Roche ve BioNTech firmalarının pankreas kanseri için geliştirdikleri deneysel aşının uygulandığı kişilerin yarısının, üç yıldan uzun bir süre sonra, hastalıkları nüksetmeden hala hayatta olduğu açıklandı.
Çalışmanın yazarları, raporlarıyla birlikte yayınladıkları değerlendirmede, bu hastalığa yakalanan ve uzun süre hayatta kalan ender kişilerin, “neoantijen” denen kanser hücrelerinin uğradıkları mutasyon sonucu ürettikleri proteinleri tanımayı ve bunlara saldırmayı öğrenen bağışıklık sistemlerine sahip olduklarını kaydetti.
Araştırmacılar geçmişteki açıklamalarında, elçi RNA tabanlı tedavi amaçlı kanser aşısı “autogene cevumeran”ın 16 denekten 8'inde aynı etkiyi sağladığını söylemişti.
Bulguları bilimsel araştırma dergisi Nature’da yayımlanan bilim insanları, neden sadece bazı hastaların aşıya yanıt verdiğini ise henüz bilmiyor.
Aşı, her hastaya özel modifiye ediliyor ve bağışıklık sistemine, spesifik tümör hücrelerini tanımayı öğretecek talimatları iletiyor. Çalışmaya katılanlar önce ameliyat edildi, ardından aşı ve Roche'un bağışıklık sistemi terapisi Tecentriq (atezolizumab) ve son olarak kemoterapi uygulandı.
Ortalama takip süresi 3,2 yıl olan sekiz katılımcıdan altısında kanser yeniden gelişmedi. Araştırmacılar, kanseri nükseden iki kişinin diğer hastalara kıyasla aşı kaynaklı bağışıklık yanıtlarının daha zayıf olduğunu bildirdi.
İlgili Haberler Yapay zeka meme kanserini doktorlardan daha iyi tespit edebilir mi?Aşıya yanıt vermeyen sekiz kişiden yedisinde, ameliyattan ortalama 13,4 ay sonra kanser nüksetti.
Erken aşama deneyler etkinliği değil güvenliği test etmek üzere tasarlandığından, araştırmacılar aşının kanser nüksünde gecikmeye neden olduğunu söyleyemiyor. Aşının etkinliği hakkında daha fazla fikir verebilecek daha büyük, orta aşamalı bir deney de sürüyor.
New York'taki Memorial Sloan-Kettering Kanser Merkezi'nden çalışma lideri Dr. Vinod Balachandran yaptığı açıklamada, “Pankreas kanseri olan hastalar için en son sonuçlarımız, her hastanın tümöründeki neoantijenleri hedeflemek için kişiselleştirilmiş elçi RNA aşılarının kullanılması yaklaşımını desteklemeye devam ediyor” dedi.
AstraZeneca tedavisi meme kanserinde sağkalımı arttırdı
İlaç üreticisi AstraZeneca da, deneysel meme kanseri tedavisinin bir çalışmada hastalık kötüleşmeden hayatta kalma süresini iyileştirdiğini ve bunun tedavinin geliştirilmesi süreci için olumlu bir sonuç olduğunu açıkladı.
Şirket, planlandığı gibi devam edecek olan çalışmanın ara analizinde, tümör büyümesine neden olan proteinleri baskılamak için tasarlanmış standart bir ilaç ile birlikte sağlanan “Camizestrant” isimli tedavinin, birinci basamak tedavi olarak verildiğinde hastalık ilerlemeksizin sağkalım hedefinde iyileşme gösterdiğini bildirdi.
Deney, ilerlemiş bir meme kanseri türünün tedavisi için camizestrant kombinasyonunun etkisi üzerine yapılıyor. Bu türde, hastaların kanser hücreleri üzerinde, hücreler belirli hormonlar tarafından uyarıldığında tümör büyümesine duyarlı hale getiren bir tür protein bulunuyor.
Hastalarda ayrıca hücre büyümesinden sorumlu olan ve birçok meme kanserinde tipik olarak görülen başka bir protein türü olan HER-2 düşük seviyelerde belirlendi. Bu hastalar daha sonra, östrojen reseptörünü kodlayan ve kanser büyümesini tetikleyebilen bir gen olan ESR1’de mutasyon ortaya çıktı.
Şirketin üretim yelpazesi, son yıllarda talebe ayak uydurmak için önemli ölçüde genişledi ve yeni kanser tedavileri, ilaç listesine yönelik planların büyüyen bir oranını oluşturuyor.