ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, yönetimin geniş kesimlerden yoğun eleştiri alan Afganistan’dan çekilmesi konusunda dünden sonra bugün de Kongre’de ikinci kez ifade verdi. Bugünkü Senato Dış İlişkiler Komisyonu oturumunda Blinken, çekilme sürecinin idaresi hakkında yine sert eleştirilere ve soru yağmuruna maruz kaldı.
Senatörler oturumda Blinken’a, Başkan Joe Biden’ın, askerlerin 31 Ağustos günü tamamen çekileceğini açıklamasından sonraki aylarda ülkenin tüm kontrolunun Taleban’a geçmesi ve çok sayıda Amerikan vatandaşı, Yeşil Kart sahibi ve risk altındaki Afgan vatandaşının ülkede mahsur kalmasına ilişkin öfkelerini dile getiren sorular yöneltti.
Dün Temsilciler Meclisi’ndeki oturumda Demokratlar, Cumhuriyetçiler’e nazaran daha ılımlı bir duruş sergilemişti ancak Senato’daki oturumda Demokratlar’ın da Bakan Blinken’ı açıkça sert biçimde eleştirmekten kaçınmadığı gözlendi. Hem komisyonun Demokrat başkanı New Jersey Senatörü Bob Menendez hem de en kıdemli Cumhuriyetçi üye James Risch açılış konuşmalarında Afganistan’dan çekilmenin biçimine “bozgun” diyerek tepki gösterdi.
İlgili Haberler Blinken Afganistan'dan Çekilmeyi SavunduNormalde Başkan Joe Biden’ın dış politikasına genel anlamda destek veren ancak özellikle Afganistan konusunda atılan adımlarda yönetimi eleştirmekten sakınmayan Demokrat Senatör Menendez, çekilmenin “açıkça ve ölümlere neden olacak şekilde kusurlu” olduğunu söyledi.
Çekilmenin doğru karar olduğunu ancak bunun uygulanış biçimini yanlış bulduğunu vurgulayan Menendez, “Bu komisyon, yönetimden Ocak ayında göreve gelmesinden bu yana Afganistan konusunda aldığı kararlara tam kapsamlı bir izahat getirmesini bekliyor. Yaşananların hesabı verilmeli” ifadelerini kullandı.
Menendez ayrıca, ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin’in de komisyon oturumunda ifade vermesi için yapılan daveti kabul etmemesinden duyduğunu hoşnutsuzluğu dile getirdi ve gerekirse hem Austin hem diğer yönetim yetkililerinin ifadesini almak için celp yayımlayabileceğini kaydetti.
Demokrat Senatör, Taleban’ın verdiği taahhütlere uyacağı ve ABD’nin farklı bir netice beklediği fikrinin “saçma” olduğunu ifade ederken, diğer ülkelere de Taleban yönetimini tanımama çağrısında bulundu.
“Taleban’ın siyasi bir yol izleme niyeti yok”
Menendez, “Taleban’ın siyasi bir yol izlemeye hiçbir niyeti olmadığını şu anda görmüş olduk. El Kaide’yle bağları koparma yönünde hiçbir niyetleri yok. Kadınların da masada haklı yerlerini almaları ve topluma tam olarak dahil olmalarına izin vermeye de açıkça hiçbir niyetleri yok” diye konuştu.
Komisyonun en kıdemli Cumhuriyetçi üyesi James Risch de, “Çekilme, sıkıntı verici bir başarısızlık” dedi. Risch, Biden yönetimini “beceriksizlikle” suçlarken, bunun ABD’nin uluslararası güvenilirliğine darbe vurduğunu, Kabil havaalanında Amerikan askerleri ve Afgan sivillerin ölümüne neden olan saldırıya yol açtığını ve birçok kişiyi zor bir durumda bıraktığını savundu.
Risch, yaşananların ortada olduğunu ve bunları olduğundan farklı şekilde göstermenin mümkün olmadığını kaydetti.
Senatör Risch, “Taleban’a son taarruzunda destek veren herhangi bir ülkenin ABD’yle ilişkilerini stratejik olarak indirgeme riskini göze alması gerektiğini” de belirtti.
Blinken’dan eleştirilere soğukkanlı yanıt
Blinken da tıpkı dün Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonu’nun oturumunda olduğu gibi eleştirileri soğukkanlılığını bozmadan yanıtlamaya çalıştı ve yönetimin aşırı derecede kaos ortamında elinden gelenin en iyisini yaptığı mesajını verdi.
Blinken gelinen durumdan yine Trump yönetimini suçlayan açıklamalar yaptı, eski Başkan Donald Trump’ın geçen yıl Şubat ayında Taleban’la yaptığı anlaşmanın Biden’ın elini bağladığını savundu.
ABD yönetimi içerisinde hiç kimsenin Afgan hükümetinin ve ordusunun bu kadar çabuk çökmesini beklemediğini yineleyen Biden, “En karamsar değerlendirmeler bile, ABD güçleri ülkedeyken Kabil’deki hükümet güçlerinin düşeceğini tahmin etmedi. ABD’nin çekilmesinin ardından, Eylül’den sonra neler olabileceğine odaklanmışlardı” diye konuştu.
Dünkü oturumda Taleban yönetiminin üyeleriyle şahsen görüşmediğini ifade eden Blinken bugün de, Taleban’ın uluslararası toplumdan görmeyi istediği meşruiyet ve desteğin, atacağı adımlara bağlı olacağını söyledi.
Blinken, “Çin ve Rusya gibi stratejik rakiplerle İran ve Kuzey Kore gibi hasımların, ABD’nin 20 yıllık savaşı yeniden tırmandırdığını ve Afganistan’da bir on yıl daha takılıp kaldığını görmekten daha fazla istediği bir şey yok” diyerek, çekilme kararını savundu.
Cumhuriyetçi Senatör Marco Rubio, istihbaratın nasıl bu kadar yanlış olabileceğini sorguladı. Rubio, durumu değerlendirme yetkisinin yanlış kişilerin elinde olduğunu ve tutarsız bir politikanın izlendiğini savundu.
“Politika ve planlama başarısız oldu” diyen Rubio, Çin, Rusya ve İran’ın bu yaşananları “faydalanabilecekleri bir kabiliyetsizlik” olarak gördüğünü öne sürdü.
Dışişleri Bakanı Blinken, Amerika’nın en uzun süren savaşını 20 yıl sonra artık sonlandırmanın “atılması gereken doğru bir adım” olduğunu söyledi. Blinken, ortadaki tüm zorluklara rağmen ABD ve müttefiklerinin 124 bin civarında kişi Afganistan’dan tahliye edebildiğini belirtti.
Shaheen: “İkiyüzlü davranmayı bırakalım”
Blinken, “Hayal edilebilecek en zor koşullar altında, diplomatlarımız, ordumuz ve istihbarat yetkililerince olağanüstü bir çaba ortaya kondu” dedi.
Ancak bu sözler bazı Demokratlar’ı bile ikna etmiş görünmedi.
Komisyonu tek kadın üyesi olan ve ABD’nin Afgan kadınlar ve kız çocuklarının katettiği mesafeleri koruması için yıllardır mücadele veren Demokrat Senatör Jeanne Shaheen, gelinen duruma tepkisini dile getirdi ve her iki partiden de başkanların ve Kongre üyelerinin bunda sorumluluğu olduğunu savundu.
Shaheen, “Kimin suçlu olduğu konusunda iki yüzlü davranmayı bırakalım” diyerek, 2020 yılında Afgan hükümetinden bağımsız olarak ve azınlık haklarına saygı gösterileceği konusunda hiçbir güvence almadan Taleban’la barış anlaşmasını müzakere eden eski Başkan Trump ve dönemin Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’ya tepkisini dile getirdi.
Shaheen, “Kadınlar ve kız çocuklarının haklarını elden çıkarırken bu öfke neredeydi? Bunu bilmek istiyorum” ifadesini kullandı.
Blinken da yanıt olarak, ABD’nin Afgan kadınlar ve kız çocuklarına yönelik politikalarını idare etmek üzere bakanlık bünyesinde üst düzey bir yetkili atayacağını yineledi.
ABD Dışişleri Bakanı, Afgan halkına insani yardımların devam edeceğinin sözünü de verdi ve bu sürecin Taleban üzerinden değil BM kurumları ve bağımsız örgütler üzerinden yürütüleceğini yineledi.
Amerikan yönetiminin dün 64 milyon dolarlık yeni insani yardım paketi açıkladığını hatırlatan Blinken, ek fonların “kritik öneme haiz sağlık ve beslenme ihtiyaçlarını karşılamada ve kadınların, çocukların ve azınlıkların korunması, kız çocukları dahil daha fazla çocuğun okullarına geri dönmesi konusundaki endişelerin giderilmesi yolunda kullanılacağını söyledi.