Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, Nijer ve Cezayir’in başvurusu üzerine İsrail ve Filistin arasında devam eden çatışmaları görüşmek üzere toplandı. Acil özel oturum, 75. Genel Kurul Başkanı Büyükelçi Volkan Bozkır’ın açış konuşmasıyla başladı. Bozkır, devam eden şiddeti durdurmanın tek yolunun derhal ateşkes ilan edilmesi olduğunu söyledi.
İlgili Haberler İsrail-Filistin Çatışması Diplomasiye Rağmen SürüyorBinlerce kişinin çatışmalar yüzünden yerlerinden olduğunu belirten Bozkır, İsrail’in Filistinliler'i evlerinden etmesinin uluslararası hukuka göre savaş suçu teşkil edebileceğini savundu. Büyükelçi Bozkır, BM’nin “barış ve güvenlik” gündeminden yıllardır düşmeyen İsrail-Filistin sorununun mutlaka çözülmesi gerektiğini belirterek, “Dünya bu duruma artık gözünü kapatmamalı” dedi. Bozkır, sorunun çözümü için uluslararası toplumu gerekli adımlar atmaya çağırdı.
''Saldırılar Filistinliler'e karşı etnik temizlik politikalarının bir parçası''
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda bir konuşma yaptı. Çavuşoğlu, Gazze’de yaşananların tek sorumlusunun İsrail olduğunu söyledi. Çavuşoğlu, Filistin topraklarında sürdürülebilir barış ve istikrarın ancak yasadışı ve insanlık dışı İsrail işgali sona erdiği takdirde sağlanabileceğini kaydetti.
Çavuşoğlu, Filistin’de yıllardır bir dram yaşandığını belirterek, “Yüreklerimizi burkan bir trajedi gözlerimizin önünde devam ediyor. Bu trajedinin failleri aynı suçları tekrar tekrar işleyerek bizleri bu ağır suçlara, Filistin halkının zulmüne ve temel insan hak ve özgürlüklerinin ihlallerine karşı kayıtsız kılmaya çalışıyor. Ancak, biz bu mezalim ve vahşet karşısında sessiz kalmamız mümkün değil. Çünkü adaletsizlik karşısında sessiz kalmak, işlenen suça ortak olmakla aynı şeydir. Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır. Son saldırılar Filistinliler'e yönelik etnik temizlik ve ilhak politikalarının bir parçasıdır. İsrail'in Gazze'ye yönelik ablukası bu toprakları dünyanın en büyük açık hava hapishanesine dönüştürdü” dedi.
“Bu saldırgan eylemler savaş suçu teşkil etmektedir”
Çavuşoğlu, bugün gelinen noktayı iyi anlayabilmek için her şeyden önce mevcut durumun altında yatan nedenleri doğru şekilde teşhis etmek gerektiğini belirterek, “Mevcut kriz, İsrail’in Kudüs'te devam eden provokasyonları, Mescid-i Aksa’nın kutsiyetine yapılan saldırılar, Filistinliler’in ibadet özgürlüklerinin engellenmesi ve Filistinliler’in Şeyh Cerrah'taki evlerinden zorla tahliye edilmeleri nedeniyle yaşandı. Bu saldırılar, Müslümanlar için ibadet ve tefekkür ayı olan mübarek Ramazan ayında gerçekleşti. Gazze'de sadece sivillerin kullandığı yüksek katlı binalar değil, okullar ve hastaneler hedef alındı. BM Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı (UNRWA), Kızılay ve medya kuruluşlarının kullandığı binaları bile bombalamaktan geri durmadılar. Gazze'nin en önemli doktorları İsrail'in hava saldırılarıyla öldürüldü. Burada açık konuşalım. Bu saldırgan eylemler bir savaş suçu teşkil etmektedir. Suçun failini de açıkça ortaya koymak zorundayız. Bugün Kudüs, Batı Şeria ve Gazze'de yaşananların tek sorumlusu İsrail'dir” diye konuştu.
“Haritalar gerçekleri ortaya koyuyor”
Çavuşoğlu, 1947 yılından itibaren bölgedeki İsrail yerleşiminde görülen artışı haritalarla genel kurula gösterdi. Çavuşoğlu, “Haritalar gerçekleri ortaya koyuyor. 1947 yılından bugüne kadar Filistin topraklarının nasıl gasp edildiğini, nasıl işgal edildiğini gösteriyor. Burada bulunan tüm temsilciler bu haritayı her gün görebiliyorlar. BM çatısı altında Filistinli kardeşlerimiz sürekli olarak bu haritaları sergiliyor. Dünya bu haritaları iyi görsün, 1947'den bu yana İsrail'in bu toprakları nasıl çaldığını, gasp ettiğini görsün hatırlasın” ifadelerini kullandı.
“Güvenlik Konseyi’nin bir kez daha başarısız olması üzücü”
Çavuşoğlu, İsrail’in bu eylemleriyle iki devletli çözümle ilgili yerleşik parametreleri aşındırmayı ve yeni bir oldu-bitti yaratmak istediğini belirterek, “Burada sadece ateşkesin sağlanması değil, İsrail'in işgal ve ablukasını sona erdirmesi için uluslararası toplumun seferber edilmesi gerekiyor. BM Güvenlik Konseyi'nin sorumluluklarını yerine getirmekte bir kez daha başarısız olması talihsiz ve üzücüdür. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ‘dünya beşten büyüktür' çağrısının sebebi budur. Konsey üyeleri ahlaki sorumluluklarını yerine getirme iddiasında olsaydı, İsrail'in masumlara yönelik saldırılarını kınar, etnik temizliği durdurmak için harekete geçerdi” dedi.
“İsrail işlediği suçların hesabını vermeli”
İsrail'in Filistinliler’e yönelik saldırıları durdurmak için yasal ve ahlaki tedbirleri alma zamanı geldiğini belirten Çavuşoğlu, “Geçmişte Güvenlik Konseyi'nin işlevsiz kaldığı durumlarda BM Genel Kurulu tarihi kararlar almaya başarmıştı. Bugünkü konu İsrail-Filistin ihtilafının merkezinde yer alıyor. Uluslararası toplumun Filistin halkını koruma sorumluluğu vardır. Filistinli siviller için uluslararası bir koruma mekanizmasının korunması için çalışmalıyız. Bu çalışmalar gönüllü ülkelerin askeri ve mali kaynakları ile oluşturulacak fiziki bir korumayı da içermelidir. İsrail'in işlediği suçlarının hesabını vermesi ve saldırıların önlenmesi bakımından hayati derecede önemlidir. Bu konuda uluslararası ceza mahkemesine önemli görev düşüyor” diye konuştu.
“Türkiye Filistin halkının yanında olmaya devam edecek”
Yaşanan şiddet sarmalından çıkılmasının uluslararası toplumun sorumluluğunda olduğunu belirten Çavuşoğlu, ”Barış içinde bir arada yaşanabilmesi için barış sürecinin yeniden canlandırılması gerekiyor. Üç semavi dinin sembolü Kudüs'ün korunması mümkündür. İsrail hükümetinin saldırganlığını eleştirenler antisemitizmle suçlanıp, susturulmaya çalışılıyor. Bizler İslam ve Hıristiyan düşmanlığı gibi antisemitizmin de insanlık suçu olduğuna inanıyoruz. İsrail'in saldırganlığını eleştiren çok sayıda Yahudi var. Bunlar da mı Yahudi düşmanı. Filistinlilerin arasındaki fikir ayrılıklarının giderilmesi, uzlaşıya varılması artık elzemdir, vakti gelmiştir. Birleşik bir Filistin ancak bu davayı sahiplenebilir ve Filistin halkının acılarına çözüm bulabilir. Filistin'deki seçimler yapılmalıdır. Kudüs'teki seçimlerin yapılmasını engelleyenin İsrail olduğu unutulmamalıdır. İsrail Filistin ihtilafının adil, kapsamlı, kalıcı çözümü daha fazla ertelenemez. Türkiye meşru taleplerinin karşılanması, hak ve özgürlüklerin korunması için Filistin halkının yanında olmaya devam edecektir" dedi.
“Şiddeti Durdurmanın Tek Yolu Ateşkes İlanı”
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres de, Genel Kurul'a hitaben bir konuşma yaptı. Guterres, 19 Mayıs tarihi itibarıyla çıkan çatışmaların 60'ı çocuk olmak üzere 208 Filistinli'nin hayatına mal olduğunu, binlercesinin de yaralandığını söyledi.
“Kavga bir an önce durmalı”
İsrail'deki yoğun nüfuslu merkezlere yönelik, Hamas ve diğer militan gruplar tarafından sürekli gelişigüzel atılan roketlerin ikisi çocuk olmak üzere 12 kişinin ölümüne, yüzlercesinin de yaralanmasına neden olmasının da kabul edilemez olduğunu belirten Guterres, “Kalbim bugün çatışmaların kurbanları ve sevdikleri için atıyor. Kavga bir an önce durmalı. Şimdi tüm taraflara düşmanlıkları derhal durdurmaları için çağrıda bulunuyorum ve tüm taraflardan acil ateşkes çağrımı yineliyorum” dedi.
Guterres, çatışmaların yollar ve elektrik hatları da dahil olmak üzere Gazze'deki sivil altyapıda ciddi hasara yol açtığını, kente girişlerin kapatıldığını, elektrik ve su kesintileri yaşandığını belirtti. Guterres, bu durumunun insani açıdan kabul edilemez olduğunu belirterek, “Yüzlerce bina ve ev yıkıldı, hasar gördü veya yaşanmaz hale getirildi. Hava saldırıları, COVID-19 salgını nedeniyle zaten tedarik sıkıntısı çeken birkaç hastaneye de zarar verdi. Binlerce insan evlerini terk edip UNRWA okullarına ve camilere sığındı. İnsanlar, suya, yiyeceğe, hijyene veya sağlık hizmetlerine çok az erişimi olan diğer yerlere sığınmak zorunda kaldı” diye konuştu.
“İnsani yardıma ulaşım sağlanmalı”
Bölgedeki görevli gazetecilerin de temel işlerini yapabilmeleri gerektiğini vurgulayan Guterres, çatışma bölgeleri de dahil olmak üzere gazetecilerin saldırı ve taciz korkusu olmadan çalışabilmeleri gerektiğini kaydetti.
İsrailli yetkililere bölgede hızlı ve engelsiz bir şekilde insani yardım sağlanmasına izin verme çağrısında bulunan Guterres, “İnsani yardım olan gıda, yakıt ve tıbbi malzemenin Gazze'ye erişimi sağlamalıdır. Gazze'de militanların attığı roketler Tel Aviv ve banliyölerine ve Ben Gurion havaalanına kadar uzanarak sivillerin canına mal oldu, yüzlercesi yaralandı, konut ve ticari mülklere zarar verdi. Savaşların bile kuralları vardır. Her şeyden önce siviller korunmalıdır. Sivillere ve sivil mülkiyete yönelik ayrım gözetmeyen saldırılar savaş yasalarını ihlal etmek demektir. Orantısız sivil can kaybı ve sivillerin yaralanmasına neden olan askeri hedeflere yönelik saldırılar da bu kapsamdadır. Taraflar uluslararası insan hukuku kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmeli” dedi.
İsrail ve Filistinli silahlı gruplara uyarı
İsrailli yetkilileri silahlı çatışmayı düzenleyen yasalara uymaya davet eden Guterres, Hamas'ı ve diğer silahlı Filistinli militan gruplarını da yüksek nüfuslu sivil mahallelerden İsrail'deki sivil nüfus merkezlerine ayrım gözetmeksizin roket ve havan topu saldırılarını sonlandırmaya çağırdı.
Guterres, acil ateşkes çağrısını yinelediğini belirterek, “İsrail güvenlik güçleri ile Filistinliler arasında işgal altındaki Batı Şeria'da şiddetli çatışmaların devam etmesinden de derin endişe duyuyorum. İsrail'i işgal altındaki Filistin'deki yıkım ve tahliyeleri durdurmaya çağırıyorum, Tahliyeler ve yıkımlar dahil tüm yerleşim birimlerinde yaşananlar uluslararası hukuka göre yasa dışıdır. Kudüs, üç dünya dini için kutsal bir şehirdir. Kutsal yerlerdeki mevcut düzenin sürdürülmesi ve saygı duyulması gerektiğinin altını çiziyorum. İsrail'de, toplumsal şiddet ve kışkırtıcı söylemlerin boyutu endişe verici. Kışkırtmalar, İsrail ve işgal altındaki Filistin bölgesinde çatışmaların yayılma riskini arttırıyor. Bu çatışmalar, radikaller ve aşırılık yanlıları tarafından sömürülmeye hazır bir ortam yaratır. Bölgede yeni bir tehlikeli istikrarsızlığın ortaya çıkmasını ne pahasına olursa olsun engellemeliyiz. İnsani krizi önlemek için gerilimi azaltmamız bir zorunluluktur” dedi.