Suriye’den Dönen IŞİD Militanlarına Danimarka Modeli Uygulanabilir mi?

Your browser doesn’t support HTML5

IŞİD’in savaş alanında yenilgiye uğratılmasının ardından şimdi dikkatler örgüt militanlarının ülkelerine dönmesine çevrilmiş durumda.

Konuyla ilgili olarak başkentteki George Washington Üniversitesi’nde bir panel düzenlendi. Panelde, Suriye ve Irak’taki savaştan Danimarka’ya dönenlere uygulanan rehabilitasyon modeli dikkat çekti.

George Washington Üniversitesi’nin düzenlediği panelde, yabancı IŞİD militanlarının ülkelerine dönme konusu masaya yatırıldı.

“Yabancı Savaşçılar: Yeni Yönler ve Zorluklar” konulu panele Georgia State Üniversitesi’nde iletişim konusunda uzman Prof. Mia Bloom, Waterloo Üniversitesi’nde araştırmacı Amarnath Amarasigam, ve Danimarka Enstitüsü Uluslararası Çalışmalar Bölümü’nden, aynı zamanda George Washington Üniversitesi’nde doktora adayı Maja Touzari Greenwood ile Birleşmiş Milletler terörle mücadele bölümünde siyasi analiz ve araştırma yöneticisi David Wells katıldı.

Bloom: "IŞİD propagandası her zaman olumsuz değil"

Prof. Mia Bloom, IŞİD’in sosyal medyada yayınladığı bir paylaşımın ana akım medyaya kadar uzanabildiğine dikkat çekti ve bunu orman yangının yayılmasına benzetti.

Bloom, IŞİD propagandasının her zaman olumsuz olmadığına dikkat çekti.

Bloom, “Propagandanın doğası her zaman olumsuz ya da şiddetli değil. Ne kadarının olumlu ya da ne kadarının olumsuz olduğuna bakmamız lazım. Propagandayı nasıl kullanıyorlar, ne amaçla? Çalışmalarımızda gördük ki,IŞİD tarafından sahip çıkılan bazıları her zaman IŞİD değil. Yani IŞİD’den ilham alanlarla IŞİD tarafından yönetilenlerin mesajlarının ayrımının yapılması gerekiyor” dedi.

Bloom, sosyal medyada insanları kendilerine çekmek için kardeş kelimesinin çok kullanıldığına vurgu yaptı ve eve dönenlerin bilgisayar üzerinden özel talimatlar almalarının şimdiki gerçek tehdit olduğunu belirtti.

"En önemli tehdit internet"

Waterloo Üniversitesi’nden Amarnath Amarasigam da en önemli tehdidin internette olduğunu söyledi.

Amarasagiam, ”Bu gençlerin çoğu kendilerini yalnız, tecrit edilmiş hissediyor. İnternet dünyasına giriyorlar ve buradaki bağlar güçlü ya da gerçek hayattakinden daha güçlü. Buraya ait olduklarını düşünüyorlar. Ameliyat olan bir kızla konuşmuştum. Bana Suriye dışından kimsenin ameliyatın nasıl geçtiğini sormadığını söylemişti” ifadelerini kullandı.

Waterloo Üniversitesi araştırmacısı, Facebook, Twitter gibi mecraların şiddet içerikli paylaşımlara kısıtlamalar getirmesiyle Telegram adlı uygulamaya geçiş yapıldığını belirtti. Araştırmacı, Suriye ve Irak’tan savaş alanından geri dönenlere dikkat çekti:

Amarasagiam, “Konuştuğum geri dönenlerin çoğu oraya savaşmak ve ölmek için gittiklerini belirtti. Bazıları Libya, Afganistan ve Yemen’e gitti. Orada eğitim görüp dönenler saldırı düzenleyebiliyor, Brüksel ve Paris buna örnek. Bir başka kategori de bir ütopya için oralara gidenler ve aradıklarını bulamayıp eve dönmek isteyenler. Bu şekilde olan çok sayıda kadın, çocuk hatta azımsanmayacak sayıda erkek var. Bir başka geri dönenlerin oluşturduğu kategori ise bir hayli ilginç. Çatışma bölgesini, yaralandıkları için, IŞİD’le ters düştükleri için ve buna benzer bir dizi nedenlerle terk ediyorlar, ama hala küresel cihat fikrine bağlılar. Bu gruptakilere ‘5 yıl sonra bir cihat hareketi olsa, gider misin?’ diye sordum. ‘İlk uçağa atlar giderim’ diye yanıtlayanlar oldu” dedi.

Geri dönenler için Danimarka'da rehabilitasyon programı

Panele katılan uzmanlardan Maja Touzari Greenwood da ülkesi Danimarka’da Suriye ve Irak’taki savaşlardan dönenler için yürütülen rehabilitasyon programını anlattı.

Greenwood programı, “Danimarka’dan en az 150 kişi Suriye ve Irak’taki savaşa katıldı. Danimarka’nın dönenler için uyguladığı politika iyi biliniyor. Hatta yanılmıyorsam Washington Post gazetesi bunu ‘hoş geldin toplumu’ olarak nitelemişti. Bu politika birçok önlemden daha yumuşak. Geri dönenler için Danimarka, çeşitli servislerle ve toplumun bir kesimiyle işbirliği yapıyor. Burada amaç, kişiye zarar vermemek. Bu, rehabilitasyondan bir dizi uygulamaya kadar belirli bir çerçevede yapılıyor. Ancak burada da soruşturulması gereken bir durum belliyse olay polisin iş alanına giriyor. Aksi halde bu yumuşak önlemleri çeşitli yollarda uygulayıp kişiyi topluma yeniden kazanmaya çalışıyoruz” sözleriyle anlattı.

"Suriye ve Irak’tan dönenler de anne babaların oynadığı rol önemli"

Greenwood, “Anne babalar da geri dönüşlerde önemli. Özellikle annelerin onları evlerine çağırma konusunda roller önemli. Gidenlerin hepsinin dönüş planı vardı. Hayatlarının geri kalanını Danimarka’da geçirmek istiyorlardı. Danimarka sistemi ‘bu insanları toplumumuza kazandırma konusunda nasıl yardımcı olabiliriz?’ sorusunu soruyor” dedi.

Birleşmiş Milletler terörle mücadele bölümünde siyasi analiz ve araştırma yöneticisi David Wells de toplantıda kendi görevlerinin terörle mücadele konusunda, Güvenlik Konseyi kararlarının üye ülkelerce nasıl uygulandığını gözlemlemek ve buna göre yeni önlemler tasarlamak olduğunu belirtti.