Sur'da Huzur Arayışı

Sur’dan kaçmak zorunda kalanlardan biri de Berivan. 2 yaşından beri yaşadığı evinden geriye yalnızca resimler kalmış. O yine de dönmeyi hayal ediyor.

Berivan, Sur’da yaşamanın “hayat kadar, nefes almak kadar” önemli olduğunu söylüyor. Bunun tüm Surlular için de böyle olduğunu söyleyen genç, mahallerinden vazgeçemeyeceklerini belirtiyor.

Evsiz kalan binlerce kişi yardım için belediyeye başvurmuş. Sur’un HDP’li Belediye Başkanı Azize Değer, selefinin terörizm suçlamaları nedeniyle tutuklanmasından sonra başkanlık görevini üstlenmiş. Değer, talepleri karşılamakta zorlandıklarını söylüyor.

Sokağa çıkma yasağı ve çatışmalardan kaçanların giysi ve eşyalarını almadan belediyeye geldiğini söyleyen Kutlu, 4.400 ailenin başvuruda bulunduğunu ve kendilerine “Evimizi terk ettik. Hiçbir şeyimiz kalmadı” dediklerini ifade etti.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, yaptığı bir konuşmada Sur’u İspanya’nın ünlü Toledo kentine dönüştüreceklerini söyledi. Hükümet tartışmalı bir yasa çıkararak Sur’daki gayrimenkulün %90’ını kamulaştırdı.

Binlerce evin yanı sıra 6 tarihi kilise de böylece kamulaştırıldı. HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş kararı kolektif cezalandırma olarak nitelendirerek eleştirdi. AKP’nin Diyarbakır İl Başkanı Muhammed Akar ise bu suçlamaları reddediyor.

Akar, kamulaştırma konusunun yanlış anlaşıldığını, birçok kişinin evlere, camilere ve kiliselere el konulduğunu sandığını ama bunun doğru olmadığını belirtiyor. Akar, şu anda bir kamulaştırma çalışması olmadığını da söylüyor.

Bu güvencelere rağmen Surlular kuşkulu. Delik deşik olmuş duvarlarda PKK’nın duvar yazıları görülüyor. Çay ocağı sahibi Mustafa da herkes gibi endişeli.

İnsanların korktuklarını söyleyen Mustafa, kamulaştırma olursa işlerine ne olacağını sorguluyor. Bu yaşta başka bir iş yapamayacağını söyleyen çaycı “Hamal mı olayım?” diyor.

İnsanlar hala evlerini terk etmeye zorlanıyor. Yetkililer, çatışmalardan kaynaklanan zarardan dolayı bölgede kalmanın tehlikeli olduğunu söylüyor. Hükümet, dönmek isteyen herkese bu iznin verileceğini belirtiyor. Ancak birçok muhalif, diğer kentsel dönüşüm projelerinde bu tür sözlerin tutulmadığına dikkat çekiyor. Bazıları ise Sur’un dönüştürülmesindeki gerçek amacın, mahallenin Kürt milliyetçiliğinin merkezine dönüşmesini engellemek olduğunu söylüyor.

Gerçek neden ne olursa olsun, Sur’daki birçok kişi korku ve belirsizlik içinde yaşamayı sürdürüyor.