Suriye Türkmenleri Şam’daki yeni yönetimden rahatsız: “El-Şara’nın bizimle görüşmemesi manidar, atamalarda yokuz”

Suriye Türkmen Dernekler Federasyonu Başkanı Tarık Sülo Cevizci, devlet kademesine yapılan atama ve terfilerde Suriyeli Türkmenlerin gözardı edildiğini dile getirdi

Suriye Türkmenleri, Ahmet el-Şara liderliğindeki Suriye’deki yeni yönetimin şu ana kadar kendileri ile ilişki kurmamasından rahatsızlık duydukları mesajını verdi.

Çarşamba günü İstanbul’da basın toplantısı düzenleyen Suriye Türkmen Dernekler Federasyonu, 2011 yılından beri Suriye’de Beşar Esat yönetiminin devrilmesi için mücadele ettikleri halde kendilerinin dışlandığını, bu durumun yeni yönetimin çoğulculuk anlayışıyla bağdaşmadığını ifade etti.

Cevizci: “Suriye’de kurulan geçiş yönetimi atama ve terfilerde tek taraflı hareket etmiştir, Şara’nın Türkmenler ile görüşmemesi manidardır”

Suriye Türkmen Dernekler Federasyonu Başkanı Tarık Sülo Cevizci, devlet kademesine yapılan atama ve terfilerde de Suriyeli Türkmenlerin gözardı edildiğini dile getirdi.

Your browser doesn’t support HTML5

Suriye Türkmenleri Şam’daki yeni yönetimden rahatsız

Cevizci, “Suriye etnik dini ve mezhepsel yönü yanında siyasi geleneği açısından çok kültürlü bir yapıya sahiptir. Ancak Suriye’de kurulan geçiş yönetimi şimdiye kadar yapmış olduğu atama ve terfilerde tek taraflı hareket etmiştir. Bu durum, ‘yeni bir totaliter rejime mi geçiliyor’ sorusunun sorulmasına neden olmuştur. Suriye geçici dönemi lideri Ahmet Şara’nın şu ana kadar tüm kesimlerin temsilcileri ile görüşmesine rağmen Suriye Türkmenleri’nin siyasi ve sivil kanadı ile görüşmemesi manidardır. Milli Diyalog Kongresi’ne Suriye’nin en önemli bileşenlerinin başında gelen Türkmenler’in çağrılmaması ve süreç dışına itilmesi kabul edilmez” dedi.

“Suriye Milli Ordusu’nun lağvedilmesi ya da yeni ordu içinde eritilmesi terör ile mücadele noktasında bizleri endişelendirmektedir”

Suriye Türkmen Dernekler Federasyonu, Suriye’deki yeni yönetimin ulusal ordu kurulması çalışmaları kapsamında haftalardır YPG ile mücadele halindeki Suriye Milli Ordusu’nun (SMO) lağvedilmesi talebine de karşı çıkıyor.

Federasyon Başkanı Cevizci, “PKK ve IŞİD gibi terör örgütlerinin tehditleri devam ederken SMO’nun lağvedilmesi ya da yeni ordu içinde eritilmesi terör ile mücadele noktasında bizleri endişelendirmektedir. Suriye’de IŞİD ve PKK varlığı varken, Suriye’nin bölünme riski devam ederken böyle bir karar alınmasını erken alınmış bir karar olarak değerlendirmekteyiz. Bu risklerin yanında Suriye sahil şeridinde sözde ‘Suriye Halk Direnişi’ adı altında Esat ordusundan ayrılma Nusayriler’in silahlanması bu kararın gözden geçirilmesine neden olmalıdır” diye konuştu.

“Suriye’nin bölünmesi, Suriye Türkmenleri’nin önünde kendi başlarının çaresine bakmaktan başka bir seçenek bırakmayacaktır”

Suriye Türkmenleri, Suriye’deki Kürtler’e özerklik ya da başka bir ayrıcalık tanınması ihtimalini de kesin bir dille reddediyor.

Tarık Sülo Cevizci, bu konuda da, “Suriye Türkmenleri Suriye’nin halk ve toprak bütünlüğünden yanadır. Bölünmeden taraf değildir. Ancak Suriye’nin bölünmesi durumu da Suriye Türkmenleri’nin önünde kendi başlarının çaresine bakmaktan başka bir seçenek bırakmayacaktır. Yeni Anayasa’nın vatandaşlık esasına göre yazılması hayati derecede önemlidir. Suriye Türkmenleri hiçbir dini etnik mezhepsel temelli bir anayasa arzu etmemektedir. Hiçbir etnik dini ve mezhepsel gruba ayrıcalık tanınmamalıdır. Eğer herhangi bir etnik gruba ayrıcalık tanınacaksa Türkmenler’e de aynı ayrıcalık tanınmasını şiddetle talep ederiz” değerlendirmesinde bulundu.

“(YPG) Suriye’de özerklik talebi içerisinde bulunmakta. Bunu da sırtını Amerika’ya dayayarak yapmakta”

Soru cevap kısmında bir gazeteci Suriye Türkmen Dernekler Federasyonu Başkanı’na “Suriyeli Türkmenler’in dışlanmasında İsrail ve ABD’nin etkisi var mı?” ve “HTŞ, ABD’yi karşısına alıp o bölgeye (YPG bölgesi) askeri güç sevk eder mi?” şeklinde iki soru yöneltti.

Tarık Sülo Cevizci bu sorulara verdiği yanıtta, “Şam’daki yönetim tek taraflı hareket ediyor. Herhangi bir baskıdan bu şekilde hareket ettiklerini düşünmüyorum. Çoğulcu kabine kurulup istişare içinde olursa bu geçiş süreci daha kolay olur. PKK tehdidi şu anda Suriye’nin kuzeydoğusunda devam etmekte. PKK silah bırakma niyetini belirtmedi şu ana kadar. (YPG) Suriye’de özerklik talebi içerisinde bulunmakta. Bunu da sırtını Amerika’ya dayayarak yapmakta. İki ordunun olması, -Irak’taki Haşdi Şabi gibi- devletin güvelik birimlerini ileriki aşamalarda ne kadar tehlikeli noktaya götüreceğini bizlere gösteriyor. Aynı modelin uygulanması en ufak bir çatlakta Suriye’nin ordusunun ikiye bölünmesi, Suriye yönetiminin ikiye bölünmesini riskini barındırmakta. Halep’te Şeyh Maksut ve Eşrefiye mahalleleri hala YPG’nin kontrolünde. HTŞ bunlara karşı bir tane kurşun atmış değildir. Hatta onlarla müzakere ederek cesaret vermektedir” ifadelerini de kullandı.

Suriye’de ne kadar Türkmen var?

Suriye’deki Türkmen nüfusunun ne kadar olduğu diğer tüm etnik ve dini gruplar gibi kesin olarak bilinmiyor.

İç savaş öncesi Suriye’nin nüfusu 23 milyon olarak kabul ediliyordu. O dönem Suriye’deki toplam Türkmen varlığının nüfusun yüzde 5’i kadar olduğu belirtiliyordu.

Birleşmiş Milletler verilerine göre iç savaş nedeniyle 7,5 milyon Suriyeli göçmen ülke dışına gitti.

BM 2024’te ülke içindeki nüfusun 24 milyonu aştığını hesaplasa da bu nüfusun Arap, Kürt, Türkmen, Dürzi, Sünni, Nusayri olarak dağılımını ortaya koyamıyor.

“Türkiye’nin gücüyle ve nüfuzuyla çok ciddi bir Türkmen nüfusu olacağını düşünüyoruz”

Halep’ten Şam’a, Rakka’dan Golan’a, Bayırbucak’tan Hama’ya Türkmenler’in çok geniş coğrafyaya yayıldığının altını çizen Suriye Türkmen Dernekleri Federasyonu Başkanı Tarık Sülo Cevizci, Türkmenler’in bugün Suriye’nin yüzde 3’ünü oluşturduğu iddialarının olduğuna dikkat çekiyor ama bunun doğru olmadığını savunuyor

Cevizci, “Suriye’de Araplar’dan sonra en büyük etnik grup Türkmenler. Fakat Türkmenler 100 yıldır ‘Türkiye uzantısı’ oldukları suçlamasıyla çok büyük asimilasyon ve tecrit politikalarına maruz kaldı. Suriye’de sayım yapılmasına izin verilmedi. Türkçe konuşmak Esat rejiminde neredeyse suç kabul edildi. İnsanlar varlıklarını sürdürmek için kimliklerini gizlemek ya da unutmak zorunda kaldı. Şu bir gerçek ki gezdiğimizde yeni Türkmen topluluklar buluyoruz şehir merkezlerinde. Bu nüfus Araplaşmıştı, Kürtleşmişti. Türkiye’nin gücüyle ve nüfuzuyla çok ciddi bir Türkmen nüfusu olacağını düşünüyoruz. Burada 3,5 milyondan 5,5 milyona kadar giden bir eğilim olduğunu düşünüyoruz. Sadece Halep’i saysak yüzde 3’ü bulur” ifadelerini kullandı.