Türkiye’de 7 Haziran’dan bugüne başkent Ankara’da 3 kez, Şanlıurfa-Suruç’ta bir ve İstanbul’da ise Sultanahmet’in ardından ikinci kez bombalı terör saldırısı yaşanmasıyla birlikte Ankara’da siyasi gerilim artacak görünüyor. İstanbul’daki patlama sonrasında Ankara-Kızılay’daki saldırıda olduğu gibi HDP hızlı tepki vererek, olayı şiddetle kınadığını bildirdi.
Başkentte önümüzdeki günlerde iktidara yönelik tepkiyi “güvenlik ve istihbarat zafiyeti” konusu başta olmak üzere sertleştirecek terör atmosferi, bugün İstanbul - İstiklal Caddesi’ndeki saldırıyla ağırlaştı.
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında Merkez Yönetim Kurulu (MYK), İstanbul’daki canlı bomba saldırısınin ardından Antalya'da acil değerlendirme toplantısı yaptı.
Toplantı sonrası CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke, “Yine ölüyoruz” diye başladığı açıklamasında başsağlığı mesajı dile getirdi. , “Türkiye teröre alışmayacak alıştırmayacağız. Türkiye terörü kanıksamayacak kanıksatmayacağız, terörü normalleştirmenize izin vermeyeceğiz” diyen Böke, iktidara siyasi sorumluluk almalarını ve acil önlemler ile insan hayatı için güvenliğin sağlanması çağrısında bulundu. Böke, konuşmasında AKP Hükümeti’ne yönelik olarak şunları dile getirdi:
“Terör kimden gelirse gelsin, amacı ne olursa olsun, hedefi ne olursa olsun bir insanlık suçudur. Terörü kuvvetle lanetliyoruz ve terörü Türkiye'nin kucağına bırakmış olan herkesi de acilen sorumluluğa davet ediyoruz. Tüm vatandaşlarımızla birlikte, yüksek sesle bir kez daha soruyoruz, Türkiye'yi bu terör bataklığına ve her gün canlarımızı kaybetmeye itmiş olan yol hangi yoldur ve sorumlusu kimdir? Daha bu hafta yaptığımız basın açıklamasında şu sözleri ifade etmiştik, 'Bugün beylik laflarla büyük nutuklar atıp bir sonraki bombanın canlarımızı almasını mı bekleyeceğiz, yoksa terörün nedenlerini sorumlularını ve alınacak önlemleri ilk iş olarak ele alıp bir şeyleri değiştirecek miyiz?' Bu soruyu soralı birkaç gün oldu. Yine beylik laflarla nutuk atan siyasi sorumluları dinledik, biz bir kez daha hamasetle karşı karşıya kaldık.”
İlk açıklamayı HDP yaptı
İstiklal Caddesi’ndeki terör saldırısı üzerine Ankara’dan ilk siyasi tepkiyi HDP gösterdi. HDP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) tarafından yapılan yazılı açıklamada, başsağlığı dileği de ifade edildi. Saldırıyı lanetlediğini kaydeden HDP MYK’nın açıklamasında, ‘Saray’ ifadesiyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da eleştirilerek, özetle şöyle denildi:
“Sivil yurttaşlarımızın bulunduğu bir yerde, her gün ve saatte insanların işine gittiği, alışveriş yaptığı bir mahalde yapılan bu saldırı, kim tarafından yapılmış olursa olsun asla kabul edilemez, mazur gösterilemez. Bu saldırı da önceki Ankara saldırısında olduğu gibi doğrudan sivilleri hedef alan bir terör eylemidir. Türkiye toplumu her geçen gün Saray’ın ve siyasi iktidarın iç ve dış politikadaki yanlış ve tutarsız politikaları, devlet şiddetini arttıran, özgürlükler alanını daraltan uygulamaları nedeniyle büyük bir kutuplaşma, bölünme, ayrışma ve nefret söylemi yükselişi ile karşı karşıyadır. Demokratik siyaset alanının gitgide daraltıldığı ve bir olağanüstü hal durumuna ilerlenen bu ortamdan hızla çıkılmalı ve her türlü siyasal toplumsal sorunumuzun çözümü için Meclis’te bulunan partiler demokratik adımlar atmalıdır. Sağduyulu bir müzakere ortamının yaratılması acil ihtiyaçtır. Tüm demokrasi ve barış güçleri, demokrat ve vicdan sahibi her yurttaşımız, sivil toplum örgütleri bu yönde gelişmelerin yaşanabilmesi için girişimde bulunmalıdır. Geçen her gün tahribat artmaktadır.”
Bahçeli ‘küresel güçler’ suçlamasında bulundu
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise, AKP Hükümeti’nin yanlış politikalar uyguladığını ve bunun bedelini Türk Milleti’nin ödediğini ifade etti. Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada, İstanbul’daki saldırıyla Türkiye’nin yılgınlığa ve korkuya mahkum olmasının amaçlandığını dile getirdi. Dost ve müttefik görünümlü ülkelerden bazılarını da masum görmediğini kaydeden Bahçeli, özetle yaşanan terör atmosferini şöyle anlattı:
“Milli beka ve güvenliğimiz ağır şantaj ve saldırı altındadır. Terörizmin kanlı yüzü, teröristlerin namert ve aşağılık eylemleri sabır ve tahammülleri bitirme noktasına kadar getirmiştir. Türkiye’miz canlı bombalarla kuşatılmış, hain plan ve hedeflerle nefessiz bırakılmıştır. Her gün patlayan bombalar, yürekleri kavuran şehit haberleri, herkesi derin bir endişeye sevk eden sivil hedeflere yönelik menfur suikastlar ülkemizi istikrarsız ve belirsizliğe sokmuştur. Türkiye tarihsel rotasından sapmış; toplumsal huzur, asayiş ve iç barış ortamı kahredici ölçüde zedelenmiştir. Biraz sonra bedenine bomba saran herhangi bir katilin intihar eylemini nerede yapacağı, kaç kişinin hayatına mal olacağı meçhuldür. Bu itibarla Türk milleti tarihinin en dehşet verici günlerinden, en şiddet dolu döneminden geçmektedir. Küresel ve bölgesel efendileri hesabına kiralık tetikçilik yapan canilerin bir yanda Doğu ve Güneydoğu’da kan dökmesi, diğer yanda belirli aralıklarla Ankara ve İstanbul’un kalbini hedeflemesi Türkiye’nin Suriyelileşmesi ve Lübnanlaşması amacına dönük hunhar bir stratejinin ara duraklarıdır. Türk devleti elinde silah taşıyan, beline bomba saran Türkiye düşmanlarının hakkından gelecek güç ve yeterliliğe sahiptir. Asırlardır Türk milletine kin ve nefret besleyen haçlı hesaplarıyla, teröristleri maşa gibi kullanan malum ve suçlu ülkelerle yüzleşme, gerekirse hesaplaşma vakti gelmiştir.”