Suriye Konusunda Güvenlik Zirvesi

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Suriye krizi boyunca en kapsamlı güvenlik zirvesini topladı bugün. Başbakanlık’ta yapılan ve 2 saat 15 dakika süren toplantıya Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala katıldı.

Suriye konulu toplantıda özellikle PKK’ya yakınlığıyla bilinen Suriyeli Kürt örgütü PYD’nin bölgedeki etkinliğinin masaya yatırıldığı öğrenildi. Suriye’nin bölünmesine karşı olduğunu defalarca açıklayan Ankara, Kürtlerin kendi kendini yönetmesi iddialarının da uluslararası kamuoyunda meşruiyet sağlamaması yönünde strateji geliştiriyor.

PKK’nın Suriye’deki etkinliği azaltılmak isteniyor

Güvenlik zirvesi sonrası yapılan yazılı açıklamada PKK’nın Türkiye ve komşu ülkelerdeki faaliyetlerinin ele alındığı, ulusal güvenliği ilgilendiren her alanda alınacak ilave tedbirlerin de görüşüldüğü belirtildi.

Güvenlik krizi sonrası herhangi bir açıklama yapmadan Başbakanlık’tan ayrılan Başbakan Erdoğan, zirveside alınan kararların ipuçlarını Kanal 27 televizyonunda açıkladı. Suriye’nin kuzeyinde Kamışlı ve Afrin’i kuşatan bir yapılanmaya asla izin vermeyeceklerini belirten Erdoğan, “Suriye’nin Kuzey’inde oluşacak bir yapılanma bizim için bir terör yapılanmasıdır. Oraya müdahale etmek bizim en tabii hakkımızdır” dedi.

Suriye krizi boyunca hükümetle ters düşmemeye özen gösteren Milliyetçi Hareket Partisi’nden (MHP) ilk kez bir milletvekili hükümeti hedef alan bir açıklama yaptı.

‘Birleşik Kürdistan’a zemin oluşturuluyor’

MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri, Suriye'nin kuzeyinde bazı kentlerin PKK'nın kontrolüne geçtiğini öne sürdü ve ''Türkiye, güneyden fiili olarak Suriye ve Irak gibi devletlerle sınırı olan ülke olmaktan çıkmıştır” dedi.

Bölgede bugün her zamankinden çok daha fazla bağımsız ve birleşik Kürdistan imkanı ortaya çıkmış bulunduğunu savunan Yeniçeri’ye göre, hükümetin abartılı, blöfe dayalı, amacı olmayan Suriye politikası, Birleşik Kürdistan projesi için en uygun zemini oluşturmuştur.


Türkiye, Suriye gümrüklerini ticarete kapadı

Suriye’de yaşayan iç savaş Türkiye ekonomisini de olumsuz etkiliyor. Bu sabah Ankara Sanayi Odası Meclis Toplantısı’nda konuşan Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, “TIR'larımızın Suriye'ye gidişlerine gümrüklerimiz kapanmıştır'' dedi. Çağlayan, Suriye’yle sınır ticaretinin giden bu yılın ilk beş ayında geçen yılın aynı dönemine kıyasla %87 azalma olduğunu dikkat çekti. Rakamsal olarak söylemek gerekirse, geçen yıl Ocak-Mayıs arası Türkiye’den 36.966 TIR dolusu yük taşınırken bu yılın ilk beş ayında bu sayı 5.244’e düştü.

Bakan Çağlayan’ın verdiği bilgilere göre, Suriye üzerinden üçüncü ülkelere transit ticaret ise %70 azaldı.

Gümrük kapalı ama Suriye vatandaşları Türkiye’ye girebilir

Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı da Zafer Çağlayan’ı doğruladı. Yazıcı, Türkiye vatandaşlarının Cilvegözü, Öncüpınar ve Karkamış sınır kapılarından ticari veya yolcu olarak Suriye'ye çıkış gümrük hizmetlerinin durdurulduğunu söyledi.

"Suriye plakalı araçların uluslararası ticarete yönelik giriş ve çıkış gümrük hizmetleri durdurulmuştur. Suriye vatandaşları ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik olarak ülkemize giriş ve çıkış gümrük hizmetleri devam etmektedir"

Hatay’ın Yayladağ ilçesinde yaşayan Yavuz Turizm şirketinin sahibi Şakir Bozdemir de ticaretin azalmasından dert yanıyor. VOA’ya konuşan Özdemir, “Suriye’de yaşanan şiddet olayları bizi perişan etti. Ekonomik olarak allak bullak oldum. Vergileri ödeyemiyoruz, şirketi kapatamıyoruz, borcum dağ gibi arttı” dedi.

Yayladağ ekonomisi kan kaybediyor

Beş çocuk sahibi Şakir Özdemir’in Türkiye tarafında 10, sınırın öte yanında ise 20 taksisi var. Özdemir şöyle konuştu: “Eskiden her gün en az 20 sefer yapardık. Bu sayı şimdi bir ikiyi geçmiyor. İstanbul’dan, Ankara’dan sürekli misafirlerim vardı. Neredeyse bir buçuk yıldır hiçbiri gelmiyor.”

Özdemir’in bir başka sıkıntısı ise bitmek bilmeyen şiddet olayları... Sınırın öte yanındaki bomba sesleri yüzünden sabaha kadar uyuyamadıklarını, çocukların psikolojisin bozulduğunu söylüyor. Yayladağ kampının yanındaki tarla sahiplerinin bazı Suriyeli sığınmacılarla sorun yaşadığını söyleyen Sünni işadamı, kendisiyle kamp sakinleri arasında herhangi bir sorun olmadığını belirtti.

Peki ya gelecek? Özdemir şöyle konştu: “Beşar Esad’ı istemiyoruz ama hemen gitmez. Gitse bile sistemin oturması hiç de kolay değil. Düşünün bir kere şu halde muhaliflerle anlaşsa bile Esad, görüyorsunuz şehirler darmaduman oldu. Ne zaman ayağa kalkabilir. Hiç iyimser değilim”

Bölge sosyal sorunlara gebe

Hatay’ın tanımış gazetecilerinden Mehmet Ali Solak da aynı gözlemi yapıyor: “Hatay’ın ekonomisi bitmiş durumda. Yalnız Hatay mı? Şanlıurfa, Kilis, Kahramanmaraş hep Suriye’yle iş yapıyordu. 12 tırımız Suriye’de yakıldı. Cilvegözü ve Reyhanlı kapıları kapandı. Her şey daha da kötüye gidiyor.”

Güney Rüzgarı dergisinin genel yayın yönetmeni, ekonominin dışında bölgenin sosyal sorunlara gebe olduğu kanısında. Sünni, Alevi, Hristiyan ve Yahudilerin yüzlerce yıldır bölgede kardeşçe yaşadığına dikkat çeken Solak, “bölgede huzursuzluk yaşanacak Alevilerle Sünniler arasında nifak tohumları atılıyor. Esad’ın sürekli Nusayri kimliğinin öne çıkarılması doğru değil” diyor.

Bu arada hafta sonu Gaziantep’in İslahiye ilçesindeki çadır kentinde çıkan olaylara karıştığı belirtilen 37 Suriyeli ise aileleriyle ülkelerine döndü. Öte yandan, Suriye'nin İdlib kentinin Türkiye sınırına yakın ormanlık alanda dün çıkan yangın, sınırın sıfır noktasında kontrol altına alındı.