Rusya’ya Yaptırım AB’yi de Vuruyor

AB, devreye sokmaya hazırlandığı yeni yaptırımların uygulamasını Ukrayna konusunda düzenlenecek dörtlü zirveye şans tanımak için erteledi.

Rusya’nın Ukrayna’yı istikrarsızlaştırma yönündeki adımları üzerine bu ülkeye yönelik yaptırımlarını kademe kademe arttıran Avrupa Birliği de ekonomik açından zarar görüyor. AB bugüne kadar 21 milyar dolar mali kayba uğradı

Ukrayna’daki kriz bağlamındaki rolü nedeniyle Rusya’ya bir seri yaptırım uygulayan ve son olarak ekonomik yaptırımları devreye sokan Avrupa Birliği’nin bu önlemler nedeniyle yaşadığı mali kayıp 21 milyar Euro seviyesine ulaştı. Avrupa Birliği Dışişleri Konseyi’ne katılmadan önce bu rakamı telaffuz eden İspanya Dışişleri Bakanı Jose Manuel Garcia-Margallo, “Yaptırımların hepimiz için ağır maliyeti oldu” dedi.

Avrupa Birliği'ne şu ana kadar 21 milyar Euro kaybettiren yaptırımların kendi ülkesini de etkilediğinin altını çizen Garcia-Margallo, “İspanya’da tarım ve turizm alanlarında kötü darbe aldık” ifadelerini kullandı. Bu rakam 2013’te Avrupa Birliği’nden Rusya’ya yapılan ihracatın altıda birine denk düşüyor.

Rusya’ya yönelik olarak son aşamada devreye sokulan ekonomik yaptırımlar özellikle bu ülkeyle yoğun ticari ilişkileri bulunan bazı Avrupa Birliği ülkelerini rahatsız ediyor. Sıkı ekonomik yaptırımlar konusunda yaşanan görüş ayrılığı kendisini her geçen gün biraz daha hissettirirken bireylere ve şirketlere yönelik yaptırımları genişletme kararı alan Avrupa Birliği, çarşamba günü yapılacak dörtlü zirveye şans tanımak için bu kararın uygulamasını erteledi.

Yaptırımların, özellikle de ekonomik nitelikli olanların, Rusya’nın yanı sıra Avrupa Birliği’ne de mali açıdan yük getirmesi ve uygulanan yaptırımlarla beklenen sonuçların elde edilememesi Brüksel’in sorunun çözümü için diplomatik girişimlere tam destek vermesi sonucunu doğuruyor.

Avrupa Birliği Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, erteleme kararının Ukrayna yönetimi tarafından da desteklendiğini söyledi.

Belarus’un başkenti Minsk’te Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Ukrayna Cumhurbaşkanı Petro Poroşenko’nun katılımıyla yapılacak zirveye dikkat çeken Fransa Dışişleri Bakanı Laurent Fabius, “Bu yaptırımların ilkeleri aynı kalmakla birlikte uygulanması toplantıdan çıkacak sonuçlara bağlı olacak” dedi.

Birlik kaynakları bireylere ve şirketlere yönelik yaptırımların, tersi bir talimat olmaması halinde, 16 Şubat’ta devreye sokulacağının altını çiziyor. Avrupa Birliği, listeyi 5’i Rus olan 19 kişiyi ve 9 şirketi ekleyerek genişletme kararı almıştı. Avrupa Birliği şu ana kadar 132 bireye ve 28 şirkete yönelik olarak seyahat yasağı ve malvarlıklarının dondurulması önlemlerini içeren yaptırım uygulama kararı almıştı.

Son dönemde Ukrayna’da yaşanan çatışmaların ve Rusya’nın ayrılıkçılara yönelik desteğinin artmış olması beraberinde Kiev’e kendini savunacak silahları sağlama fikrini gündeme getirdi. ABD, bu yönde adım atabileceğinin sinyallerini verirken Avrupa Birliği üyeleri bu konuda da bölünmüş durumda.

Aralarında Almanya, İngiltere, İsveç, Hollanda, Belçika ve Lüksemburg’un da bulunduğu Birlik ülkelerinin önemli bir bölümü Ukrayna’ya silah gönderilmesi fikrine sıcak bakmıyor. Başta Litvanya olmak üzere Baltık ülkeleri ve Polonya ise bu fikre destek veriyor.

ABD yönetiminin Ukrayna'ya silah yardımına hazırlandığı iddiası sorulan Litvanya Dışişleri Bakanı Linas Linkevicius, “Bu ABD’nin alacağı bir karar ama mantıklı bir hareket olacağını söyleyebilirim. Ukraynalılar dışarıdan bir saldırıya karşı direniyor. Diğer taraf zaten gelişmiş ve ağır silahlar veriyor. Ukrayna’ya sadece mali ve siyasi değil askeri alanda da yardım etmeliyiz. Şu anda tartışılan asker gönderme değil ama en azından orduya kendisini savunmak için silah verilebilir” diye konuştu.

İsveç Dışişleri Bakanı Margot Wallström’ün sözleri ise Avrupa Birliği içindeki genel havayı özetler nitelikteydi: “Daha fazla silaha değil Rus silahlarının geri çekilmesine ihtiyaç var.”