Suriye’de IŞİD’in tamamen yenilgiye uğratılması sürecinde uluslararası toplumu en çok endişelendiren konulardan biri Suriye’deki yabancı savaşçılar ve ailelerinin geleceği. Avrupa ve Amerika açısından bir güvenlik ikilemi yaratan sorunun çözümü ne?
Şamima Begüm ve Hoda Muthana. Biri İngiltere diğeri de ABD doğumlu. İkisi de 2014 yılında Suriye’ye gidip orada evlenen ve uluslararası medyanın “IŞİD gelini” olarak adlandırdığı kadınlardan.
Suriye’de IŞİD’e yönelik harekat sona yaklaşırken, ülkelerine dönmek isteyen iki kadına da ret yanıtı geldi. İngiltere Şamima Begum’ün vatandaşlığını iptal etti, Amerika da Hoda Muthana için “ABD vatandaşı değildir, dönemez” açıklaması yaptı.
ABD Başkanı Donald Trump Twitter’dan Avrupa ülkelerine kendi vatandaşı olan “yabancı savaşçıları alın yoksa alternatifi hiç iyi değil” sözleriyle Suriye Demokratik Güçleri’nin elindeki yabancı savaşçıların ve ailelerinin serbest bırakılabileceği imasında bulundu. Avrupa ise isteksiz.
Washington Enstitüsü Yakın Doğu Politika Merkezi’nden Matthew Levitt, her ülkenin bu konuda hızlı düşünüp strateji geliştirmesi gerektiği uyarısında bulunuyor.
Matthew Levitt: Amerika Avrupa ülkelerinden kendi vatandaşı olan yabancı savaşçıları ya da ailelerini almalarını istiyor ancak kendisi Hoda Mothana’yı almayarak kötü bir örnek teşkil etmiş oluyor. Avrupa’nın bu yabancı savaşçıları ve ailelerini alıp kendisini rahat hissedecek şekilde yargılaması kolay değil. Bir kere bu kişilerin yargılanması için gerekli düzeyde delil olmuyor. Bazı ülkelerde bu kişiler yargılansa ve suçlu bulunsa bile az ceza alıyor ve 6 -10 yıl sonra serbest kalıyor. Cezaevleri genellikle insanların daha az radikalleştiği yerler değiller. O nedenle bu kişileri Suriye içinde tutmaya devam etmek bir seçenek değil. Hiçbir şey yapmamak ve bu kişilerin serbest kalması da bir seçenek değil. O nedenle ülkelerin hızlı düşünüp bir an önce kendi vatandaşlarının da rahat hissedeceği bir çözüm bulmaları gerek. Fransız vatandaşlarının bazıları Irak’ta yargılanacak. Ama hepsinin de Irak’ta yargılanması mümkün değil.
"Önemli bilgi sağlama karşılığında eve dönüş imkanı pazarlık konusu olabilir"
Matthew Levitt’e göre, suçunu itiraf eden yabancı savaşçılara IŞİD’in daha azılı teröristleri hakkında bilgi vermeleri karşılığında eve dönüş imkanı tanınması da bir seçenek olabilir.
Matthew Levitt: Her ülke farklı bir yöntem uyguluyor. Tek tek vaka bazlı değerlendirme yapılıyor. Örneğin Hollanda kendi konsolosluğuna gidip de suçunu itiraf eden kişilerin Hollanda’da yargılanabilmelerinin önünü açıyor. Bir de yarar sağlanabilecek şöyle fırsatlar olabilir. Suriye’deki yabancı savaşçıların önemli bir bölümü ülkelerine dönmek istiyor. O nedenle ülkeler bunu kendi avantajına çevirmeyi deneyebilir, bu kişiler üzerindeki ağırlığını kullanabilir. Bunlarla oturup konuşarak kendi hikayelerini anlattırabilir ve suçlarını bu şekilde itiraf ettirme yoluna gidebilir. Sonra da onlara daha sağlam bilgiler vermeleri karşılığında kendi ülkelerinde yargılanma şansını vermek gibi bir pazarlık şansı tanıyabilir.
Terör zanlılarının tutulduğu Guantanamo yeniden gündemde
2001’de 11 Eylül saldırıları sonrası terör zanlılarının gönderildiği Küba’daki Guantanamo Gözaltı Merkezi, bu kez Suriye’deki yabancı savaşçılar ya da ailelerinin akıbetinin ne olacağı konusuyla bağlantılı olarak yeniden gündemde.
George W. Bush yönetimi burada tutulan zanlıların Amerikan anaysasına tabi olmadığını, bu nedenle bazı hukuki haklardan mahrum bırakılabileceklerini savunmuş, terör zanlılarının süresiz bir şekilde yargılanmadan tutulduğu Guantanamo Merkezi insan hakları açısından tartışmaya yol açmıştı.
Cumhuriyetçi bazı senatörler, geçtiğimiz yıl Guantanamo gözaltı merkezinin açık tutulması için kararname imzalayan Başkan Trump’a 22 Ocak tarihinde bir mektup yazarak Suriye Demokratik Güçleri’nin gözaltında tuttuğu IŞİD savaşçılarının Guantanamo’ya gönderilmesi çağrısında bulundu.
Matthew Levitt, Guantanamo seçeneğinin Amerika ve dünyayı terör ve radikalleşmenin önlenmesi konusunda aynı kısır döngüye itebileceği uyarısında bulunuyor.
Matthew Levitt: Guantanamo açık kaldığı sürece böyle bir seçenek masada. Amerika’da şu anda kurumlar arasında bu seçeneğinin değerlendirilmesi konusunda hararetli bir tartışma var. Bazıları bu seçeneğin iyi bir fikir olduğunu bazılarıysa hukukun üstünlüğü ya da etik açıdan bakıldığında çok kötü bir fikir olduğunu savunuyor. Guantanamo seçeneği bana sorarsanız kötü bir seçenek. Bu IŞİD ya da El Kaide’nin bölgedeki kalıntılarına büyük bir halkla ilişkiler fırsatı sunacaktır.
Yabancı savaşçıların çocukları ne olacak?
Suriye’deki yabancı savaşçılar ve aileleri tartışmasının en karmaşık unsuru şüphesiz çocuklar.
Matthew Levitt: Teorik olarak belki küçük çocuklar yaşadıklarını çok kolay hatırlamayabilecekleri için onlarla daha kolay baş edilebilir. Ancak 5-6 yaşına gelmiş ve bugüne kadar infazlar dahil olmak üzere birçok korkunç olaya tanık olmuş ya da kendileri bizzat şiddet olaylarında yer almış çocukları düşünürsek, bu çocukların şiddete karşı hassasiyetlerini kaybetmiş olmaları büyük kaygı yaratıyor. Daha önce bu kadar kısa sürede ve bu kadar çok sayıda yabancı savaşçı ve aileleriyle karşı karşıya kaldığımızı hatırlamıyorum. Bu sorun çocukları cezaevine atarak değil terapiyle çözülecek bir şey. Bu boyutta bir şeyle baş edebilecek bir programımız var mı net değil. Bazı ülkeler de süreç çok karmaşık, bu kişileri ülkeye almayalım diyecektir. O zaman da bu çocuklar böyle bir imkan olmadan büyüyecekler. Muhtemelen öfkeleri devam edecek ve bu yüzden yaşadıkları topluma tehdit olmaya devam edecekler. Şu anda bu sorunun önüne geçme fırsatımız var. Kolay değil ama uzun süre düşünmek gibi bir lüksümüz de yok.