Prof. Güney: “İdlib Üzerinden Afrin’deki PYD Varlığının Kıskaç Altına Alınması Amaçlanıyor”

Your browser doesn’t support HTML5

Türkiye’nin uzun süreden bu yana hazırlıklarını sürdürdüğü İdlib operasyonu için önceki gün ilk adım atıldı. Uzun süredir Hatay sınırı ve çevresine askeri yığınak yapan Türk Silahlı Kuvvetleri bölgeye intikal için hazırlıklara başladı ve ilk olarak TSK’nın desteklediği Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) birlikleri İdlib’e girdi.

Kıbrıs Bahçeşehir Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nurşin Ateşoğlu Güney, Türkiye’nin İdlib operasyonuyla ne amaçladığını ve operasyonla ilgili görüşlerini Amerika’nın Sesi’ne anlattı.

Şu anda yapılan operasyonun Fırat Kalkanı operasyonundan farklı olduğunu dile getiren Prof. Dr. Nurşin Ateşoğlu Güney, Türk ordusunun sınırın gerisinden Özgür Suriye Ordusu birliklerini desteklediğini, Rusya’nın ise Astana’daki anlaşmalar gereği havadan desteği ile bu operasyonun yürütüldüğünü ifade etti. Türkiye’nin bu harekatta her türlü duruma hazır olduğunu söyleyen Güney, sözlerine şöyle devam etti:

“Türkiye’nin gözlemci statüsünde 500’e yakın askerinin İdlib bölgesine intikal etmesi söz konusu ama bu asla bir çatışma olacak anlamına gelmiyor. İçeride ve dışarıda kimin nerede mevzileneceği konusunda Rusya ile işbirliği yapıldı. İdlib’de sıkışmış olan yaklaşık 3 milyon insana ihtiyaç duydukları insani yardımın yapılması, güvenli alanların oluşturması gerekiyor. Şu anki operasyonun amacı orada istikrar sağlamak.”

Askeri operasyonların her zaman risk barındırdığının altını çizen Prof. Dr. Nurşin Ateşoğlu Güney, İdlib’de radikal gruplara karşı yapılacak askeri operasyonda da bazı risklerin olabileceğini belirtti.

Güney, “İdlib’in içinde çok sayıda ‘radikal’ olarak adlandırabileceğimiz, El Nusra gibi onbinlerce adamı olan gruplar var ve bu grupların da Türkiye’nin desteklediği ÖSO’ya karşı muhalif tutumları var. ÖSO bu gruplarla mücadele için öncelikle bölgeye gönderildi. Bu nedenle ÖSO’ya karşı bir risk söz konusu. Saha, çatışma riskine her zaman sahip. Zaten bunu bertaraf etmek için Fırat Kalkanı’ndan farklı bir operasyon yapılıyor” dedi.

Türkiye’nin eğittiği ÖSO birliklerinin Cilvegözü Sınır Kapısı’ndan bölgeye girişi yaptığını belirten Prof. Dr. Güney, ÖSO’nun geçmişte askeri yeterlilik ve aralarında ayrışmalar bulunması gibi sorunlarının bulunduğunu, büyük grupların bu birlikleri ayrıştırma gibi planlarının olduğunu söyledi. Türkiye’nin ortaya çıkabilecek her türlü koşula karşı gerekli önlemleri aldığını ifade eden Kıbrıs Bahçeşehir Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nurşin Ateşoğlu Güney, sahadaki koşulların ne getireceğinin zaman içinde görüleceğini belirtti. Prof. Dr. Güney, “Türk Silahlı Kuvvetleri’nin zarar görmemesi adına sınırda uzun zamandır bir bekleyişin hakim olduğunu” ifade etti.

Türkiye’nin sınırlarına yönelik PYD kaynaklı terör kuşağını ortadan kaldırmayı amaçladığını, bunun ilk etabını da Fırat Kalkanı operasyonu ile gerçekleştirdiğini söyleyen Prof. Dr. Nurşin Ateşoğlu Güney, “Şimdi İdlib üzerinden amaçlanan o güvenli alanlar oluşturulabilir ve çatışmasızlık alanları sağlanabilirse, onun ötesinde İdlib’den aşağıdan bir koridorun Fırat Kalkanı’ndaki alana bağlanması da bir amaç olarak konuşuluyor. Öte yandan İdlib üzerinden, kuzeye doğru Afrin’deki PYD varlığının kıskaç altına alınması amaçlanıyor” ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Güney, Türkiye’nin İdlib operasyonunda planlanladığı askeri hamlelerdeki başarıların, diplomasi alanında Türkiye’ye yönelik PYD ağırlıklı hamleleri geri püskürteceğini savundu. Askeri hazırlıkların aslında diplomasi alanında başarıya dönüştürülmesinin çok da önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Nurşin Ateşoğlu Güney, bu şekilde bir caydırıcılık unsurunun yaratılacağını sözlerine ekledi.