ABD ile Suriye’nin Suriye konusunda vardığı anlaşma gözlerin sürecin teknik sorumluluğunu yüklenecek olan Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’ne (OPCW) çevrilmesine neden oldu. OPCW Genel Müdürü Büyükelçi Ahmet Üzümcü süreçte kilit bir role sahip olacak.
BRÜKSEL —
Suriye’de 21 Ağustos’ta gerçekleştirilen kimyasal silah saldırısının ardından askeri müdahale opsiyonu öne çıksa da Rusya’nın diplomatik manevrası, müdahale konusunda sıkıntıları bulunan ABD’nin esnek davranması ve Moskova’nın telkiniyle olası bir askeri müdahaleden kurtulmak için geri adım atmayı tercih eden Şam’ın yaklaşımları sorunu farklı bir boyuta taşıdı.
Washington ile Rusya arasında varılan uzlaşı doğrultusunda süreçte en önemli rollerden biri Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’ne (OPCW) düşecek. Örgütün başında da 2010’dan bu yana genel müdür olarak görev yapan Türk Büyükelçi Ahmet Üzümcü bulunuyor.
Hem Birleşmiş Milletler hem de NATO deneyimi olan, Türk Dışişleri’nin önemli isimlerinden olan Üzümcü yönetimindeki OPCW, gerekli hazırlıklara başladı. Son olarak dokuz kişilik bir ekiple Suriye’deki Birleşmiş Milletler soruşturmasına katılan OPCW bünyesindeki uzmanlar, ikili anlaşma bağlamında gündeme gelecek talep ve adımlar için bir yol haritası hazırlıyorlar. Bu konunun önümüzdeki hafta örgütün yönetim kurulu tarafından masaya yatırılması amacıyla bir toplantı düzenlenmesi de gündemde.
OPCW Genel Müdürü Büyükelçi Ahmet Üzümcü yaptığı açıklamada, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile ABD Dışişleri Bakanı John Kerry arasında Cenevre’de yürütülen görüşmelerde sağlanan anlaşmadan memnuniyet duyduklarını belirtirken, bu anlaşmanın Suriye’nin katılmak için başvurduğu Kimyasal Silahlar Sözleşmesi’ne uymayan yükümlülüklerini tam olarak yerine getirmesini kolaylaştıracağını umduklarını ifade etti.
OPCW Yürütme Kurulu’nun toplantısının ardından Suriye’nin kimyasal silah stokunun, üretim unsurlarının ve diğer ilgili yeteneklerinin tamamen ortadan kaldırılması için gerekli önlemlerin alınması ve hızlandırılmış bir program çerçevesinde harekete geçilmesi öngörülüyor.
Suriye, Dışişleri Bakanı Walid al-Muallem imzası taşıyan bir mektubu 12 Eylül’de Üzümcü’ye ulaştırarak ülkesinin Kimyasal Silahlar Sözleşmesi’ne taraf olma isteğini iletmişti. 13 Eylül’de de Bakan Yardımcısı Faisal Mekdad, Üzümcü’yü telefonla arayarak OPCW’den teknik destek talep etti.
OPCW’ye üye devlet sayısı 189. İsrail ve Mynamar, Kimyasal Silahlar Sözleşmesi’ne imza atıp onaylamayan iki ülke olarak dikkat çekerken Angola, Mısır, Kuzey Kore ve Güney Sudan bu belgeyi imzalamayan ülkeler konumunda. Geçen hafta başvuru yapan Suriye de bu son grupta yer alıyor.
Washington ile Rusya arasında varılan uzlaşı doğrultusunda süreçte en önemli rollerden biri Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’ne (OPCW) düşecek. Örgütün başında da 2010’dan bu yana genel müdür olarak görev yapan Türk Büyükelçi Ahmet Üzümcü bulunuyor.
Hem Birleşmiş Milletler hem de NATO deneyimi olan, Türk Dışişleri’nin önemli isimlerinden olan Üzümcü yönetimindeki OPCW, gerekli hazırlıklara başladı. Son olarak dokuz kişilik bir ekiple Suriye’deki Birleşmiş Milletler soruşturmasına katılan OPCW bünyesindeki uzmanlar, ikili anlaşma bağlamında gündeme gelecek talep ve adımlar için bir yol haritası hazırlıyorlar. Bu konunun önümüzdeki hafta örgütün yönetim kurulu tarafından masaya yatırılması amacıyla bir toplantı düzenlenmesi de gündemde.
OPCW Genel Müdürü Büyükelçi Ahmet Üzümcü yaptığı açıklamada, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile ABD Dışişleri Bakanı John Kerry arasında Cenevre’de yürütülen görüşmelerde sağlanan anlaşmadan memnuniyet duyduklarını belirtirken, bu anlaşmanın Suriye’nin katılmak için başvurduğu Kimyasal Silahlar Sözleşmesi’ne uymayan yükümlülüklerini tam olarak yerine getirmesini kolaylaştıracağını umduklarını ifade etti.
OPCW Yürütme Kurulu’nun toplantısının ardından Suriye’nin kimyasal silah stokunun, üretim unsurlarının ve diğer ilgili yeteneklerinin tamamen ortadan kaldırılması için gerekli önlemlerin alınması ve hızlandırılmış bir program çerçevesinde harekete geçilmesi öngörülüyor.
Suriye, Dışişleri Bakanı Walid al-Muallem imzası taşıyan bir mektubu 12 Eylül’de Üzümcü’ye ulaştırarak ülkesinin Kimyasal Silahlar Sözleşmesi’ne taraf olma isteğini iletmişti. 13 Eylül’de de Bakan Yardımcısı Faisal Mekdad, Üzümcü’yü telefonla arayarak OPCW’den teknik destek talep etti.
OPCW’ye üye devlet sayısı 189. İsrail ve Mynamar, Kimyasal Silahlar Sözleşmesi’ne imza atıp onaylamayan iki ülke olarak dikkat çekerken Angola, Mısır, Kuzey Kore ve Güney Sudan bu belgeyi imzalamayan ülkeler konumunda. Geçen hafta başvuru yapan Suriye de bu son grupta yer alıyor.