Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy, bu göreve atandığı 1 Ocak 2010'dan bu yana Türkiye'ye ilk resmi ziyaretini yapıyor. Türkiye'nin üyeliğine karşı olduğu bilinen ve bunu yaptığı açıklamalarla ortaya koyan Van Rompuy'un Ankara'da vereceği mesajların tonu merak ediliyor.
BRÜKSEL —
Avrupa Birliği Konseyi Başkanı seçildikten sonra aday ve potansiyel aday ülkeleri, hatta komşuluk politikasına dahil olan Azerbaycan, Ermenistan gibi ülkeleri ziyaret eden ancak Türkiye’yi sürekli pas geçen Herman Van Rompuy sonunda
Ankara’ya ilk resmi ziyaretini gerçekleştiriyor.
Ziyaret, “gönülden gelen” bir niteliğe sahip olmasa da ilk olması ve zamanlaması açısından önem taşıyor. Türkiye’nin üyelik sürecine yönelik tavrını kademeli olarak da olsa değiştirmeye başlayan Fransa ile müzakerelere hız kazandırılmasının gerekliliğini sıklıkla vurgular hale gelen Almanya’nın verdiği sinyallerden bağımsız düşünülmesi oldukça zor olan ziyaretin başarısını ise Van Rompuy’un vereceği mesajlardaki “destek dozu” belirleyecek.
Van Rompuy, Avrupa Birliği’nde görev almadan önce Türkiye’nin üyeliğine karşı olduğunu net ve diplomatik sınırları da zorlayan şekilde dile getirmesiyle dikkat çeken bir isim. 2004’te yaptığı, “Türkiye, Avrupa’nın parçası değil, hiçbir zaman da olmayacak” açıklamasıyla Ankara’nın “kara listesine” dahil olan Van Rompuy, 1 Ocak 2010’da giydiği “AB Konseyi Başkanı” şapkasının da etkisiyle bu tür açıklamalar yapmasa da “Türkiye’yi görmezden gelme ve gündeme getirmeme” politikasını sürdürüyor. Van Rompuy, Türk politikacılarla en az bir araya gelen üst düzey Avrupa Birliği yetkilileri listesinin de ilk sırasında yer almasıyla öne çıkıyor.
Van Rompuy, Türkiye ziyareti sırasında TBMM’de konuşmak istedi ancak bu talebe yeşil ışık yakılmadı. Olumsuz yanıt verilmesine resmi gerekçe olarak gündem uyuşmazlığı gösterilse de Van Rompuy’un isteğinin geri çevrilmesinde Türkiye karşıtı tavrı ve olası bir konuşma durumunda ilginin düşük olma riskinin yüksek olması etkili oldu. Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso’nun 2008’de yaptığı ziyarette TBMM’de konuşmasına olanak tanınmış ve AKP’yle ilgili kapatma davasının gündemde olduğu bir dönemde yaptığı konuşma büyük ilgi görmüştü.
Bugünkü ziyaret sırasında Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinin içinde bulunduğu durumdan Ankara’nın duyduğu rahatsızlık Van Rompuy’a net şekilde iletilecek. Türk vatandaşlarına uygulanan vize ve Kıbrıs sorunuyla ilgili mesajlar da ana gündem maddeleri arasında yer alacak. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Brüksel’deki Avrupa Birliği zirvelerine katılımının sağlanmasının önündeki en önemli engellerden birinin de Van Rompuy olması özellikle bu iki ismin görüşmesinde konunun gündeme gelmesini kaçınılmaz kılıyor. Ankara, Van Rompuy’dan Türkiye konusunda daha olumlu ve yapıcı bir tavır beklediğinin altını da kalın şekilde çizecek.
Van Rompuy, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’le bir araya gelip TOBB’da konuştuktan sonra Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la görüşecek.
Ankara’ya ilk resmi ziyaretini gerçekleştiriyor.
Ziyaret, “gönülden gelen” bir niteliğe sahip olmasa da ilk olması ve zamanlaması açısından önem taşıyor. Türkiye’nin üyelik sürecine yönelik tavrını kademeli olarak da olsa değiştirmeye başlayan Fransa ile müzakerelere hız kazandırılmasının gerekliliğini sıklıkla vurgular hale gelen Almanya’nın verdiği sinyallerden bağımsız düşünülmesi oldukça zor olan ziyaretin başarısını ise Van Rompuy’un vereceği mesajlardaki “destek dozu” belirleyecek.
Van Rompuy, Avrupa Birliği’nde görev almadan önce Türkiye’nin üyeliğine karşı olduğunu net ve diplomatik sınırları da zorlayan şekilde dile getirmesiyle dikkat çeken bir isim. 2004’te yaptığı, “Türkiye, Avrupa’nın parçası değil, hiçbir zaman da olmayacak” açıklamasıyla Ankara’nın “kara listesine” dahil olan Van Rompuy, 1 Ocak 2010’da giydiği “AB Konseyi Başkanı” şapkasının da etkisiyle bu tür açıklamalar yapmasa da “Türkiye’yi görmezden gelme ve gündeme getirmeme” politikasını sürdürüyor. Van Rompuy, Türk politikacılarla en az bir araya gelen üst düzey Avrupa Birliği yetkilileri listesinin de ilk sırasında yer almasıyla öne çıkıyor.
Van Rompuy, Türkiye ziyareti sırasında TBMM’de konuşmak istedi ancak bu talebe yeşil ışık yakılmadı. Olumsuz yanıt verilmesine resmi gerekçe olarak gündem uyuşmazlığı gösterilse de Van Rompuy’un isteğinin geri çevrilmesinde Türkiye karşıtı tavrı ve olası bir konuşma durumunda ilginin düşük olma riskinin yüksek olması etkili oldu. Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso’nun 2008’de yaptığı ziyarette TBMM’de konuşmasına olanak tanınmış ve AKP’yle ilgili kapatma davasının gündemde olduğu bir dönemde yaptığı konuşma büyük ilgi görmüştü.
Bugünkü ziyaret sırasında Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinin içinde bulunduğu durumdan Ankara’nın duyduğu rahatsızlık Van Rompuy’a net şekilde iletilecek. Türk vatandaşlarına uygulanan vize ve Kıbrıs sorunuyla ilgili mesajlar da ana gündem maddeleri arasında yer alacak. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Brüksel’deki Avrupa Birliği zirvelerine katılımının sağlanmasının önündeki en önemli engellerden birinin de Van Rompuy olması özellikle bu iki ismin görüşmesinde konunun gündeme gelmesini kaçınılmaz kılıyor. Ankara, Van Rompuy’dan Türkiye konusunda daha olumlu ve yapıcı bir tavır beklediğinin altını da kalın şekilde çizecek.
Van Rompuy, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’le bir araya gelip TOBB’da konuştuktan sonra Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la görüşecek.