Geçtiğimiz Pazar gününe kadar İstanbul’da yaşayan birçok kişinin adını bilmediği Sarıyer Büyükdere’deki İtalyan kilisesi Santa Maria, iki IŞİD üyesinin gerçekleştirdiği silahlı saldırı sonrası Türkiye emniyetinin ve istihbaratının en önemli konularından biri haline geldi.
Her ne kadar İstanbul polisi, Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) desteğiyle saldırganları hızla yakalasa da terör saldırısının arkasındaki ağları araştırmaya devam ediyor.
Saldırı sonrası gözaltına alınan 51 kişiden 25’i İstanbul Sulh Ceza Hakimliği tarafından tutuklandı. Tutuklananlar arasında biri Tacikistan diğeri Rusya vatandaşı tetikçiler de var.
Adalet Bakanı Rusya ve Tacikistan vatandaşı saldırganların kimliklerini açıkladı
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç bugün yaptığı paylaşımda saldırganların daha önce gizli tutulan isimlerini açıklarken olayla ilgili soruşturmanın “kapsamlı bir şekilde” devam ettiğinin mesajını da verdi.
Yılmaz Tunç, “İstanbul Sarıyer’de Santa Maria kilisesindeki ayin sırasında, kilisede bulunan Tuncer Cihan isimli vatandaşımızın öldürülmesi olayıyla ilgili olarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca başlatılan soruşturma kapsamında; aralarında kilisede ateş açarak vatandaşımızın ölümüne neden olan DEAŞ Silahlı Terör Örgütü şüphelisi Amirjon Khliqov ve yanında bulunan David Tanduev’in de olduğu şüpheli hakkında ‘örgüt üyeliği ve nitelikli kasten öldürme’ suçlarından tutuklama kararı verilmiştir. Olayla ilgili adli soruşturma, kapsamlı şekilde devam etmektedir” dedi.
Saldırı talimatını IŞİD’in Türkiye sorumlularından olduğu iddia edilen Adam Khamirzaev (Andrei Guzun) mi verdi?
Saldırı ile ilgili yayın yasağı getirilmiş olsa da saldırı ile ilişkin ayrıntılar da belirginleşiyor.
Tutuklanan 25 kişinin hakimliğe sevk yazısında şüphelilerden beşinin 5 Ocak’ta Kayseri’ye gittikleri ancak tetiği çeken iki kişinin bu kişiler arasında yer almadıkları belirtiliyor.
Bir başka iddia ise tutuklanan kişilerden Moldova uyruklu Andrei Guzun’un aslında 2018 yılında Antalya'da gözaltına alınan Adam Khamirzaev olduğu. Bu kişinin Türkiye’deki IŞİD sorumlularından biri olarak bu eylemin azmettiricisi olduğu da iddialar arasında.
Eylemde kullanılan Polonya plakalı araç 14 ay önce ülkeye giriş yapmış ve hiç trafiğe çıkmamış
Saldırganların kiliseye gelişlerindeki kullandıkları yabancı plakalı aracın 2022 yılında Polonya’dan Türkiye’ye giriş yaptığı ve saldırı gününe kadar hiç trafiğe çıkmadığı daha önce ortaya çıkmıştı.
Bugün Sabah gazetesi aracın Abdullo B. adlı bir şahıs tarafından 27 Kasım 2022’de Edirne Hamzabeyli sınır kapısından Türkiye’ye sokulduğunu, bu kişinin yedi gün sonra İstanbul Havalimanı’ndan Rusya’ya gittiğini yazdı.
Aynı gazete IŞİD üyesi olduğu iddia edilen saldırganların 20 Ocak ve 21 Ocak tarihlerinde başka bir araçla kilise önüne giderek keşif yaptıklarını da duyurdu.
İlgili Haberler Türkiye kilise saldırısının arka planını çözmeye çalışıyor: İçişleri Bakanı IŞİD’i adres gösterdiSanta Maria kilisesi kefaret ayiniyle yeniden cemaate kapılarını açtı
Terör saldırısı sonrası kapatılan Santa Maria (Aziz Meryem) kilisesi dün “kefaret ayini” ile yeniden ibadete açıldı. Polis kilise çevresinde yoğun güvenlik önlemleri alırken, katılımcılar ibadethanenin içine metal detektörlerle arandıktan sonra alındı.
Ayini, Vatikan’ın Ankara Büyükelçisi Monsenyör Marek Solczynski ile İstanbul Latin Katolik Cemaati Episkoposu Monsenyör Massimiliano Palinuro birlikte yönetti.
İzmir Metropolitan Başepiskoposu Martin Kmetec’in de yer aldığı ayinde diğeri dini cemaat liderlerinin güçlü bir katılım sağlamadığı görüldü.
Kefaret ayinine yaklaşık 250 kişi katıldı.
İstanbul Latin Katolik Cemaati Episkoposu: “Dostlarım kiliseleri kapatmamı tavsiye etti, ama kötü insanların sapkın planlarına ortak olmuş oluruz”
İstanbul Latin Katolik Cemaati Episkoposu Monsenyör Massimiliano Palinuro, her cinayetin Allah’a ihanet ve kilisenin kutsallığına hakaret olduğunu söyledi.
Palinuro, “Rab İsa ‘korkmayın’ diyor. Eğer Rabb'in kendisi silahların tutukluk yapmasını sağlayarak öldürmeye devam etmeye hazır olan katilleri durdurmasaydı, burada bu kilisede bir katliam gerçekleşecekti. Bunun bir işaret olduğuna inanan bizler, bu kilisenin adanmış olduğu Meryem Ana'nın annelik şefaatini kabul ediyoruz. Bu terörist saldırının hemen ardından dostlarım bana kiliseleri kapatmamı ve ayinleri kapalı kapılar ardından yapmamı tavsiye ettiler. Böyle yaparsak kötülüğe teslim olmuş ve bu kilisede bir katliam gerçekleştirmeye çalışan kötü insanların sapkın planlarına ortak olmuş oluruz” dedi.
Duygusal anların yaşandığı kefaret ayini dualar ve ilahilerle son bulurken, saldırıda ölen Tuncer Murat Cihan için kilisede bir hatıra köşesi oluşturulduğu ve mumlar yakıldığı da dikkatlerden kaçmadı.