Türkiye, Rus uçaklarına hava sahasını kapatmayan ve Rus pasaportu sahiplerinin vizesiz giriş yapabildiği az sayıdaki ülkeler arasında yer alıyor. Bu nedenle Türkiye, hem Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’in baskı politikasından hem de ekonomik yaptırımlardan kaçanların öncelikli adresi.
Gerçek adını gizleyen Andre, sürgündeki bir arkadaşıyla birlikte en sevdiği Rus çayından demliyor.
Andre ülke çapında zorunlu askerlik söylentilerini duyunca geçen ay İstanbul’a kaçmış.
Zorunlu askerlik uygulaması olabileceğini duyunca eşyalarını toplayıp kaçmak için yalnızca iki saati olduğunu söyleyen Andre, İstanbul’u seçme nedeninin çok uzak olmaması, şehri bilmesi, burada bağlantılarının olması ve Rusça’yı hemen hemen her yerde duyabilmesi olduğunu söylüyor.
İstabul’un Rusya ile tarihi bağları var. Ülkelerindeki kargaşadan kaçan Ruslar’a ev sahipliği yapmak da buranın geleneklerinden.
Türkiye ayrıca Rus uçaklarının uçabildiği ve Ruslar’a vizesiz seyahat izni veren az sayıdaki ülkeden. Bu da Türkiye’yi AB ülkelerine kaçmayı amaçlayanlar dahil Ruslar için popüler duraklardan biri haline getiriyor.
Adını açıklamak istemeyen sürgündeki bir diğer Rus vatandaşı, ülkesindeki haberleri okuduğunda sınırların kapanacağını düşündüğünü, seyahat etmek için son şansını kullandığını söylüyor ve İstanbul üzerinden Avrupa’ya geçmenin kolaylığına dikkat çekiyor.
Birçok Rus Türkiye’de emlak satın alıyor. Bu da onlara hem birikimlerini değerlendirme hem de Türk vatandaşlığı kazanma şansını sunuyor.
Property Turkey gibi Türk emlak şirketlerine göre satışlarda rekor artış var. Rusya’nın SWIFT para transferi sisteminden çıkartılması bile Ruslar’ın Türkiye’de mülk satın almasına engel olmadı.
İstanbul’da emlakçılık yapan Alex Cihanoğlu özellikle vatandaşlık programından yararlanmak isteyenlerin İstanbul’a ilgi duyduklarını söylüyor. SWIFT yasağı nedeniyle Ruslar’ın para transferinde zorlandıklarını belirten Cihanoğlu kripto paranın Ruslar’ın mal varlıklarını Türkiye’ye taşımasının en etkili yolu olduğuna dikkat çekiyor.
Andre Avrupa’ya gitmek istediğini ve yeni bir hayat kurmayı umduğunu ancak aklının geride bıraktığı ailesinde ve ülkesinde kaldığını söylüyor.
Ailesini Rusya’dan çıkartmayı ya da Rusya’nın değişmesini umduğunu belirten Andre, bu durumun ne kadar süreceğini öngöremiyor ve bu dönemi Sovyetler Birliği’nin kötü zamanlarına benzetiyor.
Şimdilik Andre çevresindeki Türkler’in ve genişleyen Rus çevresinin yardımıyla İstanbul’da yaşıyor.