmesi için, ülke içinde üç konuyu çözüme kavuşturması gerektiğinin altını çizdi: “Popülist yaklaşımdan doğan birinci bölünme, laik Kemalist gruplarla İslamcılar arasında oldu. Popülizim, Aleviler ve Sünniler arasında yaşanan gerilimi daha da kızıştırdı. Üçüncü bölünme de Kürtler ve Türkler arasında yaşandı. Kürt sorunu, biran önce çözülmesi gereken bir konu. Türkiye’nin sonuca kavuşturamadığı barış görüşmeleri, Türkiye’nin Irak ve Suriye’de olumlu bir tavır izlemesini önlüyor. Bu ayrıca, Amerika’nın da Suriye ve Irak’ta Kürtlerle işbirliği yaparak IŞİD tehdidini yenme konusunda ilerlemesini engelliyor.”
'Türk-Amerikan ilişkilerinde çözülmesi en zor konu PYD'
Amerika İlerleme Merkezi’nden Türkiye uzmanı Alan Makovsky de, Başkan Obama’nın IŞİD’le Mücadele Özel Temsilcisi Brett McGurk’un PYD yöneticilerinden aldığı plaketin Türkiye’ye verdiği mesajı şöyle değerlendirdi:
“Türk-Amerikan ilişkilerinde çözülmesi en zor konu bu. Türk hükümeti için PYD ve YPG, PKK ile aynı. Bu görüşün değişmesi de çok zor. Amerika, elbette NATO müttefiki Türkiye’nin yanında duracaktır. Bunun örneğini Cenevre toplantısında gördük. Türkiye’nin itirazı ve Amerika’nın da desteğiyle, Salih Müslim’e toplantıya katılması için davetiye gitmedi. Bu çok karmaşık bir konu, ancak Başkan Obama’nın özel temsilcisinin Kobani’ye giderek Cenevre’ye davet edilmeyen Kürtler’in kendilerini daha iyi hissetmelerini sağladığını söyleyebiliriz. Amerika YPG ile işbirliği yaptığı, aynı zamanda Türkiye’nin görüşlerine saygı gösterdiği sürece bu konunun çözülmesi zor.”
'Putin Türk iç siyasetindeki bölünmeden yararlanacak'
Çağaptay, Suriye savaşı yüzünden bozulan Türkiye-Rusya ilişkilerini değerlendirdi. Çağaptay, Türkler ile Ruslar’ın, tarihte 17 kez savaşa girdiklerini, 17’sinin de Ruslar tarafından başlatıldığını ve 17’sinde de Türkiye’nin kaybettiğini hatırlattı. Uzman, bir Rus askeri uçağının Türkiye tarafından düşürülmesinden sonra Putin rejiminin, Türk iç siyasetinde yaşanan bölünmeden yararlanmaya çalışacağı öngörüsünde bulundu: “Rusya her zaman görünmez, asimetrik dış politika aygıtları kullanır."
'Suriye sorunu İran'la ilişkilerde engel'
Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı bir diğer dış politika sorunu, Türkiye’nin Suriye’deki muhalif gruplara verdiği destekle, Rusya ve İran’ı karşısına almış olması. P5+1 ülkelerinin İran’la yaptığı nükleer anlaşma sonunda İran’a yapılan yaptırımlar kademeli olarak kaldırılacak. Washington'daki SETA Vakfı yöneticisi Kadir Üstün ‘Türkiye, yaptırımların kaldırılmasıyla sınır komşusu İran’la daha fazla ekonomik işbirliğine girebilir mi’ sorusunu şöyle yanıtladı: “Suriye’deki durumdan dolayı Türkiye-İran ilişkileri epeydir iyi değil.”
Brookings Enstitüsü’ndeki toplantıya katılan uzmanlar, Türkiye’de iç siyasetin mi dış siyaseti, yoksa dış siyasetinin mi iç siyaseti yönlendirdiği konusunun daha çok tartışılacağı konusunda görüş belirtti.