İspanyol asıllı ünlü Amerikalı şef Jose Andres Çarşamba günü Reuters'e verdiği bir röportajda, Gazze'deki yedi gıda yardım çalışanının ölümüne neden olan İsrail saldırısının, yardımları gerçekleştiren World Central Kitchen (WCK) kuruluşunu "sistematik bir şekilde, araç araç" hedef aldığını söyledi.
Your browser doesn’t support HTML5
Videolu röportajda konuşan Andres, kurucusu olduğu World Central Kitchen yardım grubunun İsrail ordusuyla açık bir iletişim içinde olduğunu ve İsrail'in, yardım çalışanlarının hareketlerini bildiğini söyledi.
Andres, "Bu sadece bombayı yanlış yere attığımız bir kötü şans durumu değildi. İsrail Savunma Kuvvetleri ile koordinasyon içinde olmasak bile, hiçbir demokratik ülke ve hiçbir ordu sivilleri ve insani yardım çalışanlarını hedef alamaz" dedi.
Yardım görevlileri, Gazze'ye deniz yoluyla getirilen 100 ton gıdanın boşaltılmasına nezaret ettikten kısa bir süre sonra konvoylarının vurulması sonucu hayatını kaybetmişti. İsrail ordusu olaydan "büyük üzüntü" duyduğunu belirtirken Başbakan Benyamin Netanyahu, olayın kasıtlı olmadığını söylemişti.
Jose Andres, yardım konvoyuna üçten fazla saldırı düzenlenmiş olabileceğini, ekibiyle birlikte Gazze'de olması gerektiğini ancak farklı nedenlerle "Gazze'ye tekrar dönemediğini" söyledi.
Salı günü Başkan Joe Biden ile görüşen Andres, ABD'ye savaşı durdurmak için daha çaba sarfetmesi çağrısı yaptı ve "ABD, Başbakan Netanyahu'ya bu savaşın artık sona ermesi gerektiğini söylemek için daha fazlasını yapmalı" dedi.
İlgili Haberler İsrail'in Gazze saldırısında yedi sivil toplum kuruluşu çalışanının ölmesine tepkiAndres, World Central Kitchen'ın Gazze'deki güvenlik durumunu incelemeye devam ettiğini ve yardım teslimatlarına yeniden başlamayı düşündüğünü söyledi.
Avustralya, İngiliz ve Amerikan vatandaşları, konvoylarının vurulması sonucu hayatını kaybeden yedi World Central Kitchen yardım görevlisi arasında bulunuyor.
World Central Kitchen, yardım konvoyunun Gazze'ye deniz yoluyla getirilen 100 tondan fazla gıda yardımını boşalttıktan sonra Deyr el-Belah deposundan ayrılırken vurulduğunu bildirmişti.
İlgili Haberler Başkan Biden: “İsrail Gazze’de yardım çalışanlarını ve sivilleri korumak için yeterli adım atmadı”Birleşmiş Milletler'e göre Ekim ayından bu yana Gazze'de en az 196 insani yardım çalışanı öldürüldü. Hamas, daha önce İsrail'i yardım dağıtım alanlarını hedef almakla suçlamıştı.
World Central Kitchen geçen ay İspanyol yardım kuruluşu Open Arms ile işbirliği içinde Kıbrıs Rum Kesimi'nden bir deniz koridoru aracılığıyla Gazze'nin kuzeyinde açlık çeken insanlara gıda yardımı taşımaya başlamıştı. Andres, daha önce yaptığı açıklamada, yardım kuruluşunun İsrail ordusu, Arap ülkeleri ve diğerleriyle yakın koordinasyon içinde olduğunu söylemişti.
Biden ölümler karşısında "öfkelendiğini ve kalp kırıklığı içinde olduğunu" söylemişti. ABD, Netanyahu'nun saldırıların kasıtlı olmadığı yönündeki iddiasının yanında yer aldı.
ABD: “İsrail’in soruşturması hızla tamamlanmalı”
ABD Dışişleri Bakanlığı Çarşamba günü yaptığı açıklamada, World Central Kitchen kuruluşunda çalışan yedi kişinin ölümüne neden olan saldırıyla ilgili olarak İsrail'in hızlı bir soruşturma yürüttüğünü görmek istediğini belirtti.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller, olağan basın brifinginde gazetecilere yaptığı açıklamada, İsrail'in insani yardım çalışanlarını ve sahadaki tüm sivilleri korumak için daha iyi koordinasyon önlemleri alması gerektiğini söyledi.
Miller, "Hatayı nasıl yaptıkları gerçekten önemli değil. Günün sonunda, orada insani yardım ulaştırmaya çalışan yedi yardım görevlisi öldü. Dolayısıyla bu trajediye yol açan sebep ne olursa olsun, IDF'nin içinde gerçekleşen hata ne olursa olsun, bu kabul edilemez" dedi.
Miller ayrıca yardım görevlilerinin ölümüne neden olan saldırının ABD'nin Gazze'ye deniz yoluyla yardım ulaştırılmasını kolaylaştıracak bir yüzer iskele hazırlama çabalarını etkilemeyeceğini belirtti.
Yardım görevlilerinin öldürülmesinin ardından Gazze'ye ulaştırılamayan yardım Kıbrıs'a geri döndü
İsrail'in Pazartesi akşamı düzenlediği hava saldırısında World Central Kitchen yardım çalışanlarının öldürülmesinin ardından Gazze'ye ulaştırılmak üzere yola çıkan ve henüz teslim edilmemiş gıdaları taşıyan bir deniz konvoyu Çarşamba günü Kıbrıs'a döndü.
Kuşatma altındaki Filistinliler için 240 ton gıda taşıyan bir kargo gemisi, kanlı saldırının ardından Kıbrıs'ın Larnaka limanına geri döndü ve limanın hemen dışında demir attı.
WCK ile birlikte çalışan İspanyol bir sivil toplum örgütüne ait Open Arms adlı ikinci bir gemi ise daha önce limana ulaşmıştı.
Teslim edilmeyen yardım, 30 Mart'ta Kıbrıs'tan Gazze'ye gönderilen yaklaşık 340 tonluk sevkiyatın bir parçasıydı. Gazze'de öldürülen yardım görevlileri, yine Kıbrıs'tan gönderilen bir mavnadan 100 tonluk yükü boşaltma işini henüz bitirmişlerdi.
Ekim ayından bu yana Gazze'de faaliyet gösteren WCK, ölümlerin ardından bölgedeki faaliyetlerine ara verdi ve gemi filosunu Kıbrıs'a geri döndürdü.
BM Gazze'de gece yardım hareketlerini askıya aldı
BM sözcüsü Stephane Dujarric, Çarşamba günü yaptığı açıklamada, Birleşmiş Milletler'in World Central Kitchen gıda yardım kuruluşunda çalışan personelin öldürülmesinin ardından güvenlik sorunlarını değerlendirmek üzere Gazze'de gece faaliyetlerini en az 48 saat süreyle askıya aldığını söyledi.
Uygulamanın Salı günü başladığını söyleyen Dujarric, Dünya Gıda Programı'nın "insanların ölmekte olduğu" Gazze'nin kuzeyine konvoylar göndermek için gün boyunca operasyonlara devam ettiğini kaydetti.
Dujarric, gazetecilere yaptığı açıklamada, "Kıtlık yaklaşırken insani yardım personelinin ve malzemelerinin Gazze Şeridi boyunca serbestçe ve güvenli bir şekilde hareket edebilmesine ihtiyacımız var" dedi.
BM, uzun zamandır yardımların Gazze'ye girmesi ve Gazze içinde dağıtılmasının önündeki engellerden şikayet ediyor.
Yardım görevlilerinin öldürülmesinin ardından İngiltere, İsrail'e silah satışını durdurması için baskı görüyor
İngiltere Başbakanı Rishi Sunak, Gazze'de üçü İngiliz vatandaşı yedi yardım görevlisinin İsrail hava saldırısında öldürülmesinin ardından İsrail'e silah satışını durdurması yönünde artan bir siyasi baskıyla karşı karşıya.
İngiltere'deki üç ana muhalefet partisi ve iktidar partisindeki bazı milletvekilleri, Çarşamba günü, İngiliz hükümetinin silah satışlarını askıya almayı düşünmesi gerektiğini söyledi.
Liberal Demokratlar İsrail'e silah ihracatının askıya alınması çağrısında bulunurken, İskoç Ulusal Partisi de bu adımı destekledi ve parlamentonun krizi görüşmek üzere Paskalya tatilinden geri çağrılması gerektiğini belirtti.
Anketlerin bu yıl içinde bir sonraki hükümeti kuracağını gösterdiği ana muhalefetteki İşçi Partisi ise hukukçuların İsrail'in uluslararası hukuku ihlal ettiğini tespit etmesi halinde hükümetin silah satışlarını askıya alması gerektiğini kaydetti.
İşçi Partisi'nin dış politika sorumlusu David Lammy gazetecilere yaptığı açıklamada, "Uluslararası insani hukukun ihlal edilmesi halinde -ki çok ciddi endişelerim olduğunu söylemeliyim- silah satışlarının askıya alınması konusunda hepimizin net olabilmesi için bu tavsiyenin yayınlanması önemlidir" dedi.
Silah satışları değerlendiriliyor
Çarşamba günü İsrail'e silah satışının derhal askıya alınması yönündeki çağrılara karşı çıkan Sunak, İsrail'e yapılan silah ihracatının inceleme altında tutulduğunu söyledi.
Sunak, Sun gazetesine verdiği söyleşide, "Her zaman çok dikkatli bir ihracat ruhsatlandırma uygulamamız olmuştur. Her zaman takip edeceğimiz bir dizi kural, düzenleme ve prosedür var" şeklinde konuştu.
Guardian'da yayınlanan bir ankete göre İngiltere'de halkın çoğunluğu İsrail'e silah satışının yasaklanmasını destekliyor.
Ankete göre halkın yüzde 56'sı yasağı desteklerken, yüzde 17'si buna karşı çıkıyor.
İngiliz hükümeti 2008 yılından bu yana İsrail'e 570 milyon sterlinden (719 milyon dolar) fazla değerde silah ve askeri malzeme sattı.
Savunma Bakanı Grant Shapps, Kasım ayında parlamentoya verdiği demeçte, İsrail'e yapılan savunma ihracatının 2022 yılında 42 milyon sterlin ile "nispeten küçük" olduğunu söylemişti.
Patlayıcı cihazlar, taarruz tipi tüfekleri ve askeri uçaklar için bileşenleri içeren İsrail'e askeri ihracat, İngiltere'nin o yılki toplam küresel savunma satışlarının yaklaşık binde 4'ünü oluşturuyordu.
2014'te Gazze'de yaşanan bir önceki çatışma sırasında İngiliz hükümeti, çatışmaların devam etmesi halinde İsrail'e yapılan bazı silah ihracatlarını askıya alacağını söylemişti. Ancak sonuçta o çatışma sırasında silah satışları kısıtlanmadı.
İlgili Haberler Biden yönetimi İsrail’e 18 milyar dolarlık silah transferi paketini değerlendiriyor