“Kanallara Lisans İptali Yolu Açılabilir”

Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) bugünkü olağan toplantısında Halk TV ve Tele 1’e bir önceki ayın reklam gelirlerinin yüzde 5’i tutarında para cezası ve beş kez program durdurma cezası, Fox TV’ye ise bir önceki ayın reklam gelirlerinin yüzde 3'ü tutarında para cezası verdi.

RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, bugün sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlarda Halk TV’ye verilen cezanın gerekçesi olarak Türkiye İşçi Partisi milletvekili Ahmet Şık’ın depremin büyük yıkıma neden olduğu Antakya’da katıldığı canlı yayında, “Kutsallaştırılan devlet anlayışının mantığı yanlış. Herkes bunu bir sorgulasın. Bugünden sonra buradaki tablodan sonra herkes şunu kafasına kazıyabilir; böyle bir devletin düşmanı olmak haktır ve meşrudur” ifadelerini kullanmasını gösterdi.

Ahmet Şık da bu paylaşıma verdiği yanıtta, “Depremden sonra Hatay ve afeti yaşayan diğer yerleşim yerlerinde bir devlet olsaydı (felaketin ardından 16 gün geçtiği halde hala yok) verilen ceza doğru olurdu. Hak talep edenlerin, eksiği/yanlışı eleştirenlerin karşısına küfür ve sopa olarak çıkan bir devlet zaten olmamalı” ifadelerini kullandı.


RTÜK Başkanı, Tele 1’e verilen cezanın 18 Dakika programında kanalın yayın yönetmeni Merdan Yanardağ’ın imar barışı ile ilgili “Bu bir ahlaksız ilişkidir. Bu bir rüşvet ilişkisidir. ‘Sen bana oy ver, ben senin kaçak binanı bilime aykırı binanı affedeyim, yasal nitelik kazandırayım’ ilişkisidir” yorumunu yapmasından, Fox TV’nin cezasının da gazeteci Murat Yetkin’in Orta Sayfa programında “Kentlerin üzerine İsrail İHA’sı çıkarıldı” sözlerinden kaynaklandığını ortaya koydu.


RTÜK üyesi Taşçı: “Bu kanallara verilen cezalarla diğer kanallara aba altından sopa gösteriliyor”

Oy çokluğu ile alınan karara muhalif RTÜK üyelerinden İlhan Taşçı, seçime doğru televizyonlara dönük baskının artacağından endişe ettiğini söyledi.

VOA Türkçe’nin konuştuğu Taşçı, “Seçime kısa süre kala baskı artar mı? Bu soru herkesin aklında. Ben buna ‘hayır’ demeyi çok isterdim. Fakat yüksek olasılıkla baskı şiddetlenecek. Geçtiğimiz Nisan ayında Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘medya sesimizi yansıtmıyor’ demişti. O günden beri RTÜK’ün tutumu daha da agresifleşti. Hükümetin, sarayın beğenmediği konularda acımasızca cezalar veriliyor. Bugünkü ceza da bunun bir örneği. Depremin ilk günlerinde gazetecilere parmak sallandı. Bu kanallara verilen cezalarla diğer kanallara aba altından sopa gösteriliyor. Korkarım yayın durdurmanın bir adım sonrası ekran karartma. Bu gece yarısından sonra Tele 1 ekranın karartılması bunun örneği. Bu seçim iktidar için varlık ya da hiçlik seçimi. O nedenle lisans iptallerine kadar cezalandırmanın gitmesi hafife alınacak bir durum değiL. Arka arkaya cezalarla lisans iptali yolu açılabilir” dedi.

Merdan Yanardağ: “Boyun eğmeyeceğiz”

RTÜK üyesi Taşçı’nın işaret ettiği Tele 1 ekranlarının karartılmasının nedeni, TİP milletvekili Sera Kadıgil’in geçtiğimiz Ekim ayında katıldığı bir canlı yayında, “Bir mezhebin kara propagandasını yapmak için kullanılan bir kuruma milyarlar ödüyoruz. Diyanet bu haliyle bir dini kurum değil, bir siyasal İslamcı gereçtir ve kapatılsın” şeklinde cümleler kurmasıydı.

Ekran karartması sonrası yayın durdurma ve yüzde 5 para cezasıyla karşı karşıya kalan Tele 1’in yayın yönetmeni Merdan Yanardağ, bu akşam Emre Kongar’la birlikte yaptığı 18 Dakika programda, bu kararlar sonrası geri adım atmalarının söz konusu olmadığını ifade etti.

Yanardağ, “Siz ‘Deprem geçirdik ama iki odalı çadırımız var. Felaket büyük ama AFAD’ın verdiği yemeklerden çok mutluyuz’ diye haber yapmamızı mı bekliyorsunuz? Çok beklersiniz. Biz ‘Kızılay nerede’ diyene ‘namussuzlar’ diyen bir iktidar anlayışına karşı mücadele edeceğiz. Boyun eğmeyeceğiz, göreceksiniz” dedi.

Faruk Eren: “İktidar telaş içinde sorunları görünür kılan televizyon kanallarını susturmaya çalışıyor”

Deprem yayınları nedeniyle kanallara verilen cezalara gazetecilik örgütlerinden de tepki yağdı.

DİSK Basın İş Başkanı Faruk Eren, deprem sonrasında hükümetin süreci yönetemediğini, sorunları ortaya koyan televizyon kurumlarını cezalandırmaya çalıştığını söyledi.

VOA Türkçe’nin konuştuğu Faruk Eren, “Ülkemiz çok büyük bir felaketle karşı karşıya. Depremler büyük can kaybına neden oldu. Hepimiz kaybettiklerimizin yasını tutuyoruz. Sürecin yönetilememesi de krizi devasa hale getirdi. 17'nci gündeyiz ve hala temel ihtiyaç maddelerine, çadırlara ulaşamayanlar var. İktidar büyük telaş içinde. Bu sorunları görünür kılan televizyon kanallarını susturmaya çalışıyorlar. Art arda dava açılıyor. Merdan Yanardağ’a soruşturma açıldı ve yurtdışı çıkış yasağı getirdiler. Depremin başında Twitter’ı engellediler. Yardıma gidenlerin haberleşmesini kısıtladılar. Hala deprem bölgesinde sağlıklı iletişim sağlanamıyor. Bu sorunları aşamayan iktidar çözümü kendince televizyonları karartarak sorunun üstünü örtebileceğini sanıyor. Ama yanılıyor. Bu çağda bilginin haberin dolaşımını engelleyemeyecek. Gerçekleri yok edemezsiniz” diye konuştu.

İlgili Haberler RTÜK'ten TV Kanallarına Deprem Yayını Cezası

Gazeteci örgütlerinden RTÜK’e “sansür kurulu” tepkisi

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti yayınladığı açıklamada, “Depremlerin ardından ihmalleri haberleştiren basın kuruluşları için iktidarın sansür aygıtı olarak RTÜK yine ceza yağdırmıştır. Cezalarla iktidara yaranacağını düşünen RTÜK başkanı ve yöneticileri bu tutumlarıyla yaşanan büyük deprem felaketini ve depremzedelerin ağır sorunlarını yok saymaktadır. Bu cezalar, genel seçimler yaklaşırken RTÜK’ün medya üzerinde nasıl bir baskı kuracağının da ipuçlarını vermektedir” ifadelerini kullandı. Basın Konseyi de cezalara, “Sansür kurulu RTÜK, deprem bölgesinde halkın çilesini ekrana taşıyan televizyon kanallarını cezalandırarak gerçekleri gizlemeyi başaramayacak. Bu cezalarla halkın haber alma hakkını da depremzedenin haber olma hakkını da hiçe sayan RTÜK’ün cezacı üyeleri büyük bir suç işliyor. Onlar adına artık biz utanıyoruz, bu utançtan kurtulmak boynumuzun borcudur” sözleriyle tepki gösterdi.

Merkezi Ankara'da bulunan Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin de yaptığı açıklamada, “Tek bir haberden, tek bir yorumdan bile korkan iktidar üyeleri ve yetkililer bugüne kadar belli ki depremden bile bu kadar korkmamış. Sansürle, hakaretle, dezenformasyonla gerçeklerin üstünü örtmeye çalışıyorlar. RTÜK’ün televizyon kanallarına son cezaları halka karşı suç işlemek, onların hak ve hukuklarını hiçe saymak demektir” yorumunu yaptı.

CPJ: "Eleştiriler gelecekte hayat kurtaracak düzenlemelerin yolunu açabilir"

Gazetecileri Koruma Komitesi'nden (CPJ) de konuyla ilgili açıklama geldi. CPJ Program Başkanı Carlos Martinez de la Serna "Binlerce yaşamın yitirilmesinin yasının tutulduğu bu dönemde yapılan kritik gazetecilik faaliyetleri sert gözükebilir ancak bu aynı zamanda kurbanlar için adaletin ve gelecekte hayatların kurtulması için daha iyi düzenlemelerin de yolunu açabilir" ifadelerini kullandı.

Açıklamada, "Türk yetkililer Fox TV Türkiye, Halk TV ve TELE1'e verilen cezaları kaldırmalı ve medyanın hükümete ve kurumlarına yönelik eleştirilerini susturmaktan kaçınmalı" denildi.