Avrupa Birliği Parlamentosu seçimleri yaklaşırken, Avrupa’nın fiili başkenti Brüksel’de bir taraftan da Belçika federal ve bölgesel seçimleri için hazırlıklar devam ediyor. Brüksel’in 19 bölgesinden biri olan Saint Josse’un Türkiye asıllı Belediye Başkanı Emir Kır ülke siyasetindeki gelişmeleri ve bunların hem Türkiye’den hem de diğer farklı ülkelerden gelen göçmenler üzerindeki etkilerini VOA Türkçe’ye anlattı.
Afyon’dan Brüksel’e göç eden bir aileden gelen Emir Kır, büyüdüğü Saint Josse semtinde altı yıldır belediye başkanlığı görevini yürütüyor. Kır, 2018 yılı Ekim ayında yapılan Belçika yerel seçimlerinde Sosyalist Parti adayı olarak bölgesinde ikinci kez galip geldi. Belediyeciliği ‘yardım ve hizmet’ anlayışıyla yürüttüğünü belirten Kır, Saint Josse gibi çok kültürlü bir bölgede hizmet veriyor olmaktan da ayrıca memnuniyet duyduğunun altını çiziyor:
“Bizim belediyemizi oluşturan 152 ayrı millet var. Birinci grup tabii Belçikalı insanlar. Onun ardından hemen Türklerle Faslılar aynı sayıda. Ardından, Bulgaristanlı, Romenler, İtalyanlar, İspanyollar, Kongolular,vs. böyle çok mozaik olan bir belediye. Tabii biz siyaset olarak, farklılığı bir fırsat olarak görüyoruz. Farklılığı bir fırsat olarak gördüğümüz için bizim için çok keyif bu insanları bir arada yaşatmak.”
‘Ayrımcılık var!’
Diğer taraftan gerek Avrupa genelinde gerek dünyanın diğer kozmopolit bölgelerinde olduğu gibi Belçika’da da göçmen karşıtlığı ve ayrımcılık yükselişte. Kır, ülkede 2014 yılından bu yana iktidarda olan dörtlü koalisyon hükümetinde çoğunluğu elinde tutan milliyetçi Flaman partisi N-VA ile merkez sağ partileri CD&V ve Open VLD’nin, hem halk hem de Başbakan Charles Michel’in liberal partisi MR üzerinde baskı oluşturduğuna dikkat çekiyor. Kır’a göre hükümetin sosyal ve ekonomik eşitsizliği derinleştiren vergi politikalarının yanısıra göçmenlere olan yaklaşımı da Belçika’da ciddi ‘çalkantılar’ yaşanmasına neden oldu:
“Çok büyük bir sosyal çalkantı oldu, bu bir. Ve gerçekten şu an Belçika’da zengin olanların vergileri hafifledi; vatandaşa yüklediler krizi. Bir de ikinci bir mesele oldu bu hükümetin çok üzerinde durduğu: Göçmenler. Yani bu hükümete bu konuları gözardı etmek için hep korku politikaları yaptı.”
‘Göçmen Paktı’nı kullandılar’
Son yerel seçimlerde güç kaybeden N-VA Partisi liderlerinin göçmen meselesini kullandığı görüşünü savunan Kır, 2018 yılı Aralık ayında Fas’ta kabul edilen Birleşmiş Milletler Dünya Göçmen Paktı’na gösterdikleri tepkinin de bu yaklaşımlarının bir parçası olduğunu söylüyor:
“Şimdi hükümet de düştü. Azınlık hükümeti var. Dünya Göçmen Paktı’nı kullandılar. Halbuki herkes biliyor ki, yeni onaylanan Dünya Göçmen Paktı, bir yatırım gücü. ‘Haydi birleşin, böyle olacak’ demiyor. ‘Sınır dışı şöyle yapılacak’ demiyor. Ama burada milliyetçiler, belediye seçimlerinde, 14 Ekim’de oy kaybettiği için – N-VA partisi oy kaybettiği için – bir senaryo yazdılar. Bize öyle geldi.”
N-VA liderlerinin, Başbakan Michel’in Dünya Göçmen Paktı’na desteğini protesto ederek istifa etmesi sonucu hükümet Aralık ayında düştü. Başbakan Michel’in istifasını da kabul eden kral Philippe Mayıs ayının sonunda yapılacak seçimlere kadar hükümetin vekaleten görevde kalmasını talep etti.
Kır, Avrupa Birliği Parlamentosu seçimleriyle aynı döneme denk gelecek olan bu bölgesel ve federal seçimlerin kritik önem taşıdığına vurgu yapıyor: “Tabii 26 Mayıs’ta da yeni seçimler var. O seçimler bizim için çok büyük bir umut...Vatandaşlarımızın iradelerini iyi görmemiz lazım, iyi tutmamız lazım çünkü tarihi bir seçim olacak. Bu seçimleri kazandığımız takdirde tekrar iyi sosyal politikalar olacak.”