Rusya Türkiye'nin Suriye Politikasına Darbe mi Vurdu?

Suriye’nin Kürt bölgesi Afrin, Türkiye ve Rusya’yı karşı karşıya getirdi. Ankara sınırındaki bölgenin PKK bağlantılı PYD tarafından kontrol edildiğini savunuyor. Ancak Washington gibi Moskova da PYD ve silahlı kanadı YPG’yi IŞİD’le mücadelede kilit önemde görüyor.

Rusya’nın Afrin’e asker konuşlandırması Ankara’ya sürpriz oldu. Moskova’nın amacı Türkiye’nin desteğiyle YPG ve Özgür Suriye Ordusu arasında sağlanan ateşkesi gözlemlemek. Ancak dün yeniden çatışma yaşandı. Ankara, bir askerinin sınırın diğer tarafındaki bir keskin nişancı tarafından öldürüldüğünü açıkladı. Türk topçusu karşılık verdi.

YPG’nin kontrolundaki bölge, Türkiye’nin Ağustos 2016’da başlattığı Fırat Kalkanı harekatından bu yana karışık. Operasyonun iki amacı var. Hem IŞİD’i hem de YPG’yi ortadan kaldırmak. Ancak Rusya’nın asker konuşlandırması, Fırat Kalkanı’nı sorgulanır hale getirdi.

Emekli diplomat Aydın Selcen’e göre bu konumlandırma, pratikte Fırat Kalkanı harekatının da sonunu getirdi. Askeri operasyon güneye Rakka’ya inmez, zira Esat güçleri ve Rusya orada birlikteler. Türk hükümetinin dediği gibi doğuya Menbiç’e dönemez, çünkü orada da Rusya’nın desteklediği Suriye ordusu ve ABD özel kuvvetleri var.

Ankara durumdan rahatsızlığını gizlemiyor. Başbakan Yardımcısı ve Hükümet sözcüsü Numan Kurtulmuş, “Suriye'nin kuzey bölgesinde bir terör devletinin kurulmasını asla kabul etmeyeceğimizi ilgili taraflara belirtiyoruz, Rusya da ABD'de de bunu biliyor. Türkiye’nin bölge siyasetine ilişkin en önemli rezervlerinden birisi budur” dedi.

Rusya’nın bölgedeki son konuşlanması, Ankara’nın Suriye politikalarına baskı ve eleştiriyi arttırabilir. Siyasi danışman Atilla Yeşilada da Suriye’nin Türkiye’yi hem Rusya, hem Amerika, hem de İran’a düşman etme noktasına getirdiği uyarısında bulunuyor. Türkiye’nin hepsine karşı durması ise imkansız.

Ancak iç politikadaki sert adımlar, dış politikayı da şekillendiriyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gelecek ayki referandum için ulusal çapta kampanya yapıyor. PKK ve Suriye’deki uzantılarına karşı durmak bu kampanyanın önemli bir parçası.

Suriyeli Kürtlerin başarıları, Türkiye’deki Kürtler için de güçlü bir simge.

HDP İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, Türkiye’de binlerce kişi tutuklansa da, kasabaları ve şehirleri yıkılsa da, Kürtlerin Rojava direnişi ve Suriye’de PYD’nin ve YPG’nin ilerleyişinden cesaret aldığını söylüyor.

Diyarbakır’da binlerce Kürt, Nevruz kutlaması için toplandı. Nevruz kutlaması, Abdullah Öcalan’a destek veren resimlerle sloganlarla ve gelecek ayki referanduma “hayır” oyu çağrılarıyla siyasi bir miting havasındaydı.

Suriyeli Kürt güçler, hem Moskova, hem Washington’un desteğiyle, IŞİD’in fiili başkenti Rakka’ya ilerlerken bazı bölgeleri de denetimleri altına alıyor.

Ankara merkezli düşünce kuruluşu 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Başkanı Haldun Solmaztürk’e göre Türkiye bu durumdan rahatsızsa, bunu durdurmanın tek yolu Şam ile hareket etmek. Solmaztürk, Şam ile işbirliği ve uyum sağlamadıkça, Türkiye’nin Suriye’nin çözülmesine katkıda bulunduğunu, Kürtler’in de bu durumdan yararlandığını söylüyor.

Ankara daha önce yüksek sesle dile getirdiği Esat karşıtlığının tonunu azaltmaya başladı. Bazı bakanlar Esat’ın derhal görevi bırakması şartından vazgeçilebileceğini söylerken, bazıları da Şam’la diyalog çağrısı yapıyor.

Ancak Ankara’nın politikalarında ani bir değişiklik için çok geç ve beklenmiyor. Emekli diplomat Aydın Selcen, Kürtler’le Şam arasında Ruslar’ın uzlaştırma çabasının sürdüğüne ve bunun Suriye’de adem-i merkeziyetçi bir yönetime gidebileceğine dikkat çekiyor. Uzmanlara göre Ankara’nın sınırındaki Suriyeli Kürtlerle anlaşmak dışında da fazla bir seçeneği yok.